Doğa
Hayatımın geçen sene daha atraksiyonlu olduğunu söylesem yalan olmazdı. Artık kendimi rutin hayata erişmiş evli, mutlu, çocuklu bir durumda görüyordum. Tamam evli ve çocuklu değilim ama orası çokta önemli değil. Neyse işte rutinim okula gitmek, mal mal takılmak falandı. Sevgilim ve beni seven kankilerimin olmasi güzeldi ama ben fena sıkılıyordum. Kendime acilen gereksiz işler bulmalıydım. Ama dm işlerini de bırakmıştım işte.
Yeni favori gitarım İsimsiz Bebe'yi köşesinden kaldırıp dikkatlice kutusuna koydum. Çok para vermiştim buna zarar gelse kendimi keserdim.
Koluma kutunun askısını takıp gitarımı sırtıma aldım. Annem kankileri ile tatildeydi, babam da işteydi hayat zor ve sıkıcıydı.
Anahtarlarımı, telefonumu ve cüzdanımı kontrol edip İsimsiz Bebe ile evden çıktım.
Motoruma güvenemediğimden yine toplu taşımaya marus kalacaktım. Ama olsundu bazen kendime eğlence de çıkarıyordum. Metro durağına kadar yürüyüp nefes dahi zor alınan klasik İstanbul metrosuna bindim.
"Doğacan Alpay değil misin sen ya?" diye bir ses duydum tam dibime. Evet başlıyoruz.
Bana seslenen kişiye bakıp gözlerimi kocaman açtım. "Benim teyze de. Sen?"
"İnstagramda takip ediyorum seni. Çok seviyorum. Kamer'i de çok seviyorum tabi. Birlikte fotoğraf ta atsanız keşke. Ama sizde haklısınız nazar değer."
Gülme Doğa. Gülme.
Kahkaha atmayalım vakti değil. Ama çok komik. Ama gülme.
"Teşekkürler teyze. Sen seviyorsun bizi yani? Arkadaş değiliz onu da biliyorsun?" dedim şaşkın bir tonda.
"Biliyorum tabi oğlum. Çok yakıştırıyorum sizi."
"Siktir kesin paralel evrene düştüm. Umarım buradaki ben aşırı zengindir amin."
"Ne dedin?"
"Pardon teyze. Küfür kaçtı ağzımdan affet."
"Ne tatlı çocuksun cidden sen. Sarılayım mı bir kez?"
Teyze? Ciddi misin? Teyze ne ponçiksin? Teyze casus musun? Amacın ne teyze?
"Anneme fena benzettim sizi. 15 yıl sonraki hali gibisiniz. Elbette sarılalım."
Kadın ile sarılırken gerçekten hayatımı sorguluyordum. Garip bir andı. Cidden garip.
"Sen de ayakta kaldın teyzem. Otursaydım yer verirdim sana."
"Ay çok şükür elim ayağım tutuyor. Yer mi bekleyeceğim birde dilenci gibi? Boşver."
"Nurcanişko üst sürüm 0007?"
"Ne dedim Doğa'cığım?"
"Kendi kendime dedim teyzem. Fotoğraf çekinelim mi?"
"Olur. Benim yeğenime hava atarım."
Metro yolu boyunca adını vedalaşırken öğrendiğim Tülin teyze ile kaliteli sohbet etmistik. Uzun zamandır beni Kamer'den dolayı tanımayan bu kadar tatlı bir insanla karşılaşmamıştım.
Duraktan çıkıp yürümeye başladım. Gitarıma sıkı sıkı sarılmıştım. 1500 lira idi kendisi. Arada bunu kendime hatırlatma ihtiyacı duyuyordum tabiki.
Ufuk'un konum attığı yere gelip şifremsi şeyi girdim. Oldukça şık bir yere benziyordu. Kapının açılmasının ardından bir kat çıkıp açık duran kapıya baktım.
"Hoşgeldin." dedi Tekin gülümseyerek.
"Burası tam olarak ne oluyor?" dedim içeriye göz atarak. Halı falan yoktu. Ayakkabılarla girilen bir özenti zengin evi değilse ev değildi.
"Güneşli Günler'in stüdyosu."
"Ya beni provanıza mı çağırdınız ne tatlısınız? Gitarıma da Ufuk isim bulacak değil mi? Ondan istemiştim aylar önce."
Tekin kahkahası ile birlikte kafasını geri attı. "Of Doğa gel işte."
Kapı direk büyük bir salona açılıyordu. Oldukça şık dekore edilmisti.
"Arsevi yok mu?"
"Yok." dedi Ufuk odanın birinde çıkarken.
"Aaa sevgilim beyefendi de yok. Benim ne işim var burada?"
"Seninle konuşmak istediğimiz bir şey var. Onun için çağırdık." dedi Tekin sakince.
Ufuk tedirgin bir ifade ile bana baktı. "Bence önce otursun bi."
"Alt tarafı evladıma isim bulacaksınız. Abartmayın yav." diye söylendim peşlerinden deri koltuklara otururken.
Ufuk gülmesini zorla bastırıyor gibiydi. İşkilllenmeli miydim?
"Bir şey içer misin Doğa?"
"İçmeyeyim ya. Metroda yoruldum konuşmaktan. Sonra markete uğrayıp 1.5 litrelik su alıp içtim."
"Pekala." dedi Tekin. "Bize bir şey çalar mısın?"
"Niye ki?"
"Ufuk şarkı söylemek istedi."
"Ne?" dedi Ufuk ve Tekin'in omzuna bir tane geçirdi.
"Anlamadım ama çalayım." Gitarımı kutusundan çıkartıp kucağıma koydum.
"Biliyor musunuz Kamer ile de gitarla prova yapmıştık. Sonra tam güzel şeyler olacakken annem çay içmeye çağırmıştı."
"Bunu biliyorum." dedi Ufuk gülerek. "Kamer anlatmıştı. Ama tekrar gülerim."
"Ama konu dağıtmayalım. Doğa hadi istediğin bir şey çal."
"Tekin ne kızıyorsun ya. Azıcık boş yaptık ne var?" diye söylenerek gitarımı çalmaya başladım.
Ufuk anında eşlik etmeye başladı. Tekin ise sallana sallana dinliyordu.
Şarkı bitince Ufuk gülümseyerek Tekin'e baktı. Aralarındaki bakışmayı anlamdıramayacak kadar salaktım.
"Doğa." dedi Ufuk.
"İsim buldun mu İsimsiz Bebe'me?"
"İsmı Güneşli Günler'in yeni gitaristinin gitarı olsa harika olur." dedi Ufuk.
"Anlamadım."
"Bu çocuk tam bizlik harbiden."
"Hala anlamadım."
"Doğa diyoruz ki grubumuzun 3.üyesi yani gitaristi olur musun?"
Hassiktir.
Bu ciddi mi?
Anlık kalp krizi.
"Ciddi misiniz?" dedim ayaklanarak. "Şaka mı?"
"Tekin şaka sevmez pek."
"Sevmem."
"Harbiden mi ciddisiniz?"
"Harbiden."
Bundan sonrasını anlatamıyoruz. Zira bayılmışım.
...
Of Doğa bebeğimin ağzından yazmayı çok özlemişim fmwlfkammz
BURAYA BEKLENIYORSUNUZ ARKADASLAR ZİRA IKI MANYAK ASLA TATLİS OLMAYAN KARAKTERİMİZ VAR HADİ GİDİN OKUYUN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsevi (boyxboy)
Short StoryDoğa 2.kitap. Ayrıca Gittin Gideli kitabındaki Ufuk karakterinin hikayesini içerir. Doğa bildiğimiz Doğaydı. Hikayesinin devam etmesi için son derece istekliydi. Ama devam eden tek hikaye bu olmayacaktı. Yeni hikayeler de başlamalıydı.