1.6 ❦

6.8K 841 372
                                    




[Y.A]


Bence insan yaptığı her şeyden bir gün mutlaka pişman olur.

İster kötü bir şey yapsın, ister iyi bir şey yapsın pişman olur.

Bu pişmanlık öyle yaptığı andan iki saniye sonrada duyulan bir pişmanlık değildir.

Bazı pişmanlıklar kendini saatler, bazıları yıllar ve bazılarıda son nefesinde gösterir.

Ama çoğu pişmanlıkta kolayca unutulur. Mesela sana çok yakıştığını düşünüp sarı bir bere aldıysa ve eve gelince seni koca kafalı gösterdiğini fark edersen pişman olursun. Bu pişmanlığın bir süre devam eder ve yeni bir bere aldığında son bulur. Ama o sarı bereni almazsan asla sana nasıl olacağını bilmezsin ve bunun için de pişman olursun. Fakat bu pişmanlık öyle kolay geçmez. Başka bir bere aldığında da 'sarı bereni keşke alsaydım nasıl olurdu acaba' diye düşünüp durursun.

Yaparak pişman olduğumuz bazı şeyler, yapmayarak pişman olduklarımızdan kat kat iyidir bazen.

En azından yaptım dersin: Yaptım ve pişman oldum.

"Romeo," diyerek zilin çalışıyla sıradan kalkan Romeo'nun gömleğinin ucundan tuttum. Kaşlarını ne var dercesine yukarı kaldırarak bana baktığında yüzüme her zamanki gülümsememi takınıp gömleğinin ucunu bıraktım.

"Nereye?" Ellerimi çenemin altında birleştirerek tatlı bir sesle sordum.

"Sana ne?"

Romeo kaşlarını indirip kafasını iki yana bıkkınlıkla salladı ve yürümeye başladı. Bazen çok kaba bir herife dönüşüyordu ki suratının ortasına yumruğumu geçirmek istiyordum.

Ellerimi çenemin altından indirip sıradan kalktım ve kapıdan çıkmak üzere olan Romeo'nun peşine takıldım. Romeo onun yanında yürümeye başladığımı gördüğünde gözlerini abartıyla devirdi ve, eliyle beyaz saçlarını karıştırdı.

"Ya kızım senin bana yapışmak dışında yapacak bir işin yok mu?"

Romeo sıkıntıyla sorduğunda ellerimi arkamda birleştirerek yürümeye devam ettim. "Bir Tanrı'nın kulundan önemli ne işi olabilir ki?"

"Ciddiyim Maira. Benden başka arkadaşın falan yok mu? Git onlarla takıl azıcık."

Şöyle bir düşününce, bu okula geldiğimden beri sadece Romeo'yla konuşuyordum. Hocalarla bile doğru dürüst konuştuğum söylenemezdi.

"Sanırım senden başka arkadaşım yok." dedim dudak büzerek. "Ama sorun değil. Sonuçta kimsenin bana ihtiyacı yok. Senin dışında."

Romeo sesli bir şekilde oflayarak alayla güldü. "Eski okulundan arkadaşların falanda mı yok? Onlarla buluşsana."

"İstemiyorum," dedim net bir sesle.

"Neden?" diye direttiğinde attığım adımları durdurdum ve bedenimi ondan tarafa çevirdim. "Çünkü ben seninle arkadaş olmak istiyorum."

"Çocuk gibisin cidden."

Romeo merdivenleri inmeye başladığında bende onun gibi ikişer ikişer inmeye çalıştım. Bir taraftanda ona laf yetiştirdiğim için bu eylem çok zor oluyordu.

"Çocuğum zaten. Alt tarafı on yedi yaşım var." diye sızlandığımda Romeo alayla güldü.

"Tanrım! Keşke mektubum dolgun göğüslü bir afetin eline düşseydi."

lacrimosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin