Yaprak'ın çeteyle arası açılıyor.

353 25 7
                                    

Bir kaç gün Barış'ı okulda görmedim. Sınıf arkadaşlarının ağzından söz almaya çalışdım ve izinli olduğunu öğrendim. Arda da pek bize bulaşmıyordu.
Cumartesi Alilerdeydik. Ben halıda yuvarlanıyordum. Oğuzla Sinan videoya bakıyorlardı, Ali mutfakta yemek hazırlıyordu ve Gökhan Merveyle görüşmeye gitmişdi ve bir kaç dakikaya geliceğini söylemişdi. Ben Alinin yanına gitdim ve dedim:
- Alikuşum, ne yapıyorsun?
- Yemek yapıyorum.
- Acaba bana kızgın mısın?
- Neden kızayım?- yüzüme bakmadan salatayı doğruyordu.
- Bilmem, belki Barış yüzünden.
- Onun adını çekme benim yanımda- dayandı ve bana baktı.
Gülümsemem kayboldu ve dedim:
- Neden?- Ali bana cevap vermeden salatayı salona götürdü. Gökhan da gelmişdi. Alinin arkasıyla gitdim ve dedim:
- Ya Ali yüzüme baksana! Barışı neden sevmiyorsun söylesene!
Sinirle bana baktı ve dedi:
- Neden bu kadar ilgileniyorsunki onunla?!
- İlgilenmiyorum sadece neden hepiniz ona karşı kötü davranıyorsunuz bilmek istiyorum- diğerlerine de baktım. Oğuz dedi:
- Başkan, bu ne sinir, ne oldu ya?!- hepsi şaşırarak bize bakmaya başladılar. Ben oturdum ve derin nefes aldım ve dedim:
- Bakın, ben Barışla arkadaş olmuşdum ama bu gün bozdum diye mi çünki siz ona karşı çok kötü davranıyordunuz- gözlerim doldu.- ve kalbini kırdım.
Gökhan sözümü keserek dedi:
- Yaprak? Sen Barışa bu sözleri ne zaman dedin?!
Ben biraz sustum ve gözümü kaçırarak dedim:
- Bir kaç gün bundan önce.
- Lan, bize niye demedin?!- Gökhan sinirlendi.
- Çok ani oldu ben de çabucak gitdiğim için diyemedim size.
- Peki niye çağırmışdı seni?- dedi ilk defa konuşan Sinan.
- Bilmiyorum, çünki konu bambaşka yerlere gitdiği için kalbini kırdım ve benden uzaklaştı. Demedi bile.
Birden her kes sustu ve ben dayanamayıp dedim:
- Peki, şimdi söyleyin, ben bir insanın kalbini sizin için neden kırdım?! Söyleyin, neden kırdırdınız?!
-Yaprak- Ali konuşmaya başladı- Barışa ilk günden gıcık oluyoruz çünki kötü başladık işte onunla.
Sözünü keserek dedim:
- Ve şimdi de o duvarları yıkamıyorsunuz.
- Yaprak başkan, Barış sana kötü davrandı ve sonra o an kötü olduğunu demişdi yani bahane etmişdi. Sonra seninle çok vakit geçirmeye başladı. Biz hem biraz kıskandık hem de - dedi ve sustu Oğuz.
- Sana yavşaklık yaptığını sandık.- dedi Sinan.
Ben pörtleyen gözlerle onlara baktım ve dedim:
- Siz nasıl böyle düşünürsünüz ya?! Ben hiç öyle bir insanı etrafımda barındırırmıyım hiç?!! Ya, nasıl?!- diyecek söz bulamadım ve ordan hızlıca koşarak çıktım. Hepsi arkamdan bana seslendiler ama ben duymamazlıktan gelip ordan çıktım. O kadar sinirlenmişdimki. Ben çıktıktan sonra Ali peşimden koşdu ama ben onun beni çağırışını duydum ve saklandım. Ona kırıcı sözler diye bilirdim çünki. Ali koşmaya başladı ve beni görmeden yola çıktı. Sonra Arkadan Arda ve yanında dört adamın geldiyini gördüm. Beni görmemeleri için saklandım. Onlar geçdikden sonra Arda “Ali” diye bağırdı. Ben olayı hemen anladım ve yanlarına koşacakken arkamdan biri kolumdan tutup dayandırdı. Arkamı çevirdiyimde Barış'ı gördüm. Eliyle sus işareti yaptı. Eğilip saklanıyordu. Ve arkasınsa saklanan beş adam daha vardı. Ben hiç bir şey anlamadım ve onun dediyini yaptım. Ali tarafa baktığımda Arda ve adamlar Ali'nin üzerine gidiyorlardı ama Alinin hiç korkmadığı belliydi. Birden Aliyi tutdular ve Ali ellerinden kaçmaya çalışdı ama tam dört adam tutuyordu ne yapsın. Tam Arda vuracakken "Aliiiii" diye var gücümle bağırarak olduğum yerden çıktım ve Arda dayanıp bana baktı. Tam o zaman Barış ve diğerleri Arda tarafa koşdular ve olanlar oldu. Her kes bir birine vurmaya başladı. Bizim taraf onları bir güzel pataklamaya başladılar. Hatta bir an Ali ve Barış'ın aynı anda tesadüfen Ardaya yumruk atdıklarını gördüm.

Bir saat sonra:

Hepimiz Alilerin evindeydik ve Barışın adamları yaralarına buz koydular. Barış ve Aliye hiç bir şey olmamışdı galiba. Barış hepsine teker teker teşekkür edip sonra özür dileyip gönderdikden sonra hepimiz oturduk. Hepimiz Barış'a bakıyorduk. Sonunda Sinan dedi:
- Ya, Barış, sen bi olayı anlatsana.
- Tamam- dedi Barış ve her şeyi anlatdı hatta bizim konuşmamızdan bir kısım da anlatdı. O sırada sadece bana baktı. Ben de gözlerimi kaçıra kaçıra ona bakıyordum. Anlatıp bitirdi ve dedi:
- İşte böyle, Ardanın oyunu öğrenince dayanamayıp yardım etmek istedim.
Ali kalkıp Barışla tokalaştı ve dedi:
- Teşekkür ederim ama yine de bana söyliye bilirdin.
- Ardanın pilanını tam anlamak için sana söylemek istemedim.
- Neyse ya geçti.- dedim ve gülümsedim.
Diyerleri de kalkıp Barışla tokalaştılar. Hepsi teker teker " Saol Barış ya" Dediler. Ben yakınlaşma karşısında gülümsedim. Barış giderken dayanamayıp arkasından gitdim ve kolundan tutup dayandırdım:
- Barış.
Arkasını döndü ve dedi:
- Evet Yaprak?
- Ben.. Şey.. Yardımın için saol diyicekdim bir daha.
- Önemli deyil- dedi ve tam bir kaç adım atarken dayanamayıp dedim:
- Özür dilerim.
Dayandı. Döndü ve yanıma geldi:
- Duyamadım?- gülümsediyinden kırgınlığının geçtiyini anladım. Ben de gülümsedim ve utangaç bir sesle dedim:
- Özür dilerim.
- Biraz daha çabalarsan olucak gibi.
Bağırdım:
- Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim.
Gülümsedi ve dedi:
- Şimdi oldu.- giderken arkasından yine dedim:
- Hey, arkadaşım, yarın saat altı. Ne dersin?
Yine geri geldi ve gülerek dedi:
- Yoksa sen bana mı yürüyorsun?
Ciddileşdim ve karnına vurdum ve dedim:
- Çüüüşş, ne hemen sırığa bağlıyorsun ya?! Arkadaş olmak da yaramaz sana, oldu görüşmeyelim.
Güldü ve bana yakınlaştı:
- Yarını dört gözle bekliyorum.- güldü ve gitdi. Ben de arkasından gülümsedim.

Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin