Ben annesinin yaralı kızı ÇİĞDEM...
Hatalarımdan ders alıp
yeniden doğacak olan ÇİĞDEM...
Artık bana karanlık geceler değil,
aydınlık günler doğacak...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- Kalk kalk !! Üç kat daha çıkacağız. Keşke termos'a çay doldurup getireydim. Çay içe içe giderdik. Asansörlerin bakım gününde merdivenleri kullanıyoruz. Merdivenleri çıkarken belim pek bi ağrıyor. Sen de ta gelecek günü buldun...
- Açıkcası ben de yoruldum. Bu holding'in bu kadar büyük olmasına çok şaşırdım.
- He kız! Burada at koştursan koşturursun. Damat halayı bile çekilir burada.
Çiğdem merdiven başından aşağı kata baktığında asansör tarafında tartışan iki kişiyi gördü. Adamın, kadının kolundan çekiştirip bağırmasına bir an üzüldü. Adam klass bir tipti fakat ağzından dökülen cümleleri bu adama hiç yakıştıramadı.
- Kader asansör tarafına bi baksana. Tartışan birileri var ve asansöre binecekler gibi.
Kader merdiven demirine oturdu ve iki elini de açıp " Asayiş Berkemal " deyip aşağıya kayarak indi.
Asansör'ün bakım günü olduğunu ve asansör'e binmemeleri gerektiğini söylese de onu duyan olmadı.
Telsizden diğer güvenlik arkadaşına durumu anlatıp asansör görevlisini çağırmasını istedi.
Karşıdan koşarak gelen asansör görevlisini görünce, " durum benden çıktı " deyip Çiğdem'in yanına gitti.
- Kader böyle bir yerde kavga mı edilir? Resmen adam kadına bas bas bağırdı. Adamın yüzünü pek göremedim ama duruşu gayet zarif. Kadına sarfettiği kelimeleri hiç yakıştıramadım. Bu doğru değil.
- Anam ben bu adama asansörlerin bozuk olduğunu daha sabah söyledim. Sap gibi içerde mahsur kalsınlarda ben de burada çiftetelli oynayayım.
Sen kadını bir görsen Çiğdem. Bildiğimiz bulaşık çapıtı. Adama kızma. Cangır cangır konuşmaktan adamı deli etti.
Ayy bir de Türk filmlerinin ünlü Kezban'ı gibi giyinmiş. Kezban ya... Allah'ın tüylü barak'ı. Güzel olacağım diye bilekten kumaş pantolon giymiş. Olmuş Charlie Chaplin. Elinde bir sopası eksik. Bugün onu günün armut kadın'ı seçtim.
- Kader sen bende de bir kusur bulmuşsundur. Söyle bakalım beni neye benzettin.
- Kız sen çok güzelsin. Yalnız o saçların yok mu? Mübarek at kılı gibi. Accık saçlarının uçlarını kestir. Saç uçlarının da kedi püskülünden farkı yok hani.
- Söylediklerini dikkate alacağım.
- Çiğdem müjdeler olsun. Sonunda kara göründü. Kemal Bey'in odasının önüne geldik. Çak kız!
- Hadi çakayım bari!
- Ahanda bir palamut ağızlı da burada. Kemal Bey'in asistanı. Ya bu asistan ya da sekreter her ne ise işte. Milli Eğitim'den onaylanmış üniforma gibi topuklu ayakkabı, mini etek giyip saçlarını sarıya boyatmak zorundalar mı? Hani erkekler askere gidince hepsi birbirlerine benzer ya. Bunlar da öyle anam. Bunları tek kol hizaya getirseler ve aradaki beş farkı bulun deseler sadece bir tane fark bulunur. Onunda kesin dip boyası gelmiştir.
