❦[Y.A]
"Maira," diyerek yanımda oturan sınıf arkadaşım -ismini hâlâ ezberleyememiştim- dirseğiyle kolumu dürttüğünde ona bakarak, sorgularcasına kaşlarımı kaldırdım.
"Romeo'nun nerede olduğunu buldum." dedi sırıtarak.
Son iki derse Romeo girmemişti. En tuhafıysa çantasını ve telefonunu sınıfta bırakmış, yanına hiçbir şeyini de almamıştı.
Jasmin Hoca anlattığı dersi dinliyormuş gibi yaparak kısık sesle yüzünde çilleri olan çocuğa sordum. "Neredeymiş?"
"Çatıda." dedi tek seferde. Kaşlarım hayretle kalktığında hızla "Ne?" diye bağırdım.
"Bağırma kızım," diyerek bize dönen bakışlara göz ucuyla bakıp bıkkınca nefesini dışarı verdi.
"Sadece orada öylece oturuyormuş, kendini attığı falan yok."
"Maira, bir sorun mu var?" diye yumuşak sesiyle Jasmin Hoca sorduğunda yüzümü ekşiterek ona doğru döndüm.
"Evet Hocam," dedim sakince. "Acil olarak tuvalete gitmem gerekiyor."
Jasmin Hoca kafasını salladığında sakince sıramdan kalkıp sınıftan çıktım. Sınıfın kapısını kapattığım gibi çatıya doğru koşmam eşzamanlı olarak gerçekleşti.
Tamam belki o da bir insandı ve yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Belki yanına gitmemeliydim. Belki yakasını biraz olsun bırakmalıydım. Belki..
"Romeo!" diye bağırdım onu karşımda görerek. Çatıya çoktan çıkmış, onun karşısında çoktan dikilip soluk solağa kalmıştım bile.
"Ben de ne zaman geleceksin diye merak ediyordum." diyerek gözlerini devirdi. "Saniye atlamıyorsun cidden."
Ona cevap vermeden avuç içlerimi dizlerime yaslayarak soluklandığımda önüme düşen saçlarımın arkasından ona baktım. Burnunun deliğine bir peçeteyi sıkıştırmıştı. Burnu kanıyor gibi görünüyordu. Çenesine kadar kanın aktığını görebiliyordum.
"Kavga mı ettin?" diye sordum tek nefeste.
"Evet," dedi umursamaz bir sesle.
"Kiminle?" Avuç içlerimi dizlerimin üzerinden çekerek doğruldum ve ona doğru bir adım attım. Kiminle kavga etmiş olabilirdi ki? Doğru dürüst konuştuğu kişi bile yoktu.
"Kendimle," diye kuru bir sesle beni yanıtlayıp ayağa kalktı. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda yanımdan öylece geçip gitti.
"Ya Romeo," Yanımdan geçerken kolundan tutup onu durdurmak istemiştim ama kolunu hızla benden kurtardı.
"Sen benden ne istiyorsun?!" diye öfkeyle bağırdı. Aniden bağırdığı için irkilerek birkaç adım arkaya attım. "Yakamdan düşmek bu kadar mı zor?"
Ellerimi önümde birleştirip parmaklarımı birbirine geçirdim. "Zor değil ama istemiyorum." diyerek gülümsedim.
Ne olursa olsun onun kalbini kırmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lacrimosa
Historia Cortave sonra; tanrı olmaya karar verdim. çünkü kaldırımdaki beyaz saçlı o çocuk, tanrıya çok güzel dua ediyordu. ancillulaa [2018] ✓