Çiğdem, ilk iş gününün verdiği heyecan ile sabah ezanında uyanıp şükür ve dualarını yaptıktan sonra sokak kapısını açtı. İlk adımını sağ ayağı ile atarak işe gitmek için evinden çıktı.
Onu güler yüzü ile karşılayan Bülent Bey " Hayırlı olsun. " Deyip danışma güvenliğine götürdü.
Kahve sözünü unutmadığını söyleyip:
- Kader Hanım gelsin. Kahveleri beraber içelim...
Kader bu sabah biraz geç kalsa da umursamayan tavırları ile şirkete girip herkese günaydın dedikten sonra danışma güvenliğine gitti.
Çiğdem ve Bülent Şef'e bakarak:
- Hacı günaydın. Kız sana da günaydın.
Saçını savurtup rahat tavrıyla sandalyesine oturdu.
Bülent Bey sinirli bakışıyla:
- Kader Hanım neden geç kaldınız?
- Hacı sen ne diyorsun yav? Ben içerden yeni çıktım. Biraz özgürlüğün tadını çıkarayım dedim.
Gökyüzüne, ağaçlara, yere düşen kar tanelerine baka baka geldim. Dışarıyı özlemişim yahu. Denizin kokusuna hasret kalmışım.
Sen de neden geç kaldığımın hesabını soruyorsun. İnsan bir geçmiş
olsun der.- Yine ne yaptınız Kader Hanım? Kimin başını ve kendi başınızı nasıl bir belaya soktunuz?
- Sorma Hacı... Dün Çiğdem ile başımıza neler geldi neler...
Çiğdem, Kader'i dürtüp, kaş göz işareti yaparak susmasını isteyince:
- Hacı sonra anlatırım. Neyse boş ver.
- Bu sabah sizin çenenizi çekecek halde de değilim aslında. Dün ne olduysa olmuş işte. Bir daha geç kalmayın. Nöbete geliş ve gidiş saatlerinize dikkat edin.
- Hacı mesaj alınmıştır. Bir daha olmaz.
- Hepimize sabah kahvesi söylüyorum. Kahve içerken sizinle konuşacaklarım var. Çok önemli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE 2(Gülümse Kaderine)( Tamamlandı )
Ficción GeneralBen annesinin yaralı kızı ÇİĞDEM... Hatalarımdan ders alıp yeniden doğacak olan ÇİĞDEM... Artık bana karanlık geceler değil, aydınlık günler doğacak...