📖3📖

5.6K 279 827
                                    

             MEDYA: KAYAHAN              NEDEN OLMASIN?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

             MEDYA: KAYAHAN
             NEDEN OLMASIN?

   -Çiğdem bu kovaların salonda ne işi
var? Çoraplarım, ayaklarım ıslandı.

  Çiğdem kahkahalar atarak gülme krizine girdi. Gülmekten zor konuştu.

   - Benim anlayamadığım hem ayağını
kovanın içine sokup, hem kovayı devirmeyi nasıl başardın? Bu iki işi nasıl becerdin?

   -Ben de bilmiyorum. Ama ayaklarım
çok kötü ıslandı.

   - Çoraplarını çıkarda sobanın teline
asayım. On dakikaya kurur. Sabah sabah hiç gülesim yoktu.
Çok güldürdün beni. Salonun  tavanından su damlıyor. Ben de su damlayan yerlere kova koydum. Hiç mi farketmedin Sefa...

   Sefa çayları doldurdu ve çaydanlığı
sobanın üzerine koyup tavanı inceledi.

  -Büyük ihtimal sorun çatıdan kaynaklıyor. Ben kahvaltı sonrası çatıya bir bakayım. Halledebilirim. Bu
kadar kovayı salona doldurana kadar
bana niye haber vermedin. Gelir yapardım.

   - Ortalıktan bir kayboldun pir kayboldun. Uzun zamandan sonra çıkıp gelmene hem şaşırdım hem de sevindim. Beni unuttuğunu düşünmüştüm. Bu yüzden haber vermedim.

   - İşlerimin yoğunluğundan gelemedim ve seni unutmam. Benim için önemlisin. Bu cümlemi aklının bir köşesine yazmanı rica ediyorum. Ayrıca çok acıktım ve çaylar soğuyacak.

   - Kalpler bir desene. Sen de hep aklımdasın. Aklımda olmakla kalmayıp her duamın sonunda sen varsın.

    Tarifi olmayan bakışlarla birbirlerine baktılar.

   Sefa çekinerek gözlerini kaçırdı. Söylediği sözden utanıp yanakları 
pembeleşen Çiğdem ise ne yapacağını
bilemez bir halde olduğu yerde kaldı.

  Kısa sessizliğin ardından yanık kokusunu hisseden Çiğdem mutfağa koştu. Mutfaktan seslenerek:

   - Sana yumurtalı ekmek yaptım. Fakat çeneye daldık tavadaki ekmekleri yaktık.

   Elindeki ekmek sepetiyle kahvaltı masasına geçen Çiğdem yanmış ekmekleri kendi tabağına koyup diğerlerini Sefa'nın önüne sürdü.

   -Çiğdem yanmış ekmekleri neden kendi tabağına doldurdun.

   - Rahmetli annem yanmış ekmek yersen para bulursun derdi. Ondan koydum.

   - Af buyur!!! Hiçbir şey anlamadım.

   - Bendeki zenginlik sevdası yüzünden her sabah düzenli olarak ekmekleri yakarım ve doya doya yerim. Böylelikle gün içinde deste deste para buluyorum.

   - Neee!!!

   - Üff Sefa şaka yapıyorum. Güzellerini sana verdim. Sorgulama ye işte. Hem sen benim misafirimsin. Misafire en güzeli, en düzgünü taktim edilir.

  - Olmaz öyle...

   Sefa yumurtalı ekmeklerden iki tanesini Çiğdem'in tabağına koyup çayından bir yudum alarak:

   - Neyin var? Geldiğimde çok kötüydün.

   - Çok bunaldım. O kadar yalnızım ki
anlatmaya kelimeler yetmez. Her gece yatmadan önce hayatıma temiz bir sayfa açacağıma ve mutluluğu yakalayacağıma dair kararlar alıyorum. Sabah uyandığımda ise bir
yerlerde tıkanıyorum, sinir buhranları geçiyorum. Sonrası üzgünlük ve gözyaşı işte... Ağlamaktan başka elimden bir şey gelmiyor. Ruhum, gönlüm çökük...

  Ekmeğe incir reçelini sürüp Çiğdem'e uzatan Sefa:

   - Yanlış hatırlamıyorsam incir reçeli
senin en sevdiğin reçeldi. Biraz tatlı yersen kendine gelirsin.

  - Benim de hatırladığım kadarıyla yumurtalı ekmeği çok sevdiğin... Ekmekler biraz yandı ama senin için
yaptım.

  - Çok teşekkür ederim. Eline sağlık.
Düşünmen bile yeterli. Gelelim esas meseleye...

  - Seni dinliyorum Sefa.

  - Yaşadıkların hiç de kolay şeyler değildi. Bu kadar güçlü çıkabilmen bile mucize. Şu an üzülmek yerine şükredeceğin o kadar çok şeyler var ki. Senin en büyük sorunun geçmişe
takılı kalman. Geçmişinden ve ondan
intikam almak istiyorsan güçlü bir kadın olmaya devam et. Gücüne güç ekle. Hayatını yeni doğmuş bir bebek gibi yeniden yaz. Bu senin elinde.  Kalbindeki kin ve nefreti çıkar at. Bunu kendin için yap. Affettiğin an
kalbin acılardan kurtulacak, kurtulacak ki rahatlayacaksın. Bu da bir intikam alma yoludur.  Mutlulukları kendin yarat. Mutluluğu elde ettiğin an intikam alma işlemin bitmiştir.

  - Nasıl yani?

  - Açıklayayım...

  - Öncelikle sana bir iş bulalım. Ne dersin? Kendi paranı kazanırsın, kimseye muhtaç olmazsın... Al sana güç...

  Hem çalıştığın yerde kendine  arkadaş edinirsin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Hem çalıştığın yerde kendine  arkadaş edinirsin.Yeni dostluklar kurarsın. İş çıkıcı arkadaşlarınla vakit geçirir. Arkadaşlarınla birlikte bir şeyler yaparsın. Hele maaşını aldın mı eksikleri ne varsa azar azar alıp
tamamlarsın. Sabah yaşandığın fatura kaygısını yaşamazsın. Bu arada faturayı gördüm.

  Sonra belki yeniden tertemiz bir aşk ile karşılaşırsın evlenir ve çok mutlu olursun.  En büyük hayalin anne
anne olmak değil miydi? Gerçekleşmesi imkansız olan bir hayal değil... Çocuklarında olur... Ölene dek eşin ve çoçukların ile mutlu bir hayat sürersin.

  Tabi bunları yaparken kimseye zarar vermeden, üzmeden yapacaksın...
En önemlisi kendin için yapacaksın...
Al sana intikam, al sana güç...

  Duyduğu şeyler ile gözleri parlayan Çiğdem:
  
   - Sence yapabilir miyim? Bu söylediklerini tek başıma başarabilir miyim?

   - Neden olmasın?

Kadın gibi yaşamak istiyorum.
Ama: ..............................

                   Kıymetli okur;

           Yukarıdaki 👆 boşluğu doldurursanız çok mutlu olurum....









   

GECE 2(Gülümse Kaderine)( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin