YÜZLEŞME ZAMANI...(1)

132 15 4
                                    

Büyük gün.

Bu gün o S kişisinin kim olduğunu görücekdim ve gerçekden çok heyecanlıydım. Sabah erkenden kalkdım ve günlük rutinimi haline gelen Barışın penceresine bakarak saçımı taradım. Barış odasında değildi galiba. Tabi o benim gibi geç kalkmıyor.
Kahvaltımı yaptım ve Aylayla yola koyulduk.

Barış yine yoktu.

Ayla dedi:
- Ee, Yaprak, n'aber?
- Hiç, senden n'aber Aylacım?
- Hiç, Atakanla ilişkimiz çok güzel ilerliyor.
- Sevindim.
- Biliyorsun Atakan önceden seni seviyordu ama...
- Ama hâlâ beni seviyor.
Ayla yüzüme garip bir şekilde bakdı ve dedi:
- Ne diyorsun kızım sen?! O artık beni seviyor.
- Ayla, sen aptal olduğumu falanmı sandın acaba?
- Sanmadım, zaten öylesin.- kötü adamların gülümsemesinin aynısı gülümsedi.
- O zaman aklındaki o aptal oyunları çıkart! Benim hakkımdaki düşüncelerini yenile ve sonra yanıma gel! Neden biliyor musun? Çünki bu yaptığınızın oyun olduğunu gayet iyi biliyorum. Sana bana bakdığı gibi bakmıyor Ayla. Git ve yenilgini kutla!

Aylanın yüzünde bir daha yaşayamayacağı şok vardı ve bana şaşkın-şaşkın bakıyordu.

Aniden kendine geldi ve dedi:
- K-kızım, ne saçmalıyorsun ya?! Kıskandın bizi ve o yüzden böyle yapıyorsun, değilmi?! Atakan beni seviyor!
- Hahaha, hiç gülesim yoktu. Yani onun telefonuna “Yaprakın yanına gidip konuşsana ne duruyorsun?!” diye yazan sen değildin tabi!

Bir gün önce halamın doğum gününde Atakan telefonunu masanın üzerinde bırakmışdı ve lavaboya gitmişdi. Benim yanımdan ayrıldığı an Ayla'dan mesaj gelmişdi. Galiba telefonunu da yanında götürdüğünü düşünmüşdü. Ayla'nın ismini gördüğüm an bakmak istemedim ama adımı gördüğümde aldım ve ekranda okudum. Şok olmuşdum resmen. Bu neyin kafası diye düşünmüşdüm. Sırf bizi ayırmak, aramızı açmak için bunu yapıyorlardı. Tanrım, bu delice!

Ayla donup kalmışdı. Gözlerini kaçırmaya başladı ve ne yapacağını bilmeden dedi:
- Hayır, ben öyle bir şey yazmadım. Barış'a söylersen bile inanmaz.
- Zaten söylemiyeceğim ki. Seni daha çok küçültmek istemem açıkcası. Zaten yerlerdesin.

Atdım gol oldu.

Ona acıyan gözlerle baktığımda dedi:
- Laflarına dikkat et Yaprak! Ben bunu  Barışın kalbini kazanmak için yaptım, anlasana! Ben onu çok seviyorum. Senin seve bileceğinden de çok hem.
- Onun kalbinde biri varken kalbini nasıl kazanıyorsun söyler misin?

Atdım yine gol oldu.

Gözleri doldu ve dedi:
- Ukalasın Yaprak. Bunun için ömrüm boyu senden nefret ede bilirim.- dedi ve ordan hızla gitdi.

Aldırmadım. Yıkıksın Ayla.

Universiteye geldiğimde arkadaşım Leyla yanıma geldi ve dedi:
- Yaprak, kaç gündür neredesin?
- Buralarda ya, öyle pek bir yere kaybolmadım.
- Doğru dürüst görüşemedik hiç.
- Bir şeymi oldu?
- Yoo, n'olucakki?
- Boş ver ya, bende kafa gidik bu aralar.
- Unutma, yarın bize geliceksin.
- Neden?
- Nasıl neden Yaprak?! Bir hafta öncesinden konuşduk pijama gecesi yapacağımı.
- Ben unutmuşum onu ya. Ben gelmesem?
- Seninle bir daha konuşmam yeminle.
- Tamam ya, geliceğim.
Sevinçden alkışladı ve “Yaşasın” diyerek koluma girdi. Gülümsedim ve ilk derse birlikde gitdik.

Universiteden sonra dediğim kafeye gitdim. İçeri girdiğimde Barışı gördüm. Şok oldum. Tesadüfün de böylesi işde.

Yanına gitdim ve dedim:
- Lan, Sırık! Ne yapıyorsun burada?
- Yaprak? Burası bir kafe ve ben de oturuyorum. Normal değilmi?
- Of ya, neden bu gün?!
- Ben her gün buraya gelirim Yaprak.
- Yalnız mısın?
- Neden sordun?- gülümsedi sinsice.
- Kimle oturursan otur ya! Bana ne hem.
Gülümsedi ve dedi:
- Bana katılmak ister misin?
- Hayır, sen birini bekliyorsundur.
- Evet, aslında bekliyorum.
Kıskançlıkdan gözümü kaçırdım ve dedim:
- İyi, bekle sen. Ben de birini bekliyorum zaten.
- Kimmiş?- gülümsedi.
- Ya sanane?!

Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin