AŞK BÖCEKLERİ KAMPDA (3) Eve dönüş...

119 10 0
                                    

Sabah uyandığımda Barış yanımda yoktu. Büyük ihtimalle benden başka her kes kalkmışdı. Başımı çadırdan çıkardım ve her kesin ortalığı topladığını ve kahvaltı hazırlamağa başladığını gördüm. Başımı içeri soktum ve kendime çeki düzem verdim. Hazır olduğumda çıkdım ve her kese "Günaydınlar" dedim. Onlara yardım ederken uzaktan Atakan'la Barış'ın konuşduklarını gördüm ve sonra bir-birlerine sarıldılar. Bu başlangıçdı. Arkadaşlığa doğru bir adımdı.

Sonra hepimiz kahvaltı yaptık. Kahvaltı derken her kes arkadaşıyla birlikde yanında getirdiği yemekden yedi ve sonra dolaşmaya çıkdık. Bir kaç saat sonra bizi otobüs almaya gelicekdi ve kalan saatlerimizi güzel değerlendirmek istiyorduk. Barış elimden tutmuşdu ve her yerde resim çekdirerek dolaşmaya başladık. Barış'la biraz önden gidiyorduk ve dedi:
- Biliyorum burası pek yeri değil ama sormadan dayanamayacağım. Annenle barışdın mı?
- Evet, merak etme.- diye gülümsedim.
- Oh be, iyiki.
- Ama sen babaannenle barışmadın, değil mi?
- Gönlüm el vermiyor Yaprak.
- Bir gün barışmanı umut ediyorum.
- Belki bir gün. Yaprak, hadi orda bir kulube var oraya gidelim de biraz çayı seyr ederek sohbet edelim.
- Ama diğerlerinden ayrılıcağız.
- Bir şey olmaz ya, zaten yolu biliyoruz.
- Tamam.- dedim ve kulubeye gitdik. Burada birileri yaşıyordu kesin. Zaten normaldi çünki bundan biraz uzakta bir otel vardı ve oraya çok insan gidiyordu. Rafting yapmak isteyenler de buraya geliyorlardır kesin. Biz de otelde kala bilirdik ama ormanla iç-içe olmağı tercih etmişdik.
Bir kaç sandalye vardı ve Barış ikisini getirdi. Çayın sesi ve güzelliği muazzamdı. Bir kaç dakika onu dinledik ve sonra dedi:
- Yaprak, çete n'oldu?
Çayın sesinden biraz yüksek konuşmuşdu onu duymam için. Çete lafını duyduğumda aniden kötü oldum. Biz artık çete değildik ki...
Dedim:
- Barış, konuşmak istemiyorum bu konu hakkında.
Barış bana merakla bakdı ve sonra hiç bir şey demedi. Ama o da iyi biliyordu ki, zamanı geldiğinde konuşacakdık...

Aniden arkadan bir ses geldi "Bu gün de misafirleri çokmuş buranın" diye. Arkaya çevrildik ve bir oğlanın bize gülümseyerek baktığını gördük. Barış ayağa kalkdı ve dedi:
- Pardon, sahibi olduğunu bilemedik.
Güldü ve dedi:
- Hayır, hayır, sevgililere açığız.
Gülümsedim ve dedim:
- Burası senin mi?
- Aslında benim babamın ama ben de misafirim burada. Ha, bu arada ben Yaman.
- Ben Yaprak bu da...
- Barış.- dedi öküz Barış sözüme keserek.
Gülümsedi ve dedi:
- Memnun oldum. Ben gideyim de siz yalnız kalın.
- Yok ya, sorun yok.- dedi Barış.
- Zaten babama yardım etmem lazım, beni bekliyor.- dedi ve gitdi.
Barış'la bir-birimize bakdık ve sonra yine çayı seyr etmeye devam etdik.

***
Atakan'dan:
Ayla'yla birlikde biraz dolaştık. Hiç bir şey konuşmuyordu. Dayanamadan dedim:
- Eğer sırf oyun için benimle dolaşıyorsan gerçekden gerek yok.
- Evet, aslında gerek yok ama kendim isteyerek dolaşıyorum.
- Hiç öyle görünmüyorsun.
- Belki.
- Ayla, neyin var?
- Sadece buradan gitmek istiyorum.
- Tamam, konuşmak istemiyorsan konuşmayalım. - dedim ve oradan uzaklaşdım.

***
Bir kaç saat sonra hepimiz toplandık ve sonra arabaya binerek oradan gitdik. Yol boyu kafamı Barışa dayadım ve uyuyarak gitdim.

Eve vardığımızda Ayla aniden koluma girdi ve "Hadi, birlikde gidelim" dedi. Ben şok oldum resmen. Çok hızlısın Ayla. Bu kadar çabuk arkadaş ola bileceğimizi sanmıyorum. Ama yine de gülümsedim ve "olur" dedim. Birlikde odama çıkdık. Yanımla geldi ve "Odanda bazı deyişiklikler yapsana sen ya, hatta kendini tamamiyle değiştir" dedi. Dedim:
- Aslında ben de öyle düşünüyordum ama ne gibi bir değişiklik yapa bilirim bilmiyorum.
- İstersen sana yardım ede bilirim.
- Olur, neden olmasın?- diye gülümsedim.
- O zaman önce odanı toparla ve gereksiz tüm eşyalarını getir.

10 dakika içinde odamı toparladım ve kağızdan gereksiz kalemlere kadar ne varsa hepsini çöp olarak atdım. Çok yorulmuşdum ve dedim:
- Beni hevese getirdin ama çok yoruldum ya.
- Dayan.- gülerek dedi. - şimdi senin kiyafetlerine bakıcağım.- dolabımı açdı ve incelemeye başladı. Her kıyafetime bakdığında yüzünü daha da buruşdurdu ve sonda dedi:
- Tamam, daha fazla kaldıramıyacağım, durumun kötü ama kurtara bilirim.
Ona şaşırarak bakdım ve dedim:
- Nasıl?
- Yani, seni başdan yaratıcağım, yarın alışverişe gideceğiz.
- Ayla, abartma ya. Ben tarzımı seviyorum.
- Ciddi misin? Yani normalsen ciddi olamazsın da. Yarın Barış'a da söyle alışverişe gideceğiz. Sen, ben, Atakan ve Barış. Hem arkadaşlığımızı kutlarız. - gülümsedi.
Gülümsedim ve dedim:
- Ayla, istersen biraz aşk hayatlarımız hakkında konuşalım.
Yüzüme garip bir şekilde bakdı ve dedi:
- Neden?
- Normal kız konusu işte.
- Tamam?
- Atakan'la nasıl sevgili oldunuz?
Durdu ve düşündü.
- Aniden gelişdi işte.
- Peki Barış?
- Barış... Barış iyi biri. Onu ilk gördüğüm günü hatırlıyorum, kapıyı açdı ve sadece sana bakdı.- gözleri doldu.- bak işde o an, o an sana bakışlarını fark etdim. Gözlerini sana dikmiş kıpırdamadan sana bakıyordu. Ama ben onu ilk gördüğümde içimde bir şeyler oldu, yani, anlarsın ya aşk gibi... Ama seni seviyor, bu güne kadar da seni sevmiş.- gözlerinden bir damla yaş akdı.- Ben beni sevmeyen birini sevemem, beni kendinden uzak tutan birini sevmem. Yani, anlıyacağın onu unutdum ve bana en iyi gelen kişi Atakan'la karşılaşdım.
- O zaman neden ağlıyorsun?
- Sinirlerim bozuldu işte.- dedi ve göz yaşlarını sildi. Odamdan çıkarken dedi:
- Alışverişe gitmeyi unutma, bu arada sevgilinle gel.- gülümsedi ve gitdi.

***
Ayla'dan:
Sırf Barış'ı göre bilmek için Yaprak'la alışverişe gitmek mi?

Evet... Yaptım.

Odama gitdim ve Atakan'ı aradım. İkinci çalışta açdı ve dedi:
- Efendim Ayla?
- N'apıyorsun?
- Hiç, evdeyim, sen?
- Ben de Yaprak'la yarın sevgililerimizle alışverişe gideceğimizi planladım ve odama geldim.
- Ne? Sevgililerimizle alışveriş mi?
- Aynen öyle. Yaprak'la zaman geçirmek isteyen sen değil miydin? Al sana fırsat.
- Bu ne atar ya? Kızım, sen de Barış'la vakit geçirmek istemiyor muydun? Şimdi neden bana suçluyummuş gibi davranıyorsun?
Sustum. Neden böyle davranıyordum kendim bile bilmiyordum.
- Tamam ya, boş ver yarın gidiceğiz. Ne güzel. Yaprak'la zaman geçiririm, sen de biraz Barış'la ilgilenirsin.- imalı bir şekilde böyle dedi.
- Zaten ilk işim bu olucak.- sinirli bir şekilde dedim ve telefonu yüzüne kapatdım.

Kendine gel Ayla. Neler oluyor sana?!

***
Gece uyumadan önce Barış beni görüntülü aradı. Yatağında uzanmış bana bakıyordu. Gülümsedim ve "Selam" dedim.
- Selam güzellik, n'apıyorsun?
- Hiç, az önce Ayla'yla konuşuyordum, neler söylediğine ve sabah ne yapacak olacağımıza inanamayacaksın.
- N'oldu ki?
Her şeyi ona anlatdım ve şok oldu resmen. Ayla'nın ağzından böyle şeyler çıkmışdı ve en garip olanı sabah onlarla birlikde bir gün geçirecek olacağımızdı...




Bir YapBar Hikayesi💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin