73

6.3K 366 33
                                    

Alp'in yatağında yok olmak istermişcesine ufalmış bir şekilde uyuyan sevgilimi görmem içimdeki endişenin hepsini olmasa bile bir kısmını dindirmeyi başarmıştı.

Onu annesinden koparan şeyin, buraya sığınmasına neden olan şeyin ne olduğunu deli gibi merak etsem de uyandırmaya kıyamamıştım. Sadece yatağa oturarak uyuyan sevgilimin saçlarında gezdirdim parmaklarımı. Hiç huzurlu bir uykuya benzemeyen uykusuna biraz bile olsa huzur olmak istemiştim o an sadece.

"Hiçbir şey söylemedi mi?"

Onu uyandırmamaya özen göstererek fısıltıyla sorduğum soruya kafasını salladı Alp. Buraya geldiğimde küçük bir sinir içimi kavursa da Yavuz'un iyi olduğunu düşünerek yenmiştim bu öfkeyi. Şu an aptal bir kıskançlıktan daha önemli şeyler vardı.

"Yeni uyudu, değil mi?"

Alp bu sefer olumlu anlamda sallamıştı başını.

Dikkatimin tamamını yine Yavuz'a verdiğimde saçları arasında dolaştırdığım parmaklarım yanağında yol çizdi bu sefer ve ardından hafif öne doğru uzanmış dudaklarını okşadı itinayla.

"Neler oldu böyle sana, bebeğim? O kadar çok merak ediyorum ki."

"Murat?"

Alp'in kulağıma doğru fısıldamasıyla varlığını yeniden hatırladım.

"Sen de yanına yat uyu. Zaten fazla yorgun gözüküyorsun. Sabah olan biteni konuşursunuz."

"Ya sen?"

Merakla gözlerine baktığımda gülümsedi.

"Benim evimde olduğunu unutuyorsun. Bir yer bulurum her halde."

Dudaklarımı birbirine bastırarak teşekkür ettim büyük içtenlikle. Gerçekten şu an sadece Yavuz'a sarılarak uyumaktan başka bir şeye ihtiyacım yoktu.

Odada bizi yalnız bırakıp çıktığında Yavuz'un arkasından sarılarak yanına yattım anında ve tabiki bunu onu uyandırmamaya özen göstererek yapmıştım.

"Murat?"

Çatallı sesinden adımı duyduğumda beline dolanan kolumu sıkılaştırıp ensesine bir öpücük bıraktım ve bunu yaparken kokusundan derin bir nefes çekmeyi de ihmal etmedim.

"Benim, bebeğim. Uyumaya devam et sen."

"Saat kaç?"

Kalkmak için yeltendiği sırada izin vermeden onu kendime doğru çektim.

"Uykuya devam etmen gerek. Uyanman için daha çok erken."

"Ben seni aradım ama açmadın."

Yüzünü görmediğim için kırgın bakışlarını hayal ederek parçalanmış kalbimi daha küçük parçalara ayırdım.

"Özür dilerim. Yanında olamadığım için çok özür dilerim."

Anında sıkıca sarılmama rağmen vücudunu bana döndürerek gözlerime baktı.

"Böyle olacağını bilemezdin sonuçta."

Yanağımı okşayan elini yakalayarak avuç içini dudaklarıma bastırarak uzun bir öpücük bıraktım.

"Seni bu kadar üzen şey ne peki?"

"Fazla abarttığım saçma bir şey."

Nefesini bıkkınlıkla yüzüme bıraktığı sırada gülümsedim önce ve ardından alnını öptüm sahiplenmek istermişçesine.

"Babam yanına taşınmamı istedi."

Benden bir cevap beklediğini belli ederek beklentiyle gözlerime baktı. Benim bu konuda fikrimi merak ediyordu anlaşılan.

"Baban sonuçta, bunu istemesi normal değil mi?"

Kaşları alayla yukarı tırmandı verdiğim tepkiyle.

"Babam olduğunu bu kadar sene sonra mı hatırladı?"

Omuzumu 'bilmiyorum' dermişçesine oynattım.

"Seninle her zaman iletişime geçmek istediğini kendin söylemiştin bana."

Ofladı bu söylediğime. Anlaşılan benden istediği cevap tam olarak bu değildi ve benim söylediklerimle kendi doğruları eriyordu.

"Doğru ama bizi terk etti sonuçta, Murat."

Masum bir şekilde isyan etmesi gülümsetmişti beni.

"Seni terk etmedi, sadece annenle boşandı, Yavuz. Ben de senin gibi düşünüyordum ama babamla yaşamaya başladığımdan beridir bu düşüncem yok olup gitti. Yanına taşın demiyorum ama hiç değilse onu dinlemeyi dene."

Bu söylediğime hiçbir cevap vermeden gözlerime bakmayı sürdürdü birkaç dakika. Sessizliği bozmadan birbirimizi izlemeye izin verdik ikimiz de ama sonunda yeniden patlamaya hazır olan Yavuz sinirle soludu.

"Her şeyi bir kenara bırakıyorum ama annem de senin söylediklerini söylüyor. Resmen evlenecek diye beni başından atıyor, Murat. Çok saçma bir durum değil mi sence de?"

Elimi ensesine atarak başını göğsüme doğru çektim ve kolumla sardım onu. Varlığımı hissetmeye ihtiyacı vardı, bunu gözlerime bakarak yeterince hissettiriyordu zaten.

"Annen babanla aranın düzelmesini istiyordur. Seni ne kadar çok sevdiğine bugün kendi gözlerimle şahit oldum. Senin için nasıl endişelendiğini, nasıl çırpındığını gördüm ben, Yavuz."

"Söyledin mi yerimi?"

Rahatsız olduğunu belli ederek kıpırdandı.

"Sadece seni bulduğumu ve endişelenmemesini söyledim. Bunu öğrenmeye ihtiyacı vardı."

Umut mu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin