Yaprak'ın Barışa cevabı.

331 23 0
                                    

Liseye gitdiğimde bizimkilerin yüzleri asıktı. Yanlarına gidip oturdum ve dedim:
- Demek öğrendiniz?
Hepsi yüzüme şaşkınlıkla bakıp dediler:
- Sen biliyor muydun?
- Ali gidiyor evet ama size söğlemiyeceğim demişdi.
-Neee?! Ali gidiyor mu?
Robot gibi hepsi her şeyi aynı anda söylüyorlardı. Gökhan sinirle dedi:
- Lan nereye gidiyor? Nasıl ya?!
- Hay Allah seni kahr etmesin Yaprak ya. Uff ya.
- Yaprak konuşsana.- sinirden ve şaşkınlıktan ayağa kalktı Sinan.
- Ali Londraya gidiyor.
- Nee?!- hepsi aynı anda dediler.
- Niye? Nasıl ya?!- dedi Oğuz.
- Hemen koşun lan Alinin yanına.- dedi Gökhan ve koşarak gitdiler. Ben arkalarından kalktım ve dedim:
- Lan üzüceksiniz onu gitmeyin.
Tam o yerde arkamdan birinin kolunun belime dolandığını gördüm. Kendimi arkaya çevirdiyimde Barışla yüzlerimiz çok yakınlaştı ve bir kaç saniye öyle kaldıktan sonra kendimi çekdim ve dedim:
- Lan napıyorsun kolidorun ortasında?! Sana çok yüz verdim galiba.
Güldü ve dedi:
- Yapma be Amazon kızı. Hasretinden öldürme adamı.
Öylece kaldım önce sonra kendime gelip dedim:
- Ölme Sırık ölme.
Güldü ve dedi:
- Parka neden çağrıldım desene.
- Konuşucaklarımız var.
- Tamam- bana yakınlaştı- dediğin her şeye tamam.
Gülümsemedim ve galiba bir sorun olduğunu anlayıp dedi:
- Neden böylesin?
- N-Nasıl yani?
- Yani sen böyle değilsin. Moralin bozuk hadi de bana. Sorun ne?
Gözlerim yavaş yavaş doldu ve dedim:
- Barış, Ali gidiyor.
- Ne?!
- Evet, gidiyor. Ona evet cevabı vermedim ve bunun için eskisi gibi olamayağımızı söyledi ve gitdi. Londraya gidiyor öğlen ama görüşmek istemedi.
- Onun için sizin çete Alinin yanına koşuyorlardı.
- Sen nerden gördün?
- Bahçedeydim.
Kafamla onayladım ve zil çaldı.
- Ben sınıfa gideyim o zaman. Sana iyi dersler Barışcım.- ne?! Wtf? Barışcım mı? İnşAllah anlama...
- Tamam Yaprakcım.- dedi ve 32 dişini de gösterecek şekilde güldü. Ben utandım ve ordan koşarak uzaklaşdım. Arkamdan gülme seslerini duydum ve daha da utandım. Of yaa ben bu aralar ne çok utanıyorum. Bu hiç gerçek ben değil. Barış bana benliyimi kayb etdirdi. Acaba böyle daha da kız gibi olmayı bacarırmıydım? Acaba daha kızlaşa bilirmiydim?
Bir ders sonra bizim çete geldiler ve hepsinin yüzü düşmüşdü. Ben onlara yakınlaştım ve dedim:
- Ne oldu?
- Ya Yaprak sen bize nasıl söylemezsin?!- Gökhan dedi.
- Özür dilerim tamam mı?! Ali bana demememi söylemişdi onun için söylemedim oldu mu?!
- Tamam, gerilmeyin yeter.- Sinan dedi.
- Babuş, Ali gitdi. Ne kadar durdurmaya çalışsakta gitdi.
Gözlerim doldu. Oğuz bana sarıldı ve ben de ona sarıldım. Derslerden sonra çete beni eve bıraktı ve Barışı aradım:
- Alo? Barış? Parka gel bekliyorum.. Zaten orada mısın? Tamam, tamam bekle geliyorum.
Heyecandan sabahdan beri beni bekliyormuş. Kendi kendime gülümsedim. Sonra onun yanına gitdim. Beni gördüyü an yanıma geldi ve ona sarıldım. Sıkıca sarıldım ve ağladım. O ilk başta şaşırsada sonra bana sarıldı daha sıkı şekilde. Biraz öyle kaldık ve sonra dedi:
- Yaprak, üzülme, sadece bir aylığına gitdi. Merak etme geldiyinde seni unutmuş olucak ve eskisi gibi olucaksınız.
- Öyle olucak değil mi?
- Evet evet, merak etme sen. Bide benim yanımda ağlama lütfen geberiyorum.
Gülümsedim ve ayrıldım. Oturduk bankta ve dedim:
- Seni neden çağırdığımı düşünüyorsundur elbet?
- Aslında sebebsiz yere de çağır beni, sen hep çağır beni.
Gülümsedim ve dedim:
- Barış, hani sen benden cevap bekliyordun.
- Eveet???!!- şaşkın bir şekilde bağırdı.
- Sakinleş, sana şimdi cevabını veriyorum.
- Bir dakika. Ben daha hazır deyilim.- bana bir daha sarıldı. Hem de sıkıca. Sonra ayrıldı ve şaşkın şaşkın bakan bana söyledi:
- Hayır cevabına kendimi hazırladım.
Güldüm ve dedim:
- Biliyor musun bu aralar kendimi garip şeylerin içinde buluyordum. Mesela sen kaza geçirdiğinde mahv oldum, sana bir şey olursa bana da olsun istedim. Sonra geceleri Aliyi bir anda unutup sadece seni düşündüm. Ama hepsini geç. Seni- biraz durdum sonra devam etdim- seni sevdiğimi Alinin bana aşk itirafında bağırarak ilk defa kendime, Aliye, hislerime ve dünyaya söğledim. Barış, sen bana ne yaptıysan benim sana karşı zâfım oluştu lan.- güldüm.
Barış tepkisiz öylece bana baktı. Ben ona garip-garip baktım önce. Sonra dedim:
- Barış, bir şey demiyecek misin?
Gözlerini pörtletip bana bakarken birden dünyaya geri döndü sanki. Kekeleyerek dedi:
- Y-Yaprak, s-sen ci-ciddi misin?!
- Hem de hiç olmadığım kadar.- gülümsedim.
Ellerimden tutup ayağa kaldırdı ve bana sıkıca sarıldı ve dedi:
- Yaprak ben bu anı ne kadar zamandır bekliyorum biliyor musun sen ya?! Deliriceğim resmen. Sen beni seviyorsun, sen beni seviyorsun!!- bir anda ayaklarımı yerden kesdi ve beni döndürmeğe başladı. Ben güldüm ve daha sıkı sarıldım ona. Biraz döndürdükden sonra dayandı ve dedi:
- Yaprak, seni çok seviyorum.- uzunca bakıştıktan sonra dedim:
- Ben de seni Sırık!
Gülümsedi ve ben de gülümsedim. Artık biz BİZ olmuştuk. İlk defa birini sevmişdim. Ne kadar güzel bir şeymiş meğer. Saatlerce orda kalıp konuştuk. Aslında ben ve sevgililik çok uzak şeyler ama ben o an sevgili olmak hakkında hiç bir şey demedim o da demedi ve anın tadını çıkardık. Sonra da beni evime bıraktı ve giderken yanağımdan öptü. Ah sırık ah😂

(Gelicek bölümlerde neler görmek istediyinizi yorumlarda belirtin lütfen canlarım❤)

Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin