DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ

126 13 3
                                    

Sabah olduğunda yine her zamanki gibi geç kalktım ve hızlıca hazırlandım. Halam bu sefer odamı toplamaya gelmişdi ve ben de özel eşyalarımı dopladım ve geride kalanını ona bırakdım. Bu gün halamın doğum günüydü ve daha iki gün önceden biliyordum ve kimseye çakdırmadan ona parti pilanlamışdım.

(O kadar gizliydiki sizlere bile bildirmedim😏)

Halam biraz üzgündü çünki hatırlamadığımızı düşünüyordu. Ben ona öpücük kondurdum ve hızla odadan çıkdım ve Aylanın odasına girdim. Ayla saçlarını düzleşdiriyordu. Bana sinirle bakdı ve dedi:
- Ya kızım, kapıyı tıklatsana girmeden önce!
- Onu boş ver sana ne diyeceğim.- dedim ve kapıyı kapatarak Aylanın yanına gitdim.
- N'oluyor ya?
- Annenin doğum günü bilmiyor musun?
- Ya beni onu tamamen unutmuşum ya.- üzgün bir şekilde dedi.
- Ben olmasam n'aparsın sen ya? Ben bir parti organize etdim.
- Nasıl ya, ne ara?
- Tabi kendim yapmadım. Bir arkadaşımdan rica etdim o da güzel bir mekan söyledi ve ben de telefondan resimlerine bakdım ve bayıldım. Zaten hemen de aradım ve doğum günü düzenlemelerini yapmalarını söğledim.
- Bir tanesin ya.- dedi ve bana sarıldı. Güldüm ve karşılık verdim.
Ayrıldı ve dedi:
- Peki, parayı nereden buldun?
- Bende para olmayacakmı ya? Sen rahat ol o konuda.
- Tamam, ben de bu gün sevgilimle anneme hediye seçmeye gideyim. Sen hediye seçdinmi?
- Bu kadar şey arasından vakit bulamadım tabi normal olarak. Bu gün gidiceğim.
- İstersen ben sana da alarım.
- Hayır, kendim almak istiyorum.
- E tamam o zaman.

Konuşamımızı bitirdik ve odadan çıkdım. Tam çıkarken durdum ve çevrilip "Halama bir şey fark etdirme" dedim ve Ayla da "tamam" diye cevap verdi.

Aylayla birlikde yürüyerek gitdim okula ve Barışı bahçede bir kızla görürken gördüm. Yerimde dona kaldım. Beni gördüğünde hiç takmadan konuşmasına devam etdi. Sinirle yanlarına gitdim ve dedim:
- Barış?
- Bir dakika Yaprak, özel bir şey konuşuyoruz.
- Öyle mi?! Tamam, ben gidiyorum.- dedim ve sinirle ordan uzaklaşdım. Sınıfıma girdim sinirle ve elimi dişleyerek bağırdım.

Evet, Yaprak'ın klasik kendisini sakinleştirme tekniği. Harikayım.

İlk ders her kes projelerini göstericekdi ve ben de kendimin amatör çizimimi gösterdim. Hoca sevmişdi ama bana "Daha güzelini beklerdim senden, bu çok klasik olmuş" dedi. Kendimi bu işe pek adayamadığım için kötü hiss etdim. Evet, daha iyisini yapa bilirdim ama Barış bey sağ olsun akıl bırakmadı bende.

Gün boyu Barış'ı görmedim. Sıkıldım ve yine S kişisini engelden kaldırdım. Saniyeler içinde yazdı:

S: Beni engelden çıkartdığını görmek harika gerçekden de:)
Ben: Sen buralardamı uyuyorsun acaba?
S: Evet, biraz öyle. Tabi sebebi de var:)
Ben: Neymiş?
S: "Neymiş„ diye yazan kız;)
Ben: Ne kadar komik ya!
S: Tamam, sorun ciddi bakıyorum. Problem ne?
Ben: Oha, nereden bildin?
S: senin bilmediğin çok şey biliyorum daha;)
S: Dinliyorum seni.
Ben: Yine sevdiğim erkek beni deli ediyor...
S: Haydaaa, n'aptı yine?
Ben: bir kızla konuşuyordu.
S: sen de tipik kıskanan kızlardınsın...
Ben: ne kıskanmağı lan?! Kimseyi kıskanmıyorum ben. Sadece beni bilerek sinir ediyor.
S: nereden biliyorsun bilerek yaptığını? Belki senden hoşlanmıyordur?
Ben: Evet, benden hoşlanmıyor.
Ben: bana aşık...
S: nereden biliyorsun?
Ben: onunla birlikde yetimhaneye gitmişdik oradaki çocuklar dedi. Aramızda kalsın;)
S: Yetimhanemi?
Ben: uzun hikayeeeee.
S: galiba sizin durumunuzu anladım. Seninle telefonda konuşmakdan sıkıldım, hadi gerçek hayatda görüşelim:)
Ben: bak, senin kim olduğunu öğrenmek istiyordum, evet. Ama artık istemiyorum. Kimsin bilmiyorum ama hiç tanımadığım bir arkadaş edinmek daha iyi.
S: zaten arkadaş olucaz...
Ben: hatırlatıyım bana aşık olduğunu söğledin...
S: zaten öyleyim...
Ben: Benim de sevdiğim biri var... Eğer konuşurken kötü hiss etdiysen özür dilerim...
S: kızım, merak etme ya, her şey harika. Ben seninle gerçekden arkadaş olmak istiyorum. Hem kim olduğumu gördüğünde inan bana çok şaşırıcaksın;)
Ben: tamam lan, buluşalım ama tanıdık biriysen kafanı dişlerim.
S: O zaman dişleyiceksin sçxmlsnx
Ben: yarın öğlen saat 3-de universitemin karşısındaki kafede.
Ben: BİTDİN SEN.

Yazdım ve engelledim. Acaba kimdi? Belki universiteden biriydi? Lan her şeyimi dedim ben ona. Başım belaya gire bilirmi acaba? Ya n'apıcakki bilse de? Hem bana aşık. Bi şeycikler yapamaz.

Öğlen eve giderken Barış yanıma geldi ve dedi:
- Yarın görüşürüz.- ve göz kırpdı.
Ona garip bir bakış atdım ve dedim:
- Hayır, görüşmeyeceğiz.
Gülümsedi ve gitdi.

Akşam halam eve geldiğinde Ayla dedi:
- Anne, seni bir yere götüreceğiz.
- Nereye?
- Sürpriz.
Halam gülümsedi ve o yerde ben içeri girdim.
- Halacım, sana işim düşdü.- onu kandırmaya çalışdım.- peojem için bazı şeyler yapmam gerek ve seninle birlikde yapmak istiyorum.
- Ya, öylemi?- yüzü düşer gibi oldu yano yutdu numarayı.
- Evet.
- E tamam gidelim bakalım.

Barış'ın arabası dışarıdaydı. Ayla onu da davet etmişdi ve onunla gidicekdik. Halam dedi:
- Hepiniz birlikdemi yapıcaksınız?
- Hıhı, evet.- dedi Ayla.
Arabaya bindik ve yol boyu hiç bir şey konuşmadık.
Kafeye vardıkda halam dedi:
- Yaprak, burada ne işimiz var? Kapalı bir kere burası.- her yerin ışığını kapatmışlardı sürpriz olsun diye.
- Ya boş ver, burada yapıcağız.
- Kız neyi?- onu iterek içeri götürdüm.
- Yaprak, burası çok karanlık ama. Ne işimiz var burada?

1...2...3

Işıklar yandı ve odanın içerisi halamın iş yoldaşları ve en yakın olduğu komşuları ona "DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN!" diye bağırdılar. Biz de güldük ve onlara eşlik etdik "Doğum günün kutlu olsun Zeyneb". Bir tarafdan halamın adına doğum günü şarkısı çalıyordu. Halamın arkadaşlarıyla önceden sözleşmişdim ve bizden önce gelmişlerdi. Kalabalıkda Atakanı da gördüm. Ayla'nın yanında duruyordu ve öylece bana bakıyordu. Onu girerken görmemişdim galiba burada bekliyordu o da. Tabi Aylanın sevgilisi olarak burada olucakdı.

Halam şok geçirdi ve çok sevindi. Hepimize teker-teker sarıldı. Her kese teşekkür etme kısmı 20 dakika falan sürdü.

Sonra hep birlikde büyük masaya oturduk. Bir sürü çeşitde yemek vardı. Halam için bilerek en sevdiği yemekleri yaptırtmışdım. Hepimiz gülüp eğlenerek yemek yedik, resimler çekdirdik ve sohbet etdik.

Gece biz gençler dans etmeye başladık. Halam bizim eğlendiğimizi görüp daha da mutlu oluyordu. Doğum gününü unutduğumuzu sanmışdı oysa ki. Yaprak Ayvaz burdaysa hiç bir şey unutulmaz.

Gece olmuşdu ve her kes hediyyelerini verdi. Halama bir sürü hediyye gelmişdi ve tüm gece boyu her kese teker-teker teşekkür etdi.

Her kes evine gitdiğinde saat geç olmuşdu artık. Biz daha gitmemişdik. Halam oturdu ve dedi:
- Çocuklar hayatımdaki en güzel doğum günüydü gerçekden. İyi ki, varsınız ya. Beni ne kadar mutlu etdiniz inanamazsınız.
- Sana kurban olsun hepsi halacım benim.- elinden tutdum ve dedim.
Gülümsedi ve dedi:
- Sağ ol kuzum.
- Ben de buradayımm.- dedi ve Ayla halamın boynuna sarıldı.
Halam güldü ve dedi:
- Kıskanma güzellik. Barış ve Atakan oğullarım, siz de çok sağ olun.
- Ne demek efendim.- Barış dedi.
Atakan sadece gülümsedi.
- Saat kaç oldu?- dedim.
- 2 olmak üzere.- uykulu Ayla dedi.
- Aa yarın sizin universiteniz var gerçekden çok geç oldu ama ya.- halam dedi.
- Hala, sen rahat ol, biz öğlen derslerine gideceğiz. Universitede çocuk çok olduğundan böyle yaptılar.
- O zaman harika, yeterince uyuya bilirsin.- halam gülerek dedi.
- Aynen.- dedim gülümseyerek.

Eşyalarımızı topladık ve eve geri döndük. Barış dedi:
- Yarın büyük gün Yaprak.- gülümsedi.
- Benim için normal bir gün.
- Görüceğiz.
Koluna vurdum ve dedim:
- Ne şifreli konuşuyorsun lan?
- Tamam, sinirlenme ya, şaka yaptım.
- Uf, seninle uğraşamiyacağım, git işine.- dedim ve eve doğru gitdim. Ayla yanında kaldı ama neden konuşduklarını bilemedim ama Ayla yüzünü asarak gitdi odasına.











Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin