Önceki bölümü atlamıyın
Seviliyorsunuz❤"Neden yalnızsın?"
Yatağına yeniden girdiğinde üstünü iyice örttüğünden emin olduktan sonra yatağın kenarına oturarak yüzüne baktım.
"Annemler çalışıyorlar normal olarak."
Tıkanmış burnu yüzünden boğuk çıkan sesi gülümsememe neden olmuştu. Şu an hasta haliyle daha güzel, daha masum gözüküyordu. Burnu kızarmış, gözleri akıyordu. Anlatılacak gibi değildi yani.
Onu izlerken aniden yorganını kafasına çekmesiyle şaşırmıştım.
"Ne oldu?"
Yorganı kafasından çekmeye çalıştığımda sırtını bana döndü.
"Öyle bakma, utanıyorum."
Yorgun olduğunu belli eden sesi yeniden gülümsememe neden olmuştu.
"Az önce mesajlarda fazla cesurdun ama."
İmalı bir şekilde konuşmamla bıkkınlıkla inleyerek kafasını bu kez yastığın altına sokmuştu. Çocuksu hareketiyle kahkaha attım.
"Yavuz, ben istiyorum."
Sesime ciddilik katarak cümleyi söylememle kafasını yastığın altından çıkardı ve büyüttüğü gözleriyle bana baktı.
"İstiyor musun?"
Titrek sesini yeniden duyduğumda kafamı olumlu anlamda salladım.
"Şimdi mi?"
"Yok, 1 ay sonrası için rezervasyon yaptıracağım. O yüzden şimdiden söyleyeyim dedim."
Şaşırarak gözlerini yüzümde gezdirdiğinde kendimi daha fazla durduramadım ve kahkahayı patlattım.
"Dalga mı geçiyorsun sen?"
Kaşlarını çatarak sinirle konuşmuştu ama benim dikkatimi aralık dudakları fazlasıyla dağıtıyordu. O yüzden sinirini pek dikkate alamıyordum.
"Murat? Beni dinlemiyor musun?"
Sitem ettiğinde elim benden habersiz yanağına tırmanmıştı. Baş parmağım yumuşak teninini okşuyordu ve bu inanılmaz derecede hoşuma gidiyordu.
"Ne yapıyorsun?"
Yaptığımı bildiği halde yine de hiçbir anlamı olmayan soruyu sormasıyla gülümsedim.
Baş parmağım yanağından dudaklarına doğru yol çizdiğinde sesli bir şekilde yutkunduğunu fark ettim.
"Murat."
Sadece ismimi söyleyerek gözlerini kapatması kendimi kaybetmeme sebebiyyet veriyordu resmen.
"Bu kadar güzel olmak zorunda mısın?"
İltifat olsun diye değil, tamamen içimden gelen kelimelerin dudaklarımdan dökülmesiyle Yavuz'un nefesi çok fazla hızlanmıştı. Ona doğru yaklaştığımda göğsü heyecandan olsa gerek çok hızlı hareket ediyordu.
"Seni öpmek istiyorum. Yapabilir miyim?"
Nefesimi dudaklarına üfleyerek isteğimi belirttim ve o sadece kafasını olumlu anlamda sallayarak cevapladı.
"Yapabilirim yani?"
Kafasını tekrar olumlu anlamda salladığında daha fazla beklemedim ve dudaklarımızı buluşturdum. Hasta olduğu için kurumuş dudakları bu haliyle bile fazla yumuşaktı. Dilimi alt dudağına dokundurarak bu yumuşaklığı daha çok hissetmek istediğimde Yavuz titreyerek koluma tutundu. Fazla heyecanlı olduğu için dudaklarımızı ayırarak alınlarımızı birleştirdim.
"Galiba bayılacağım."
Kolumu sıkan parmaklarının üzerine elimi koyarak okşadım.
"Sakinleş. Fazla heyecanlandın ve hasta olduğun için böyle hiss..."
Cümlemi tamamlamama izin vermeden beni öptüğünde şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Dudaklarıma çekingen bir şekilde küçük öpücükler konduruyor ama bir türlü öpüşü derinleştirmiyordu. Utandığını düşündüğüm için kontrolü hemen elime aldım ve ensesinde tutarak öpücüğü istediğim şekilde derinleştirdim.
Belinde hareket eden elim sayesinde vücudunun titrediğini hissetmeme rağmen ondan ayrılmak istemiyordum. Daha fazla kendime hakim olamadığım için dilimi ağzını içine iterek dillerimizi buluşturdum. Yaptığım şeyle inleyen Yavuz aklımı başımdan alıyordu.
Biraz daha böyle devam edersek mantığımın tamamen dışına çıkmaktan ve daha ileri gideceğimizden korktuğum için istemeye istemeye dudaklarımızı ayırdım.
Pembeleşen yanakları ve kapalı gözleriyle karşımda duran çocuk az önce aklımı başımdan almıştı resmen.
"Yavuz?"
Gözlerini açması için seslendiğimde kollarını belime sararak başını göğsüme bastırdı.
"Utanıyorum."
Parmaklarımı göğsüme sokulan ve aynı bebekleri andıran Yavuz'un saçlarına daldırarak saç dipleriyle oynamaya başladım. Bu onu az da olsa sakinleştirecekti, emindim.
"Utanacak bir şey yok."
Kedileri andıran bir şekilde burnunu göğsüme sürttüğünde gülümsedim.
"Çok güzeldi, değil mi?"
"Güzel miydi gerçekten?"
Kafasını kaldırarak heyecanla sorduğu soru karşısında tekrar dudaklarına uzandım ve küçük bir öpücük bırakarak geri çekildim.
"Hem de nasıl."