Yaprak'a büyük itiraf. vol 2

360 29 13
                                    

Akşam olmuşdu ve Barışla bir büyük gün geçiriyordum ve o günü bitiriyorduk ama Barışın "günü ya sevinerek ya da üzülerek bitireceksin" Demesi hâlâ aklımdan çıkmıyordu. Barış beni peri masallarındaki gibi bir yere getirdi. Resmen manzara karşısında gözlerim doldu. Bir gölün yanına gelmişdik. Barış her ağacı ışıklandırmışdı, her yere kalplerden ışıklar koymuşdu. Gölün üzerinde ışıklı nelerse vardı. O kadar güzeldiki.  Gökyüzüde yıldızlarla ışıklıydı. Kayık vardı bir tane. O kadar güzel süslemişdiki. Işlıklı çiçekler koymuşdu. Her yerinde ışlklı süslemeler vardı. Sadece oturacağımız yer boşdu o derece yani. Her yer kendimi cennetde hiss etmemi sağlıyordu. Ben dakikalarca baktım etrafa. Gözlerim dolmuş bir şekilde Barışa dedim:
- B-Barış, b-burası, n-ne kadar gü-güzel olmuş. Sen ne.. Ne yaptın böyle?! Tanrım, deliricem, burası, burası ç-çok güzel olmuş.
Barış gülümsedi dişlerini göstererek ve yüzünü iyice bana yakınlaştırarak dedi:
- Her şey seni bu elbisede yanımda görmeye deyerdi.- saniyelerce bir birimize baktık ve sonra dedim:
- Utandırma.- sonra yine etrafa baktım- Barış, sen bunları ne ara yaptın ya?! Hala kendime gelemiyorum ya.
Güldü ve beni aldırmadan dedi:
- Hadi, kayığa binelim.- elimden tutup götürdü beni. Kayığa binmemde bana yardım etdi. Sonra konuşmadan öylece bir birimize bakmaya başladık. Ben kendimi kaybetdiyimi anlayıp gözümü ondan çekdim. Yavaş yavaş ilerliyorduk. Sonra küçük gölün az bir kısmını gitmişdik ki, Barış kayığı gölün başka bir tarafına doğru ilerletdi ve oraya dayatdı. Bana yine yardım etdi düşmemde. Ve yine büyüleyici bir manzarayla karşılaştım. Her ağacın başından kalpli ışıklar sarkıyordu ve her yeri ışıklandırıyordu. Ben yine şaşkın şaşkın etrafa baktım. O kadar emek vardı ki ve o kadar emeyinin karşılığını vermişdi ki. Ben şaşkınlık içerisinde etrafa baktım ve Barışa bakıp dedim:
- B-Barış, n-ne oluyor?!
- Güzel mi?-gülümsedi.
- Güzel mi? Harika, müthiş! Ne diyeceyimi bilmiyorum. Şimdi beni neden giydirdiyini anladım. Bu güzellik karşısında erkek giyimli olmamalıydım.- gülümsedim.
O da gülümsedi ve bana yakınlaşıp dedi:
- Sen her halinle güzelsin.- ben utandım ve sonra bu kadar uğraşın sebebini öyrenmek zamanının geldiyini düşünerek dedim:
- Barış, artık söylemeden dayanamicam, bu uğraş neden?
Barış birden ciddileşti ve dedi:
- Artık dayanamadın demek. Tamam, gel benimle- elimden tutdu ve beni ağacın altına götürdü. Yere yastıklar koyularak yatak haline getirmişdi. Oturdu ve eliyle oturmamı işaret etdi. Ben de yanına oturdum. Yüzüme bakmadan önüne baktı ve konuşmaya başladı:
- Ben Barış Ozansoy, 18 yaşındayım.
Koluna vurdum ve güldüm:
- Ne diyosun ya?- bana bakan ciddi suratını gördüyümde dedim- tamam, tamam, sen konuş, dinliyorum.
Devam etdi:
- Sizin kolece gelmeden önce sizin kolecden daha özel bir kolecde okuyordum. Her kızı peşinden koşturtan adam, ama hiç birine yüz vermeyen. Annem ölmeden önce bana hep makyaj güzeli kızlardan uzak dur derdi. Ben de peşimden koşan onca kıza rağmen sadece birini sevmişdim. Senin gibiydi ama asla sana benzemiyordu. Birlikte tam üç ay, kısacık bir üç aydan sonra beni aldatdı. İnana biliyormu sun?! Ben onu sevmeme rağmen..- biraz durdu ve sonra yine devam etdi- neyse, ben onu zaten unutmuşdum ama tam anneme yakışır birini buldum diyordum. Zaten ondan sonra kızlara dönüp bakmadım bile. Seninle tanışdığım gün. Hani o sana kızdığım gün- bana gülümsedi- aslında o gün sana dediklerim için halen ölümüne pişmanım ama. O gün ben yeni yazıldığım okula gidiyordum ve o kız bana sevgilisiyle resim atdı ve altına her zaman beni seven birini bulacağımı söylemişdim yazmış. O kadar sinirlenmişdim ki, ama ona karşı hiç bir şey hiss etmiyor olsamda onu annemin söylediyi kızlardan olduğunu düşünmeme çok kızmışdım anlıyormusun?- ben kafamı olumlu anlamda salladım.- sonra seninle yine karşılaştım ve sonra sana özür dilemek istedim ama önce utandım ama sonra söyliye bildim. Senden özür dilediyimde arkadaş olmak istedim ve oldum da. Ama o gün neden bilmiyorum seni daha yakından incelediğimde seninle yakın olmak istedim.- sonra elimden tutup beni ayağa kaldırdı ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı- Benimle arkadaş olmana çok sevinsemde sana bakarken buluyordum kendimi.- benim gözlerim dolmaya başlıyordu- ama seni o gün düyünde gördüyümde ve gözlerimi alamadığımda, o adam sana dokunduğunda içimde yaşanan kıskançlık ve aşırı sinirden sonra anladım sana delice aşık olduğumu- gözümden bir damla yaş süzüldü ve devam etmesine izin vermeden dedim:
- Barış, yapma!
İki eliylede ellerimi tutdu ve dedi:
- Her gece ama her gece seni düşünerek uyuyordum ki, seni rüyamda göreyim.
- Yeter!
- Dinliyeceksin beni Amazon kızı! Ben sana aşığım, anladın mı?! Aşığım, hemde seninle ilk konuşduğumuz andan aşığım..! Sen beni ilk defa anneme götürdün. Ben ilk defa aşık olduğum kızı söyledim, ilk defa sır ortağım oldu. İlk defa annemin istediyi prensesi buldum. O gün neden gelemedim biliyormusun? Anneme gitdim ve geri döndüyümde gecikmemiş olduğum halde görüşmeyi erteledim çünki bütün bu hazırlıkları yapıyordum.
Ben ağlıyordum. Neden? Neden kalbim acıyordu? Neden hem dinlemek, hem dinlememek istiyordum, Allahım deliricem neden onun ellerini bırakıp kaçmıyordum?!
- Seni çetedekilerden, Ardadan kıskanıyordum resmen. Ben..ben artık bunu içimde saklamak istemiyorum. Eğer sen de...
- Hayır!- bağırdım ve ellerimi çekdim ellerinden.- Hayır, ben seni sevmiyorum, hayır!
Yüzü düşdü. Dedi:
- Hemen böyle deme.
- Barış! Beni hemen evime götür!
- Amazon kızı!
- Sırık, benj götür dedim!
- Tamam, nasıl istersen.
Ben önden hızlıca yürüdüm ve arkaya oturdum. Yol boyu konuşmadık. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Barış aynadan bakıyordu ama ben yüzümü çevirmişdim. Zaten kısa süreye eve vatdık ve ben arabadan hızlıca indim. O da indi ve kolumdan tutup kendine doğru çekti. O kadar sıkı tutuyordu ki, kaçamıyordum. Gözlerinin içine bakmadan sadece başka tarafa bakarak dedim:
- Barış, bırak beni! Eve gidicem.
- Hayır, Amazon kızı, söyle, neden kaçıyorsun benden?!
- Çek ellerini!
- Neden?- elleriyle çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi. Sonra gözyaşlarımı sildi ve dedi:
- Lütfen ağlama, ben dayanamam.
- Barış, lütfen bırak beni. Yarın.. Yarın konuşalım.
- Tamam Amazon kızım, sadece bu gece seni yalnız bırakıcağım.- kolumdan bıraktı ve ben koşarak eve girdim. Ama o saatlerce orda kaldı. Yalnız benim ışlıklarım söndüğünde gide bildi...

Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin