SEZON FİNALİ

182 15 10
                                    

Polisler Ali'yi götürdükden sonra hemen arkasından biz gitdik. Yolda annemlere haber verdim. Ali giderken bana bakıp "Annemlere haber verme!" Demişti. Londradan bura kadar gelmelerini istemezdi. Ben Barış'ın yeni aldığı arabasıyla gitdim. Bizimkiler de başka arabayla geldiler. Oğuz'un pilanıydı. Çok kişi görünmemizi sağlıyıcakmış. Böyle anlarda bile bir şeyler düşüne bilen biri kendisi.
Karakola vardığımızda Ali'yi göz altına almıştılar. Hepimiz bir ağızla onu sorduğumuzda Barış yüksek sesle dedi:
- Çocuklar, tamam, dayanın! Hepimiz böyle yaparsak bir şey öğrenemeyiz.- hepimiz sustuk ve Barış polise yakınlaşıp sordu:
- Merhaba, biz Ali tekelioğlunu görmeye gelmiştik, neden getirdiler buraya?
- Lucy Grace (Qreis diye okunuyor) adlı kızı Londradan İstanbula kaçırdığı için ailesi kendisinden şikayetci. Şu an gözaltında.
- Peki, kendisini göre bilir miyiz?- dedim. Polis bana bakarak dedi:
- Önce sormam gerek.- gitdi ve bir kaç dakika sonra geldi.- Amirime sordum ve sadece bir kişinin 5 dakikalığına girmesini söyledi. Sadece birinizi götüre bilirim.
Hepimiz önce bir-birimize baktık sonra her birimiz "ben giderim" Dedik. Barış dedi:
- Yani, ben gitmiyeceğim, biriniz gitmek zorundasınız.
Aniden bir polis gelip dedi:
- Yaprak Ayvaz hanginizsiniz? Ali tekelioğlu tek konuşma hakkını sizinle istedi.- herkes bana baktı. Barış'ın yüzündeki kıskançlık beni deli ediyordu ama Ali'yi görmeye elbetde ki, gidecekdim. Polis memuruyla gitdim. Giderken Barış'a baktım işaretimizi yaptım: iki gözümü kapatıp açmak. Bu "iyiyim, her şey yolunda" Demekdi. Bana gülümsedi ve ben de ona. Sonra Ali'nin yanına gitdim. Yerde oturmuşdu ve ben geldiğimde ayağa kalktı. Galiba ağlamıştı. Parmaklıklara koydum elimi ve o da tutdu. Sonra ağlayımsı sesle dedi:
- Yaprak, özür dilerim. Böyle olmasını ben de istemezdim. Buraya geldiğimi söylediğimde ailesiyle kavga etdiğini ve benimle geliceğini söylemişti. Ne de osla 18 yaşı var benimle gele bilirdi.
- Ama ailesi yine de şikayetci olmuş. Merak etme, çıkacaksın burdan, söz veriyorum.
Parmaklıkların arasından elimi tutdu ve dedi:
- İyi ki, burdasın, iyi ki, yanımdasın.
Gülümsedim.
Biraz konuştuk ve polis memuru gelip benim çıkmam gerektiğini söyledi. Zorla da olsa ordan çıka bildim ve dışarıda bekleyen çetenin yanına gitdim. Hepsi beni gördüklerinde yerlerinden kalktılar ve yanıma geldiler. Barış ağladığımı anlayıp dedi:
- Yaprak, iyi misin? Noldu? Ali nasıl?
- İyiyim. Ali de iyi ama kendisini kötü hiss ediyor.
- Merak etmeyin ya çıkacak.- Gökhan dedi.
- Evet abi, orda kalmiyacak ya.- Sinan dedi.
- Aynen.- Oğuz dedi.
Barış bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Sonra annemler geldiler ve telaşla Ali'yi sordular. Herşeyi açıkladık ve Lucy'nin ailesiyle konuşmaya çalıştılar. Barış aramızda ingilizceyi en iyi bilen olduğu için rahatca her şeyi söylüyordu. Ailesi çok sinirliye benziyorlardı. Ama sonunda annem ve babamın sözleri karşısında dayanamayıp affetdiler. Hepimiz çok sevindik ama Lucy'i götürüceklerini söylediler. Ali'nin çıkmasını beklerken Barış'la oturdum. Lucy ailesiyle tartışıyordu. Barış'a dedim:
- Ne konuşuyorlar?
- Kız burda kalıcağını söylüyor ama annesi götüreceğini söylüyor.
- Ali'nin başına bu gelse de onu sevdiğini düşünüyorum yani kızın gitmesini istemem.
Sonra Ali'yi çıkardılar ve hep birlikte ordan gitdik. Yorgundum ve Barış beni eve bıraktı. Yemek yedim ve derslerimi yaptım. WhatsApp grupumuza girdim. Bizimkiler bir sürü Ali hakta konuşmuşlar. Yazdım
" Aliye hatırlatmayın, geçti gitdi. Her şey iyi olucak, merak etmeyin, lütfen olayı fazla büyütmeyin onun gözünde".  Hepsi gördü ve "evet", " Aynen" Yazdılar. Telefonu bıraktım ve uyudum...
****
Sabah olduğunda kalktım ve hazırlandım. Kahvaltı yapmağa düşsüğümde Barış da ordaydı. Beni almaya gelmişdi. Ona gülümsedim ve masaya oturdum. Biraz Ali'den konuştuk ve her şeyin yolunda olduğunu gördüm. Yemek yedikden sonra çıktık ve okula gitdik. Ali okula gelmişti ve sınıfdakiler ona garip bakıyordular. Bundan rahatsız olduğu belliydi. Hatta bir kıza " Ne bakıyon ya?!" Dedim.

Bir kaç gün sonra...

Her şey yolundaydı ama Lucy gitmişdi  ve Ali üzgündü. Bana üzgünlüğünü içine atdığını söylemişti. Onun için üzülmüştüm. Onunla sık sık zaman geçiriyordum. Bana bundan mutlu olduğunu söylüyordu. Ben de mutlu oluyordum. Bir zaman sonra Barışla daha az görüşmeye başladım. Resmen sadece mesajlaşır olmuştuk. Bir sabah Barış bana sürpriz yaptı ve evime geldi. Okullar 15 günlük tatil olmuştu. Çeteyle daha sık görüşüyordum ve Barış daha çok derslere önem veriyordu. Odama gizlice girdi ve beno uyandırdı. Uykudan zorla uyandım ve dedim:
- Barış? Aşkım, n'apıyosun burda?
- Acaba sevgilin olduğum için ola bilir mi?
Gülümsedim ve " Evet" Dedim. Bana sarıldı ve ben de ona. Pijamalarımla ilk defa görmüyordu ama yine de pijamalarıma güldü. Koluna vurdum gülerek. Kolunu tutup dedi:
- Yaprak, yavaş, senin elin ağır.
Güldük ikimiz de. Ben hazırlandım ve beraber oturduk. Bana aniden dedi:
-  Bu aralar ne kadar az zaman geçirdiğimizi göre biliyor musun?
Üzgün suratla dedim:
- Görüyorum ve bundan hiç hoşlanmıyorum.
- Sen bu aralar sadece Ali ile vakit geçirdiğin içindir. - yarı kırgın yarı kızgın şekilde söyledi.
- Barış! Kıskanmasana ya! Ali benim arkadaşım ve bu kıskançıkların gerçekten doğal değil.
- Doğal değil mi?!- kızdı.- Yaprak, belki farkında değilsin ama ben senin SEVGİLİNİM, Ali gibi arkadaşın değil! Şu an sevgilin olarak seninle daha çok vakit geçirmek istemeğime mi kızıyorsun gerçekten?!
- Barış, sana kızmıyorum, sadece bu kıskançlıkların çok diyorum.
"Off" Dedi ve yüzüne çevirdi.
Elinden tutdum ve dedim:
- Barış, ben seni herşeyden çok seviyorum ve bunu hiç bir şey değiştiremez, anlıyor musun?
Bana baktı ve gülümsedi.
- Ben de seni amazon kızı ama beni anlamalısın, seni çok seviyorum ve kıskanıyorum.
- Ve bunları kavga etmeden hall ede biliriz.
- Evet aşkım.- dedi ve bana sarıldı.
Ben de ona sarıldım. Onun sarılışı tek kelimeyle huzurdu. Aniden ayrıldım ve dedim:
- Barış, eğer daha çok zaman geçirmek istiyorsan, hadi bir şeyler yapalım.
- Ne gibi?
- Lunaparka gidelim, bizim çete de gele bilir.
- Evet ya, harika olur. Ne zaman gidelim?
- Hem okullar tatile girmişken gidelim, bu gün çeteye söyliyelim ve yarın gidelim, ne dersin?
- Olur hemde süper olur.
- Evet ya.- dedim ve ona sarıldım.
***
Sabah olduğunda çeteyle birlikte kafede toplandık. Ben sevincle dedim:
- Dün akşam söyliyemedim, bu gün Lunaparka gidicez Barışla ve sizi de davet ediyoruz.
Sinan dedi:
- Evet ya, süper olur abi.
- Aynen, ordaki kafelerden birinde pizza yersek bana göre hava hoş.- Oğuz dedi. Güldük ve dedim:
- Tamam, tamam, gideriz kafeye de.
Gökhan dedi:
- Oğlum, hiç havamda değilim, siz gidin ya.
- Hayır Gökkuşum, hep birlikte gidicez.
Ali dedi:
- Valla ben de pek gitmek istemedim ama iyi fikir gerçekten, zaman geçiririz hem.
Dedim:
- Alikuşum haklı, çok güzel zaman geçiricez. Bu arada, Ali kuşum Lucy gitdimi? Keşke o da bizimle gelse...
Ali normal bir şekilde dedi:
- Malesef gitdi.
Üzüldüm onun için ama Ali pek takmamışa benziyordu. Garipdi. Hepimiz evimize gidib eşyalarımızı ve paralarımızı aldık ve çıktık. Bir saat sonra hepimiz Barışın arabasında Lunaparka gitdik. Girişinden bile çok güzel görünüyordu. Göklere kadar uzanan binilecek bir sürü şey. Ben çocuk gibi zıpladım. Barış bana gülümsedi ve dedi:
- Çocukluğuna bayılıyorum amazon kızı.
Güldüm ve elinden tutdum. İki de bir Alinin bizr baktığını görüyordum ama umursamıyormuş gibi davranıyordum. Önce biraz gezdik. Barış bana dondurma aldı. Onunla bir sürü resim çekdirdim. Onun yanında çok mutlu oluyordum ve kendisi de biliyordu. Onun da benim yanımda çocukca davrandığını görmek beni sevindiriyordu. Yakışıklı prensim benim...
Önce hep birlikte çarpışan arabalara bindik. Çok eğlenceliydi. Ben hedefime her zamanki gibi Oğuzu almıştım. Bir tarafdan Ali'den, bir tarafdan da Barış'dan kaçmaya çalışıyordum. Sonra Ali'nin sırtına atladım ve öyle resim çekdirdik. Çocuklar gibi atlı karıncaya bindim. Bir sürü şeye bindik. Akşama kadar deliler gibi eğlendik. Barış'la önden el-ele gezerken Ali yanıma geldi ve dedi:
- Yaprak, biz de burdayız.
Barış ona garip bir şekilde baktı. Ben gülümseyerek Barış'ın elini bıraktım ve Ali'nin koluna girip dedim:
- Alikuşum, biliyorum siz de buradasınız sadece Barış'la birlikte dolaşmak istedim. Eğer seninle böyle zaman geçirmemi istiyorsan gel de beni yakala.- dedim koşmaya başladım. Ali arkamdan koştu ve gülerek beni döndürmeye başladı. Gülerek dayanmasını istedim. Sonunda beni dayandırdığında Barış bu sefer gülerek bize bakıyordu. Oğuz dedi:
- Aşk olsun Ali, benim neyim eksik Yaprak'dan? Beni de döndürsene.
- Bi şeyin eksik değil, sende fazlası var.- Gökhan dedi ve hepimiz güldük. Sonra her kes bir süreliğine başka şeylere binmek için ayrıldı. Sinan Barış'ı gitmek istemese de yükseye doğru giden bir şeye bindirmeye götürdü. Oğuz da Gökhanı korku evine götürdü. Ali ile yalnız kalmıştık. Dedim:
- Bu neydi ya?- güldüm.- hepsi gitdi. Baksana Barışı bile zorla götürdüler.
Ali güldü ve dedi:
- Barış onların yanında güçsüz kalır. Onlara kafede görüşeceğimizi yazdım hadi onlar gelene kadar biraz yürüyelim.
- Olur Alikuşum.- dedim ve koluna girdim.
Birlikte kafeye yakın kimsenin olmadığı yere kadar yürüdük. Şehirin güzelliği görünüyordu. Bankta oturduk. Her taraf ışıklıydı. Aliye dedim:
- Ne kadar güzel bir yer değilmi?
- Evet.
- Ama çocuklardan uzaklaştık biraz.
- Aslında seninle konuşmak için buraya getirdim.
Ona şaşkınca baktım ve dedim:
- Ne hakkında Alikuş?
- Biz, ikimiz hakkında.
Ne dediğini anlayamıyordum ama altından iyi bir şeyler çıkmasını da beklemiyordum.
*****
Barışdan:
Sinan'ın yanından zorla ayrıldım. Beni çocuk gibi ona binelim buna binelim diye çekişdiriyordu. Ondan ayrıldım ve Ali ve Yaprağı bulmaya gitdim. Oğuzla Gökhanın korku evinde olduklarını biliyordum ve Gökhana gelmeleri için mesaj atdım. Yaprağı aradım ama telefonunu kapatmışdı. Bu aralar benim kıskançlıklarımı beğenmediğini biliyordum ama sevgilisiydim ve eskiden onu deliler gibi seven biriyle benden çok vakit geçirmesi beni sinir ediyordu. Belki Ali'nin GERÇEKTEN AMA GERÇEKTEN Yaprak'ı unutduğunu görseydim böyle olmazdı. Ali'nin Yaprak'a bakışlarını, biz birlikteyken kıskanışını gözlerinden göre biliyordum. Yaprak'a bakışlarını tuta biliyordum ama Yaprak'ı ona vermezdim hem de asla. Kafenin yakınlarına gitdim ve onları orada göremedim. Sonra bakındım ve onları beraber bankda gördüğümde şaşırdım. Kafede olmaları gerekirken birlikte bankda oturuyordular. Yüzleri bir birlerine doğru dönükdü. Önce yanlarına gitmek istedim ama kendimi ne konuşduklarını dinlemekden alı koyamadım. Onlara doğru gitdim. Ağacın arkasından onları dinlemeye başladım.
*****
Ali dedi:
- Londrada Lucy ile tanışdığımda her şeyin daha iyi olucağını düşünmüştüm. Güzel bir kızdı ama senin kadar değil, güzel giyiniyordu ama senin tarzından daha iyi değildi, güzel kokuyordu ama senin gibi kokmuyordu, onunla eğleniyordum ama seninle eğlendiyim kadar değil. Yaprak, inan bana seni unutmak için elimden geleni yaptım ama olmuyor işte, anla olmuyor!- ağlamağa başladı. Gözlerim dolmuştu, ne yapacağımı bilmiyordum. - Buraya gelmem tam bir hataydı, her şey yolunda, seni unutdum sanıyordum ama olmadı, Lucy da bana iyi gelmedi, senden başka kimse iyi gelmiyor bana.- elimden tutdu.- Yaprak, Barışı sevdiğini biliyorum ama ben senden uzak kalamıyorum.
Dondum kaldım. Bunu nasıl yapa bilirdi?! Nasıl?! Bu Ali olamazdı!!!
Ağlayarak dedim:
- Ali, hayır, olamaz, bu sen olamazsın! B-bunu nasıl söylersin, b-ben Barışla birlikteyim.
Ayağa kalktım ve gitmek istediğimde hızla önüme geçti ve dedi:
- Yaprak, özür dilerim ama seni seviyorum! - dedi ve aniden beni öptü. Dondum kaldım, kendimi uzaklaştırmaya çalışamadım bile.
Aniden hiç beklemediğimiz bir anda Barışın sesini duyduk. Ali benden bir adım geri gitdi. Barış hızla  gelip Aliye yumruk vurdu. Ali yere düşecek gibi oldu ama düşmedi. Ayağa kalkıp Barışı vurmak istedi ama Barış yumruğunu tutup onu itdi. Barış bağırdı:
- Şerefsiz köpek! Öldürürüm seni Ali! Bir daha Yaprak'ın yanında görmiyeceğim seni!- Barış'ı zorla tutmaya çalışıyordum. Bağırdım:
- Barış, tamam, yeter!
Barış sinirden deliye dönmüş halde bana baktı ve dedi:
- Yazıklar olsun sana, Yaprak! Seni öpmesine nasıl izin verirsin ya?!
Ona yaşlı gözlerle baktım ve dedim:
- Barış, ne söylüyorsun sen?! İzin vermedim!
- Ben öptüm, Yaprak değil!
Barış Ali'nin üzerine tam gidecekken diğerleri geldiler ve Barış'la Ali'yi tutdular. Bu durumda ne yapa bilirdim?! Nasıl sakinleştire bilirdim ki onları?! Araya girmeye çalıştım ama olmadı. Barış sinirle ağaca yumruk vurdu ve kolundan tutduğumda beni iter gibi oldu. Hızla ordan uzaklaştı. Peşinden koştum. Arabasına bindi. Ben de hızla arabanın kapısını açtım ve bindim. Barış dedi:
- YAPRAK, İN ARABADAN!!!
- HAYIR, İNMİYORUM. BENİMLE KONUŞMAK ZORUNDASIN!
- YAPRAK, BAK, KALBİNİ KIRICAM İN!
- HAYIR, BARIŞ, SENİ SEVİYORUM VE KAYBETMİYECEĞİM! NEREYE GİDECEKSEN BEN DE GİDİCEM.
Aniden Barış arabayı ışık hızıyla sürmeye başladı. Tüm arabaları keçiyorduk. Bağırdı:
- O Alinin kafasını koparmalıyım!
- Barış, lütfen, sakinleş!
- Onu öptüğüne inanamıyorum.
- ANLASANA, BEN ÖPMEDİM, O BENİ ANİDEN ÖPTÜN.
- NEYSE NE İŞTE! Uzaklaşmadın bile.
- Barış, beni neden anlamıyorsun sen?!
- YAPRAK, YETER, KONUŞMA! - arabayı daha hızlı sürmeye başladı. Ben gitdikce korkmaya başladım.
- Barış, yavaşla ve kenara çek öyle konuşalım!
Bana cevap vermedi. Gözünü öne dikmiş sinirden dudağını kemiriyordu.
- TAMAM, KONUŞMAK MI İSTİYORSUN, GİDELİM KONUŞMAYA!
- HAYIR, ARABAYI DURDUR ÖYLE KONUŞALIM!
- Dünyadaki en aptal insan benim! - yoldan saptık ve hiç bilmediğim tozlu bir yola doğru sürdü.
- Burası da neresi?! Barış, dayan!
Barış beni dinlemiyordu. Uçurumlu bir yere gidiyorduk.
- Ali seni öptüğünde nasıl da geri çekilmedin, NEDEN ONA HİSLERİN VARSA SÖYLEMEDİN?!
- APTAL ŞEY, BENİM GÖZÜM SENDEN BAŞKASINI GÖRÜR MÜ HİÇ?! SENİ DELİLER GİBİ SEVERKEN NASIL BÖYLE ŞEYLER SÖYLERSİN?! NASIL BANA GÜVENMEZSİN?!- ağladım. Bana doğru baktı. Bir-birimize baktık ve aniden çevrildim ve uçurumun tam kenarına doğru hızla gitdiğimizi görünce göz bebeklerim büyüdü ve " BARIŞ, DİKKAT EEEETT!!" diye bağırdım. Barış baktı ve frene basacakken araba dayanmadı ve uçurumdan aşağı ikimiz de bağırarak düşdük....

(Merhaba güzel okurkuşlarım, bu hikayemin sezon finaliydi ve heyecanlı olmasını istedim, umarım seversiniz...

2-ci sezonda görüşmek üzere, hoşcakalın okurkuşlar❤)

Lütfen düşüncelerini benimle yorumda paylaş❤


Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin