Telefonun ekranını kapatmamla Yavuz'un sorularıyla karşı karşıya kalmam bir olmuştu.
"Ne diyor? Çok mu önemli? Bir şey mi olmuş? Konuşsana Murat."
Sorularına takılmadan hemen şifremi girerek telefonu açtım ve zaten sohbetten çıkmadığım için okuması için telefonumu ona uzattım. Bir bana, bir telefona baktıktan sonra aceleyle elimden aldı.
"Direk nasıl söylemiş?"
Şaşkınlıkla telefonumu geri verirken sorduğu soruya gülmeden edemedim.
"Klasik Rüzgar işte."
"Hep böyle miydi?"
Sorusunu birkaç saniye düşündükten sonra kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır, sadece son zamanlar iyi değil. O yüzden böyle davranıyor bence."
Düşünceli bir şekilde kafasını sallayarak alt dudağını ağzının içine yolladı.
"Alp geri döner mi sence?"
"Rüzgar'a mı?"
Kafasını yine salladığında kaşlarımı çattım.
"Senin neden umrunda ki?"
Söylediğimin etkisiyle onun da kaşları benim gibi hızla çatıldı.
"Ne umrumda olacak benim? Sadece merak ettim. Asıl senin neden keyfini kaçırdı bu olay?"