5.7

5.3K 554 213
                                    

Arsevi'nin dudakları güzeldi. Dudaklarımın üstünde olması daha güzeldi. Bunca zaman bundan nasıl kaçabilmiştim?

İstemeyerek ondan ayrılırken mesafeyi açmadan bir cevap ararcasına gözlerine baktım. Yutkundu, tek elini yanağıma koyup yavaşça okşadı.

"Bu gerçek miydi?"

"Rüyada olduğumu sanmıyorum. Rüya olduğumu da." dedim ben de.

"Beni öptün." dedi bu sefer sırıtarak. "Beni istiyorsun. Beni öptün."

Diğer elini de yüzümün diğer tarafına getirip aradaki ufak mesafeyi kapatma adına beni çekti ve dudaklarıma kapandı. Sanki dudakları dudaklarımın arasında ahenkle dans ediyordu. Benim kısa süren öpücüğüme düzeltme gibiydi. Bu olmazdı, yetmezdi der gibi.

Nereye tutunacağımı bilemeyerek kollarımı boynuna sardım.

"Düşeceğim." diye fısıldadım dudaklarına doğru.

"Ben seni tutarım." dedi ve yüzümdekini ellerini belime doladı.

"Tutamazsın. Birlikte düşeriz."

"Birlikte düşelim o zaman." dedi gülümseyerek. Başka bir şey demedim, saniyeler önce ayrıldığım dudaklarına hasret kalmış gibiydim. Tekrar ve tekrar öptüm onu ben de.

"Gidecek misin?" dedim nefes almak için geri çekildiğim sırada.

"Benimle gelir misin?"

"Kendi doğum günümü terk etmem kabalık olmaz mı?"

"Orada öpüşemeyiz ama."

"Zamanımız var daha."

"Ne zaman var?" dedi çocuksu bir ses tonu takınıp.

"Ne zaman istiyorsun?"

Sırıttı. "Bu zaman."

"Hadi yukarı gel benimle." diyerek bileğini kavradım.

"Neden konu değişti ki şimdi?"

İnatla bilmezden geldim. "Ne konusu?"

"Ben de öptükran sonra kaçmadın diye sevinmiştim erken sevinmişim neyse buna da şükür."

"Ne öpmesi?"

"Ufuk."

"Tamam sinirlenme. Artık kaçacak bir durum yok. Söz veriyorum sana."

Göz devirip başını olumsuz anlamda salladı. "Söz veriyormuş sanki bundan sonra kaçmana izin veririm de."

"Hediyeni aç." Bu aniden aklıman gelmiş olmali ki salak salak gülümseye başlamıştı.

"Masada bıraktım galiba. O sırada hediye pek umrumda değildi."

"Hadi o zaman gidelim." dedi sevimli bir tavırla.

Merdivenlerden çıkarken ikimizde konuşmuyorduk. Yeni ergen aşıklar gibi 5 saniyede bir birbirimize bakıyorduk.

Yaşadığım ani farkındalıkla başımı eğdim. Biz resmen öpüşmüştük. Hem de epeyce. Ben onu öpmüştüm. Kendime tokat atasım geldi. Gerçekteki değil mi bunlar?

"Ne düşünüyorsun?"

"Bir şey düşünmüyordum."

"Pekala."

Salona girdiğimizde elim hala bileğine sarılıydı. Hiç istemesem de bıraktım. Masama Arsevi ile birlikte geri geldik. Tekin, Kamer ve Doğa derin sohbetlere dalmışlardı.

"Ya gelmişler. Öpüşüp halletiniz mi?" dedi Tekin hin bir gülümseme takınıp.

"Niye geldiniz ki? Buradan direk boş bir yere gidip- neyse sustum." dedi Doğa da.

"Benim de amacım oydu." dedi Arsevi Doğa'nın yanına otururken.

Kamer Arsevi'ye bir bakış attı.
"Sen neden şimdi oraya oturdun ki?"

"Ya hala mı?" diye atarlandı Doğa. "Sevgilim herifler öpüşüp, koklaşıp geldiler. Farkında mısın?"

"Öpüştüğümüzü nereden biliyorsun ki?" dedim dehşet içinde.

"Öpüştünüz yani oha."

Arsevi kahkaha atmaya başladı. Utançla oturduğum yere sindim.

"Buradaki kutu nereden?"

Yanımdaki Tekin dirseğini omzuma koyup saçlarımı karıştırdı. "Konu değişirmeye çalışman ne tatlı kardeşim."

"Öyle bir amacım-"

Bu sefer de Kamer sözümü kesti. "Şimdi sevgili misiniz siz?"

Cevap vermemek için masadaki su şiselerinden birini alıp yarınım yokmuş gibi içmeye başladım.

"Olacak gibi." dedi Arsevi neşeyle. "Ya da oldu. Ufuk beyefendi su içerken boğulmaz ise öğreniriz."

"Çok susamıştım."

"Tabi yoruldun." dedi Tekin başını aşağı yukarı sallayarak.

"Tekin ya sen yine gece Ufuk'a mı gideceksin? Belki işi vardır." dedi Doğa Tekin'i dürterek.

"Yo yok işim." dedim anlamayarak.

"Benim de yok." dedi Tekin ben gibi.

"Ama siz malsınız!"

"Teşekkürler kanka ama tutmuyor." dedi Arsevi Doğa'ya bakarak.

Saatlerce anlamsız muhabbetlerimiz devam etti. Uzun zamandır olmadığım kadar mutluydum. Gerçekten mutluydum.

...

Elektrikler gitti diye atmayacaktim ama az once geri geldi sanslisiniz fsjakkxkansna

Bolum bence olmadi affedin

Arsevi (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin