'Uyursan gece biter, uyumazsan sen.'
Baran'ın bağırma sesi ile uyandım.
Ayaklarımı aşağıya doğru salındırıp hâlâ uykulu olan bedenimi hareket ettirdim.
"Bir işide düzgün yapın."
Diye bağıran Baran'ın olduğu odaya doğru yürümeye başladım.
Ben odaya girdiğimde telefonu kapatıp kapıya, benim olduğum tarafa doğru dönüp baktı o koyu kahve rengi gözleri ile göz göze geldimde ateşten bir farkı yoktu acaba yine kime sinir oldu.
"Günaydın uykucu. Ben sana kıyafetleri yerleştir dedim senin gibi kokarca uyuya kalmış."
"Ne yapayım çok yoruldum."
"İyi."
Kurduğu en uzun cümle neydi acaba bu adamın hep tersliyor zaten kısa cümleler ile geçiyor günü.
"Ben çıkıyorum aşağıya in kahvaltı hazır. Sonra da kıyafetleri düzle dağınık hırsız."
"Ya bana hırsız deme."
"İşim var hırsız senle uğraşamam."
"Offf."
Önümden hızlıca geçip aşağı kata doğru inmeye başladı bense ardında bıraktığı o muazzam parfüm kokusunu kokluyordum.
İki dakika sonra duyulan kapı sesi ile eski hâlime dönüp aşağıya doğru indim.
Kahvaltı masasına oturmadan önce pirize gidip telefonumu Baran'ın şarj aleti ile şarj etmek için pirize takıp telefonuda sehpaya koydum.
Mutfağa geçip aç bir ayı gibi abartmıyorum yemeye başladım bende bu iştah varken evi bile yerdim.
Karnımı doyurduktan sonra yapıcak çok işim olduğunu hatırlayıp acilen masayı topladım.
Bulaşıkları makinaya dizip yıkanması için düğmesine bastım.
Koşar adımlarla üst kata kendi odama çıktım. Yatağın yanında duran kıyafetleri alime alıp hepsini yatağın üstüne koydum. Burada o kadar çok kıyafet vardı ki bu kadar para verdiğine inanamıyordum.
Paketin birini alıp içini açtığımda bir sürü siyah iç çamaşırı olduğunu gördüm.
Yanaklarım kızarmaya başlamıştı bile ama biz hiç bunlara bakmadık ki hemen diğer paketi elime alıp onuda açtım bunda da bir sürü sütyen olduğunu gördüm. Domates gibi olmuş yüzüm sağolsun yanıyordu yanaklarım bunları Baran mı söyledi almaları için.
Diğer paketleri de açıp onları da yatağın üstüne döktüm.
Askıda duran askılıkları elime alıp elbiseleri asmaya başladım.
İlk önce kırmızı olan benim seçtiğim elbiseyi elime alıp askıya dikkatli bir şekilde yerleştirdim.
Ardından rengarenk elbiseleri teker teker astım.
Ardından taytları katlayıp çekmeceye yerleştirdim, kazakları alıp onları da özenle katlayıp bir alt çekmeceye yerleştirdim.
İç çamaşırlarını alıp yatağın yanındaki çekmeceye koydum o kadar çok kıyafet vardı ki yer kalmadı diyebilirim.
Salaş gömlekleri de elime alıp yerleştirdikten sonra kot pantolonları alıp hemen yanına da onları koydum.
Dağınık olan yatağı toplayıp aşağı kata inip etrafı topladım.
Banyoya giderek temizlik malzemelerini alıp iki katlı evi temizlemeye başladım.
Camları silip. Koltukların düzenini tekrar ayarladım.
Etrafı süpürüp yerleride sildikten sonra üstkatları da silmek için yukarı kata çıktım.
İlk önce artık benim odam olan odayı temizlemeye başladım. Ardından diğer odalara da girip oraları da sildikten sonra temizlik malzemelerini ve süpürgeyi eski yerine koyup mis gibi kokan evde derin bir nefes aldım.
Odama girip yatağın yanındaki çekmeceden iç çamaşırı alıp yatağa koydum yeni alınmış kıyafetlerle dolu olan dolabı da açıp bir beyaz Kazak içine salaş bir gömlek altına da siyah bir tayt aldıktan sonra dolabın kapaklarını kapatıp banyoya doğru yöneldim. Banyoya girip ardımdan kapıyı da kilitledim nede olsa evde bir sapık öküz ile yaşıyordum bana sormadan kırmızı, siyah iç çamaşırları almak ne demek ya.
Sıcak suyu açıp üstümdeki kıyafetleri çıkardım. Sıcak suyun altına geçip yorgunluğumun gitmesine izin verdim.
Elime Hindistan Cevizli saç şampuanından alıp saçıma sürdüm, Kokusu çok güzeldi.
Aynı işlemi iki üç kez daha uygulayıp çilekleri duş jelini de kullandıktan sonra duşa kabinden dışarı çıkıp havluyu bedenine sarıp kilitli olan kapıyı açtım.
İç çamaşırlarını da giydip üstüme yumuşacık taytı ve gömlekle kazağı da geçirdim.
Benim odamda fön makinesi bulamadığım için acaba Baran'ın odasında var mıdır diyerek odasına doğru ilerledim.
Çekmeceleri kurcalamaya başladım, fön makinesini kurcalamalarım sonucu bulup tam odadan çıkıcakken dikkatimi masanın üstünde duran rapor çekmişti.
Üstünde kocaman harflerle arslan Hastanesi yazan kağıdı elime alıp incelemeye başladım.
Kağıdın altında da Baran Arslan yazan yerin imzalı olduğunu gördüm.
Bu hastane geçen gittiğimiz hastaneydi galiba, kağıdı masaya bırakıp odama döndüm saçlarımı kurutmak için fön makinesinin fişini prize taktım.
Kısa bir süre sonra kuruyan saçlarımı toplayıp fön makinesini eski yerine koydum.
Aşağı kata inip telefonumu elime aldım.
Sosyal medya girip arama yerine Baran Arslan yazdım.
Önüme çıkan profillerden ilk çıkana tıkladım.
5,7m olan takipçisi dikkatimi çekti.
İnanmıyorum bu gerçekten de o öküzdü.
Fotoğrafları genelde toplantı fotoğrafları ile doluydu hiç birinde gülmüyordu somurtkan şey. Aşağılara inip hoşuma giden fotoğrafları ekran görüntüsü aldım.
Bu adam da ayrı bir karizma vardı, sert bakışları onu daha da ulaşılmaz yapıyordu.
Takipçilerine girip Gökay'ı aramaya başladım soyadını bilmediğim için bulmam biraz zor oldu ama sonunda bulmuştum.
Onunda takipçi sayısının barandan bir farkı yoktu. Benim gibi salak da bin takipçisi var diye sevinsin.
Gökay'ın da Barandan bir farkı yok aralarındaki tek fark Gökay'ın daha çok kızlarla fotoğrafı olmasıydı.
Takip isteği gönderip arama motoruna girip Baran Arslan yazdım.
Arama sonucu önüme çıkan Baran'ın fotoğrafları ve üstünde Baran ile ilgili bilgilerin olduğu kısımı merak edip okumaya başladım.
Onca bilgiden en çok beni şok eden ve dikkatimi çeken ünlü iş adamı yazısıydı.
Baran'ın adını silip Gökay Demir yazdım onunda Barandan bir farkı yoktu resmen sosyal medya da olduğu gibi burda da bir sürü kızla fotoğrafı vardı. Başarılı iş adamı Baran Arslan'ın gözde arkadaşı Gökay Demir'in fotoğraf galerisine ziyareti !
Yazılı haber dikkatimi çekti.
Telefonu kapatıp heycandan ne yapıcağımı bilmiyordum o ünlü iş adamına öküz diyen iç sesimi boğmak istiyordum gerçi o da gerçekten öküzdü.
Telefonu tekrar elime alıp uzun zamandır konuşmadığım melikeyi aramak geldi içimden bu heyecanı birisi ile paylaşmam gerekti.
Rehbere girip Melike yazılı kişinin üstüne tıklayıp telefonun açılmasını bekledim.
Telefon bir kaç kez çaldıktan sonra kapandı. Belki müsait değildir diye düşünüp telefonu koltuğun üzerine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐴. 𝐿. 𝐹. 𝐴 '𝐾𝑜𝑘𝑢𝑛𝑢𝑛 𝑖𝑧𝑖' #Wattys 2019
RomantizmEllerini cebinden çıkarıp saçlarıma götürdü, "Dışarıdan güçlü göründüğüme bakma içimde yavaş yavaş nelerin yıkıldığını bir ben biliyorum, hislerimi ne kadar kontrol etmeye çalışırsam çalışayım bir gülüşüne yenik düşünüyorum ama yapamam. Sana gelmek...