3.2 ❦

5.5K 780 157
                                    



[Y.A]

Kendimi toparlayarak mutfaktan çıktığımda Romeo'nun hızla önümden geçip dış kapıya yöneldiğini gördüm.

"Romeo." diye ona seslendim ama beni duymamazlıktan gelerek ayakkabılarını giydi ve dışarı çıktı.

Onun arkasından bende hızlıca ayakkabılarımı giydim ve üzerimdeki Romeo'ya ait pijamaları umursamadan dışarı çıktım. Etrafıma bakındığımda Romeo'nun karşı kaldırımda ağır adımlarla yürüdüğünü gördüm. Koşarak karşıya geçtim ve onun arkasında koştum.

Aramızdan birkaç adım mesafe kaldığında ise adımlarımı yavaşlatarak arkasından yürümeye başladım. Sessizce. Hep yaptığım gibi.

Romeo'yla benim kaldırıma düşen gölgelerimizi izlerken gözlerimin tekrardan doldu.

Sevdiğin birisini kaybetmek ihtimali insanı en derinden hasta eden bir histi. Ve sanırım ben Romeo'nu seviyordum. Hem de çok.

Yürüdüğümüz kaldırımda ne Romeo arkasını döndü, ne de ben onun yanına koşup onunla birlikte yürüdüm. Sadece aramızda birkaç adım mesafe varken aynı kaldırımda iki yabancı gibi yürüdük.

Yanından geçtiğim ve beni erkek pijamasıyla görenlerin tuhaf bakışları omuzumu, sırtımı deşse de, şu an umurumda olan en son şey bile değillerdi.

Romeo'yla belkide saatlerce öyle boş boş yürüdük.

Sessizce.

Romeo bir sürü ağacı olan bir parka girdiğinde ben de sakince onun arkasından parka girdim. Parkı incelemek için pek vaktim olmadı. Şu an sadece önümde yürüyen, beyaz saçlı çocuğa odaklanmıştım. Sadece ona.

Romeo hiç kimsenin olmadığı bir köşeye gittiğinde çalıkların arasından geçerek onu takip ettim. Geldiğimiz yer çalılarla çevrili küçük bir şelalenin önüydü. Fazla insan ruhuna okşayan bir manzarası yoktu buranın ama Maira'nın ruhu bu şelaleden akıyor gibiydi o an.

"Sen bir Tanrı'sın değil mi Maira?"

Romeo sonunda sessizliği sakin sesiyle bozduğunda arkasını dönerek yüzüme baktı. Gözleri ağlamış bir çocuk gibi şişmiş ve kızarmıştı. Aslında düşünürsek benimde ondan bir farkım yoktu.

Elimin tersiyle yanağımdan akan yaşları silip bakışlarımı ondan kaçırdım. "Aslında Tanrı'lar konseyine istifamı vermiştim ama.."

"Benim Tanrı'm olduğunu söylemiştin. Sesimi duyduğunu, bana yardım etmek için geldiğini." Romeo sakin sesiyle konuştuğunda içimde bir şeylerin kırılma sesi kulaklarımı sağır etti.

İstediğim kadar Ben Tanrı'yım diye ortalıklarda dolaşayım, bir insanın hayatını kurtaramıyorsam İnsan dahi olamazdım.

"Benim," diye konuşmaya yeltendi ama sesi yarıda kesilmişti. Ağlıyor muydu? Böyle çocuk gibi, sessizce?

Bir adım ona doğru attım. Fakat gerisi gelmedi. Ona gidip sarılamadım.

"Benim Tanrıçam olmanı istiyorum." diye fısıldadı. "Tanrıçalarda bir Tanrı'dır sonuçta."

"Ben yapamam ki." diye titreyen sesimle konuştum.

Romeo gözlerime baktığında tenimdeki cennetin cehenneme karıştığını hissettim. Bütün melekler eli kanlı bir şekilde şeytanın boğazına yapışmış, Tanrı'lar hükumet uğrunda savaşa girmişti. Fakat her şeyi yaratan, en kuvvetli Tanrı sadece bütün olanları izliyordu.

Romeo aniden dizlerinin üzerine çöktüğünde bütün sesler ve bütün kavramlar durdu benim için. "Yaşamama izin ver lütfen." diye ağlayarak fısıldadı.

"Yaşamak istiyorum. Yaşlanmak istiyorum. Tanrı'm lütfen.. yaşamama izin ver. Annemin ağlamasını ve bu hayatta yapayalnız kalmasını istemiyorum. Birazcık daha yaşamak istiyorum. Annemin canının acımayacağı kadar yaşamak. Lütfen, lütfen, lütfen.."

Romeo sarsılarak ağlamaya başladığında ne yapmam gerektiğini bilemeden öylece kaldım.

Ona Tanrı olduğumu ve sesini duyduğumu, ona yardım edeceğimi, onu kurtaracağımı söylemiştim. Ben söz vermiştim.

Ama verdiğim hiçbir sözü tutamıyordum. Aslında verdiğim bütün sözlerin içinde sadece birisini tutsamda yeterdi ama onu da yapamıyordum. Verdiğim sözler boyumu aşıyordu. Ben yine de o sözleri vermiştim.

Romeo'ya doğru titrek adımlar atarak yanına gittim ve beyaz saçlarına kollarımı dolayarak kafasını karnıma yasladım.

"Özür dilerim," diye konuştum. "Deliler gibi özür dilerim Romeo."

Romeo kollarını belime doladığında pijamanın kumaşının ıslandığını hissettim. Gerçekten ağlıyordu.

"Seni kurtaramayacak kadar beceriksiz bir Tanrı olduğum için özür dilerim."




.,

lacrimosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin