Ufuk
Anı yaşa muttasına sonuna kadar bağlı bir insanken şimdi nasıl monotonluğa hapsolmuştum hala çözemiyordum. Heyecan istemiyordum, süpriz istemiyordum. Sonunda hüsrana uğrama ihtimalim olan her şeyden kaçıyordum. Bir nevi hiç bir şey yaşamamak demekti. Boş yaşamak.
Cebime sıkıştırdığım sigara pakedini çıkartıp iki parmağımla aldığım bir dalı dudaklarımın arasına yerleştirdim. Artık alıştığımdan seri bir hareketle sigaramı yaktım. Çektiğim derin bir nefesle zehri ciğerlerime doldurdum. Eskiden sigaradan nefret ederdim. Ciddi manada nefret. Cidden büyük konuşmamak gerekiyordu galiba.
Sigaramı yanımda çöp kutusuna bastırarak söndürüp attım. Ardından çıktığım binaya geri girdim. Bir süredir bu şirkette çalışıyordum. Paraya ihtiyacım olduğu için değildi. Sadece kendimi bir yerlere kapatmanın gerçekten intihara sebep olacağına inanıyordum. Bunu yapacak kadar da acımasız bir insan olmak istemiyordum.
Ne dersem diyeyim müzikten uzak kalamadığım bir gerçekti. Belki çalmıyor, beste yapmıyordum ama ufak tefek düzenleme işlerini yapmak bile bana yetiyordu. En azından yeniden dondurduğum okuluma devam etmeye karar verene kadar... Kendimi oyalamak zorundaydım.
Geniş salondaki masama oturdum. Düzenlemem gereken bana göre leş bir albümle uğraşmam gerekiyordu.
"Ufuk." dedi hala adını bilmediğim bir sekreter kız. "Aysima Hanım seninke görüşmek istiyor."
"Neden ki?" dedim bıkkınca.
"Bilmem söylemedi."
"Pekala." diye mırıldanıp yerimden kalktım.
"Hoş geldin Ufuk." dedi Aysima hanım enerjik bir sesle. "Otursana."
"Hoş buldum. Beni neden çağırmıştınız?" dedim siyah deri koltuğa otururken.
"Son derece ilgi çekici bir proje geldi bana bir nevi senin hakkında." Duraksadı. "Sizin hakkınızda."
"İlgilenmiyorum." dedim tek nefeste.
"Bir dinlesen olmaz mı Ufuk?" dedi yorgunca. Pekala başkası olsam muhtemelen 100 kez kovulmuştum. Ama eskiden milyonlara seslenen, milyonlar kazanan bir adam olmak bunu sağlıyordu.
"Güneşli Günler bitti Aysima hanım. O güneş battı."
"Biliyorum Ufuk. Ama sen buradasın."
"Ne fark eder ki?"
"Sadece dinlesen. Sonra fikir beyan edersin."
"Pekala." dedim iyice arkama yaslanarak. "Dinliyorum."
"Bir konser yapmak istiyoruz. Tabi her konuda senin izin olmalı ve ulaşabilirsek Tekin'in. Gelirin yarısı bağışlanacak."
"Ee?"
"Güneşli Günler anısına olacak. Hayranlarınız hala aktif ki bu konuda epey istekliler. Bir çok şarkıcı gelip birer şarkınızı söyleyecek. Ama son şarkı hariç. Onu sen söylemelisin."
"Her şeyin saçma olması bir yana. Benim sesim berbat." dedim yüzümü buruşturarak.
"Hiç sanmıyorum." dedi. "Kamer söyledi sesin gayet iyiymiş. Ayrıca şan eğitimin de var."
"Neyse ne Aysima hanım. Olmaz. Bitti diyorum size olmaz."
"Bu kadar kolay rest çekme Ufuk bir düşün."
"Sanmıyorum."
"Gene-" Aniden açılan kapı ile sustu ve gelene baktı.
"Anne!" dedi içeri giren kişi. "Aaa biri varmış pardon."
"Ne oldu oğlum?"
"Nasılsın diye bakacaktım o zaman ben kapıda bekleyeyim."
Her kimse umrumda değildi. Gergince ofladım.
Kapı kapanmadan aynı ses tekrar konuştu. "Aaa Ufuk."
Bu sefer başımı kaldırıp bakmama engel olamadım işte. Sarı saçlar, uzaktan bile belli mavi gözler ve hin bir sırıtış. Arsevi. Ey Dünya! Sen niye bu kadar küçüksün?
...
Bunun devami var ama yazasim gelmedi simdilik idare ediniz fjskjs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsevi (boyxboy)
Kısa HikayeDoğa 2.kitap. Ayrıca Gittin Gideli kitabındaki Ufuk karakterinin hikayesini içerir. Doğa bildiğimiz Doğaydı. Hikayesinin devam etmesi için son derece istekliydi. Ama devam eden tek hikaye bu olmayacaktı. Yeni hikayeler de başlamalıydı.