21

9.7K 566 204
                                    

Poyraz'ın yatağında bağdaş kurmuş bir şekilde oturan ve geldiğime mutlu olduğunu belirtmek istercesine gülümseyerek gözlerini bana diken çocuk odanın pozitivlikle dolup taşmasına neden oluyordu resmen. Bir şey söylemeden sadece gülümseyerek beni izlemesi istemsizce beni mutlu ediyor, vücudumu huzurla kaplıyordu.

"Uyandığın halde odadan çıkmayıp beni beklemen fazla tatlı geldi bana."

Beynimden bile habersiz dudaklarımdan çıkıp odada yankılanan sesim kızaran Yavuz'dan daha çok beni şoka uğratmıştı.

"Yani çocuk gibisin. Neden beni bekledin? Sıkılırsın diye söyledim."

Sıçtığımı bir güzel sıvadıktan sonra kafamı hızla sallayarak bu havadan kurtulmaya çalıştım ama Yavuz'un tatlılık barındıran kıkırtısını duymam beni yeniden çıkmaza sürüklemişti.

"Komik olan ne acaba?"

Gözleri duyduğu şeyler şaşkınlıkla açıldı ve benden ayrılarak ellerine kenetlendi.

"Komik geldi ama seni kızdırmak istemedim."

Suratının hemen düşmesi ve sesindeki neşenin kaybolması benim de moralımin aynı hızla bozulmasına neden olmuştu.

Hala bakışlarını ellerinden ayırmayan ve ufalabildiği kadar ufalan çocuğun yanında oturduğumda huzursuz bir şekilde kıpırdanması beni daha çok üzmüştü.

"Asma suratını. Üzül diye söylemedim onu."

Kafasını olumlu anlamda sallayarak "anladım" diye mırıldadı.

"Oğlum bu kadar tatlı olma lan. Çocuk sanıyorum seni."

Kafasını kolumun altına sıkıştırarak odadaki kasvetli havanın dağılmasını umdum.

"Çocuk değilim ben. Seninle aynı sınıftayız biz."

Huysuzca söylenmesi gülümsememe neden olurken bunu ona yansıtmamaya çalıştım.

"Biliyorum ama seni öyle göremiyorum."

"Rüzgar da benin gibi. Yaşına göre daha küçük gösteriyor."

Üzüntü, kırılganlık barındıran sesi bazı konularda beni şüphelendiriyordu ama bir türlü bunu tam olarak kafamda oturtamıyordum.

"Rüzgar'ın hareketleri farklı, senin gibi değil."

Titreyen gözlerini ellerinden kaldırarak gözlerime diktiğinde yüzündeki ifade benim içimde bir şeylerin kırılmasına neden olmuştu.

"Çocukluk yaptığımı mı düşünüyorsun?"

Sorusunu hiçbir cevap veremediğimde gözlerini tekrar benden kaçırdı ve ilerdeki Poyraz'ın penceresinden dışarıya bakmaya başladı.

"Aslında çocukluk yapmıyorum. Yani sen yalan söylüyorsun demiyorum ama yapmadığımı düşünüyorum. Yapıyorsam bile isteyerek yapmıyorum."

Üzüntü kokan sesi beni tetiklerken hiçbir şey düşünmeden yüzünü ellerimin arasına aldım ve bana bakması için onu incitmeyecek bir şekilde başını bana doğru çevirdim.

"Çocukluk yaptığını düşünmüyorum. Sen sadece Yavuzluk yapıyorsun ve inan bana ben Yavuz'u çok seviyorum."

Dudakları hızla yukarı tırmanırken odanın kapısı da aynı hızla açıldı ve Poyraz'la Berkan odaya daldılar. Büyümüş gözleriyle bize bakmaya başaldıklarında Yavuz yüzünü ellerimden çoktan kurtarmıştı bile.

"Sizin aranızda bir şey mi var?"

Berkan'ın şaşkınlıkla sorduğu soruyu bizim cevaplamamıza izin vermeden Poyraz cevaplamıştı.

"Seni, yani bizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum açıkcası."

Poyraz'ın iyneleyerek söylediği laf üzerine Berkan kendini bozmadan sadece gözlerini devirmiş ve Poyraz'ın koluna gelişi güzel bir yumruk geçirmişti.

"Cevabını almışsındir her halde. Bir daha böyle bir imada sakın bulunma. Canını seviyorsan tabii."

Berkan'ın eskiden bana duyduğu aşkı bildiğim için Poyraz'ın böyle bir şey söylediğinin ve Berkan'ın ona sinirlenmesinin nedenini anlamam zor olmamıştı. Ama Yavuz için aynı şey geçerli değildi. Gözleri sonuna kadar açılmış bir şekilde karşımızdaki tartışan çifte korkarak bakmayı sürdürüyordu.

"Hey, saçmalamayın. Durduk yere bir birinize girmeyin. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

Aynı anda "tartışıyoruz" diye bana çıkışmalarıyla Yavuz'un elinden tutarak ayağa kaldırdım ve odadan çıkmadan önce konuştum.

"Ne bok yerseniz yiyin ama Yavuz'u korkutuyorsunuz."

Cevaplarını beklemeden salona geçtiğimizde Rüzgar'ı kanepede uzandığını gören Yavuz elini hızla elimden çekti.

"Çekinmene gerek yok, Murat'la arkadaşız biz."

Telefondan başını kaldırmadan hala yatmaya devam eden Rüzgar'ın bacağını kanepeden yere indirdim ve oraya yerleştim, Yavuz ise hala ayakta dikilmeye devam ediyordu.

"Rüzgar kalkıp otursana Yavuz böyle oturamaz."

Bir bana, bir Yavuz'a bakdıktan sonra gülümseyerek kalktı ve Yavuz'un yanımda oturabilmesi için koltuğun diğer ucuna oturdu.

"Galiba hak ettiğin aşkı en sonunda buldun."

Bakışlarıyla Yavuz'u işaret etmesi ve gerçekten mutlu olduğunu belirten gülümsemesi beni de gülümsetmişti.

"Saçmalama, arkadaşız biz."

Dudaklarını bir birine bastırarak önce kafasını olumlu anlamda salladı, daha sonra ise gülümseyerek bana göz kırptı.

"O zaman bu arkadaşlık fazla sürmeyecek gibi gözüküyor."

Pek fazla içime sinmedi ama siz şey yapmayın.

Seviliyorsunuz❤

Umut mu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin