3.0 ❦

6.1K 778 376
                                    




"Sizi ergen katliamı!"

Rahat bir uykunun kollarından birisinin kulağıma çullanmasıyla irkilerek uyandım. İlk gördüğüm şey; Romeo'nun annesinin öfkeli yüzüydü. Sonra kulağımdaki elini hissettim, birkaç saniye sonra ise Romeo'nun kulağındaki aynı beyaz parmakları gördüm ve hapı yuttuk dercesine yutkundum.

"Size ne dedim lan ben?" Romeo'nun annesi Romeo ve benim kulağımdan tutarak yataktan kaldırdığında kulağımdaki elinin kolundan tuttum.

"Günaydın efendim." dedim tatlı bir sesle. Ama kadın bana kırmızı görmüş boğa gibi bakıyordu.

"Günaydın," Romeo benim aksime uykulu çıkan sesiyle mırıldandığında sanki annesinin kulağındaki elini hissetmiyordu. Oysa benim kulağımda orman yangınları başlamıştı bile.

"Ama acıtıyorsunuz." diye sızlanmaya başladığımda beli bana büyük gelen eşofman altını sıkıca kavradım, düşmemesi için.

"Ben size o kapı kapanmayacak demişken siz nasıl olurda deli bir cesaretle aynı yatakta uyursunuz."

Romeo'nun annesi ikimizinde kulağını yukarı doğru kıvırdığında acıyla inleyerek kolunu tuttum. "Elinizde pek ağırmış." dedim acıyla.

"Öyledir," Romeo beni aynı sakinlikle onayladığında artık bu duruma alıştığını anladım. Yazık çocuğa..

"Ne oldu söyleyin bakiyim dün gece aranızda?" Annesi bizi odadan dışarı sürüklerken ben hâlâ acıya kulağımı bırakması için koluna baskı uyguluyordum. Ama kadın bana mısın demiyordu.

"Valla bir şey olmadı." dedim hızlıca. "Tanrı çarpsın."

"Çarpılıncaksın Maira." Romeo alayla mırıldandığında annesinin arkasından elimi karnına götürerek çimdikledim. Romeo acıyla yüzünü buruşturdu.

"Düşün önüme daha ifadenizi alacağım." Annesi bizi mutfağa sürüklediğinde mızmızlanmaya başladım. Dün gece ne güzeldi, bu sabahta Romeo'nun yüzüne bakarak uyanamaz mıydım sanki?

"Bakın gerçekten söylüyorum.."

"Sus konuşma!" diye bağırdı annesi.

"Ama açıklamamı söylediniz.."

"Sus!" Annesi tekrardan lafımı ağzıma tıktığında sessizce ve acılı bir şekilde mutfaktan içeri girdik.

Romeo'nun annesi, isminin ne olduğunu unutmuştum, kulaklarımızı bıraktığında kollarını göğüsünde kavuşturarak sorgulayıcı bakışlarını yüzümüze dikti. Daha çok bana bakıyordu.

"Açıklayın."

Sessizlik.

"Açıklasanıza!"

"Ama az önce konuşmamı söylediniz." diye uslu bir kız misali mırıldandım.

Kadın ellerini sabır dilenircesine havaya kaldırdı ve bir şeyler mırıldandı.

"Ne işin vardı onun yatağında?" İşaret parmağıyla Romeo'nu gösterdiğinde kaçamak bir bakışlar Romeo'ya baktım. Herifin dünya umurunda değildi neredeyse. Sanki bir tek ben sorgulanıyormuşum gibi. Ama ben bunu senin yanına bırakmazdım Romeo.

lacrimosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin