Duygusal anlar.

301 22 2
                                    

-Ali!! Özür dilerim ama- elimi kalbimin üzerine koydum ve dedim- SENDEN MİLYONLARCA KEZ ÖZÜR DİLERİM SANA BU ACIYI YAŞATDIĞIM İÇİN AMA BURASI ONA AİT!!
Cümlemi bitirdikden sonra ne söylediğimin farkına vardım. İlk defa Barışı sevdiğimi söylemişdim....
     ****************
Allahım ben ne söğledim. Bana bu kadar aşık olan bir insanın yüzüne karşı nasıl bunu söğleye bildim?! İlk defa kalbim açıldı. İlk aşkım Barış oldu. Ben kendi kendime şoktaydım. Ali de söylediğim şeye şok içerisindeydi. Ben söylediğim şeyin pişmanlığıyla geberirken birden Alinin gözlerinden yaşlar gelmeye başladı. Ben de ağladım ve dedim:
- Ali, özür dilerim... B-Ben nasıl oldu... Birden bunu söyledim... Gerçekten özür dilerim. Ama geç kaldın gamzeli prens Sırıkların efendisı çaldı kalbimi, özür dilerim.
Ali ağlamasını tutmaya çalışsa da olmadı ve hönkür hönkür ağlamadan önce "Asıl ben özür dilerim" Dedi ve koşarak gitdi. Ben arkasından "Ali!" Diye bağırdım ama beni dinlemeden gitdi. Ayaklarımda peşinden gidicek cesareti bulamadım ve olduğum yerde kaldım öylece. Sonra banka otirdum ve ben de hönkür hönkür ağladım.

Ali'den:
Hayır, olamaz, Yaprak ilk defa Barışa aşık olduğunu söyledi. Hayır, ilk defa birine aşık olduğunu söyledi. Onu söylediyi an beynim algılamadı, bedenimin birden gücü kalmadı. Sanki yere yığılacak gibiydim. Ayakta zor duruyordum. Onu arada bıraktığım için kendimden nefret etdim bir an. Sadece ağlamak istedim o sözlerinden sonra. Bana ne de o dediyini deyişdiremezdi. Ben ağladım ama sadece hönkür hönkür ağlamağımın bir kısmını, küçük bir kısmını gördü Yaprak. Arkamdan bağırışını ve sonra hönkür hönkür ağlayışını duydum ama koşarak gitdim. Karşılıksız aşk berbat bir şey. Sen onu gece gündüz düşün, tek duan, tek dileyin o olsun, oysa başkasını sevsin, seni düşünmesin bile. Umursamasın, aşkını görmesin. Koşarak öylece gitdim. Deniz kenarına gitdim. Orda bağırarak ağladım. Etrafda kimse yoktu. Olsaydı da beni görüp deli sanıp giderlerdi. Ben bir kaç saat orda kaldım. Sonra bir sürü bira alıp evde içtim ve ağladım. Ama her şey boşuna Yaprağın kalbini Barış çalmışdı. Kazanan iki günlük herif oldu. Yenilen ben oldum. Yaprak bir kaç defa uzun uzun aradı ama ben açmadım. Artık onun yüzüne bakamazdım, onunla konuşamaz, eylenemez, yakın duramazdım. En kötüsü o güzel gülüşünü göremezdim. Kafama kafama vurup " Aptal şey, her şeyi daha da beter etdin" Dedim. Ağlıyordum. Sonunda dayanamayıp sızmışım ki, sabah uyandığımda yatağımdaydım. Kafamda iyrenc bir ağrı vardı. Kalkıp banyoya gitdim. Aynada kendime baktım. Gözlerim şişmiş, saçlarım fena dağınık ve elbiselerim berbat haldeydi. Aynaya bakıp "Hepsi senin suçun aptal şey" Diyip kafama vurdum ve duşa girdim. Çıktım ve saçımı kurutdum. Birileri evimdeydi kesin. Ve kimin olduğunu bilmesemde beni kötü halde görürlerse bir şey olduğunu anlıyacaklarını biliyordum. Ama hoş, zaten anlıyacaklar. Kendime çeki düzem verdikden sonra aşağıya düşdüm ve etrafı toplu gördüm. Masaya bir not yapıştırıldığını gördüm. Alıp okudum: " Sana qarip gelicek ama bütün bunları yapan Barıştı. Eğer konuşmak istersen ara beni dostum". Ben şaşkınlıkla etrafıma baktım.

Barıştan:
Yapraktan ayrıldıktan bir saat sonra onu özledim ve aramaya karar verdim. Kesin yine sinirlenicekdi ve bu hoşuma gidiyordu. Bir kaç defa aradım açmadı. En son arayışımda uzun çalmalar sonunda açtı ve kim olduğuna bakmamış olduğu açık bir şekilde " Lan ne var ne, kimsin sabahdan beri beni arıyorsun?!" Dedi. Ben qarip ses tonumla dedim:
- Yaprak? İsmim kayıtlı deyil mi?
Birden sakinleşti ve dedi:
- A Barış senmiydin? Evet, kayıtlı ama ben pek konuşacak halde deyilim. Sonra konuşalım mı?- son kelimelerini tam ağlıyacakken söyledi ve sonra dayanamayıp ağladı. Ben inanılmaz şaşırdım o an. Hemen olduğum yerden ayağa kalkıp dedim:
- Yaprak? N'oldu ya? Nerdesin, geliyorum yanına.
- Barış, ben çok kötüyüm.
- Ne oldu anlatsana?
- B-Ben kendimi ç-çok arada kalmış hiss e-ediyorum ya - dedi ve sonra yine hönkür hönkür ağlamaya başladı. Ben onun ağlamasına dayanamadım ve dedim:
- Yaprak, yalvarırım ağlama, nerdesin geliyorum hemen.
- Bizim parktayım. Ama sen yaralısn gelme, ben biraz yalnız kalayım.
- Hayır Yaprak, geliyorum.- dedim ve telefonu kapatıp deri ceketimi aldım ve gitdim.
Ben oraya vardığımda Yaprak oturmuş halen ağlıyordu. Ben koşarak yanına geldim çünki uzaktan bile ağlama sesi duyuluyordu. Geldiyimde "Yaprakım" Dedim ve ona sarıldım. Yaprak önce şaşırdı ama sonra o da bana sarıldı ve ağladı. O kadar acı veriyordu ki onun ağlaması. Daha da sıkı sarıldım. Bir kaç dakika öyle kaldık. İkimizde ayrılmak istemiyorduk. Sonra Yaprak benden ayrıldı ve dedi:
- B-Barış, Ali.. A-Ali..
- Sana aşkını itiraf etdi öyle mi?
Yaprak bana şaşkın gözlerle baktı ve dedi:
- N-Ne? S-Sen nerden biliyorsun?
- Sana bakışlarından, konuşmasından, haraketlerinden. Sizin çeteyi inceliyordum Yaprak. O diyerlerinden başka davranıyordu sana. Sana uzun uzun bakıyordu mesela, sonra seni diyerlerinden çok koruyordu. Bunun gibi başka küçük ve sadece derinden inceleyen birinin anlıyabileceyi ayrıntılar. Senin anlamaman normal.
Bu söylediklerime daha çok ağladı. Aliye bu acıyı yaşatdığı için kendisinden nefret ediyor gibiydi. Ona sarıldım yine ve başını göğsüme yaslatdım. Sonra öylece kaldık. Bir saat sonra Yaprağı evine bıraktım ve Alinin evine gitdim. Ortalıkta içki şişeleri vardı ve ortalık dağınıktı. Ali de kanepede sızmışdı. Kendi kendime "Vay be Ali, sen bu hallere gelicek insanmıydın". Dedim ve onu taşıyarak odasına götürdüm. Sonra evi topladım ve bir not yazıp koydum. Evden çıktım ve evime gitdim.

Barış beni eve bıraktı ve kendisi gitdi ama nereye gitdiyini bilmiyorum. Aliyi aramışdım ama kapalıydı telefonu. Onun acısını nasıl kalbinden çıkarta bilirdim ki? Ama kendi kalbime de nasıl biri varken başkasını soka bilirdim ki? Çok çaresizdim ama Ali kabullenmeliydi, o kaybetdi bu sefer...

Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin