Sabır taş gibidir zorladıkça çatlar...Hatırlatma
"Sana susadım bir yudum alayım mı" sadece yutkundum , sinirle sırtımdaki elini sıkılaştırıp ani bir hareketle daha çok çekti kendine "hııııııı duyamadım?"
İşte hayat böyle bir yerdi güçlü güçsüzü ezerdi ve kimsede dönüp bakmazdı belkide güçlüden korkarlardı. Kimse bilmezdi ki ezilen güçlüden değil kimsenin ona dönüp bakmamasından korkardı , yalnızlıktan ve belkide yaşamaktan...
"Gözlerin" azımdan sadece tek bir kelime çıkmış başka kelimelere gücüm kalmamıştı. Mete'nin gözleri gözlerimden ayrılıp boynuma kaydı
"Kolyen...Kaybetmemeni tavsiye ederim" dedi gözleri tekrar gözlerime çıkınca renginin yeşil olduğunu gördüm acaba benmi yanılmıştım.
Yutkundum az önceki cesaretim şimdi yoktu içimdeki şeytan, çığlıklarını susturmuş beni güçsüzlüğümle yalnız bırakmışlardı.
Metehan'ın beni geriye itmesiyle iki adım geriledim "git" üç harf çok koymuştu ama bana arkamı dönüp zaten açık olan kapıdan kolidora çıktım. Ardımdan kapıyı çarpmayıda unutmamıştım tabi , kolidorda bir çok öğrenci vardı ve tabi hepsi az önce metehan'ın odasımdan çıktığım için bana meraklı gözlerle bakıyorlardı. Takmayıp kendi odama yürümeye başladım yatakhanenin kolidoru niye bu saatte bu kadar kalabalık ki en sonunda kendi odamı bulup tam girecekken kapının açılmadığını farkettim ah anahtarım kayıptı nasıl unuturum
"Hey yeni kız" sesin sahibine döndüm of yinemi bu gıcık kadın eda hanım.
"Müdür kapının yeni anahtarını gönderdi" elinde tuttuğu anahtarı avucuma bırakıp geldiği istikamette yürümeye başladı.
Anahtarla kapıyı açıp içeri geçtim. İlk işim kıyafetlerimi alıp banyoya girmek oldu deli gibi üşüyordum suyu sıcak ayara getirip duş başlığını açtım kıyafetlerimi çıkaracağım sırada aynadaki yansımam gözüme çarptı lanet olmasın herkes bana mete'nin odasından çıkıyorum diye bakmıyordu şu anda gerçek anlamda berbattım. Yüzüm bir ölü kadar solgun beyaza sahipti , saçlarım dün akşam mete ıslattı için hala kurumamıştı hatta şunan birbirine karışmış bir haldeydi , gözlerim aman Allah'ım gözlerimin içi uykusuzluktan kıpkırmızı olmuştu ve gözümün altındaki morlukları saymıyorum bile berbat durumdaydım o Metehan'ı bulduğum yerde parçalamalıydım.
Sinirle kıyafetlerimi çıkarıp sıcak bir duş aldım kurulanıp üzerimi giyince daha iyiydim az öncekine göre ama ne adım atacak halim nede gözlerimi açık tutucak takatim yoktu. Uzun siyah saçlarımı tarayıp kuruttum saçlarım düz bir şekilde omuzlarımdan aşşağı ordanda belime döküldü aynaya bakınca gözlerimdeki kızarıklığın biraz geçtiğini ama morlukların halen yerli yerinde olduğunu gördüm elimi başımın arkasına atınca kafamdaki dün oluşan şişliğin neredeyse geçtiğini farkettim artık ağrımıyordu, yani derslere girmekten artık kaçışım yoktu.
"Pekala Hayal berbat bir güne hazırlan uyumamaya çalış güçlü ol" derin bir nefes aldım Hayal benim diğer adımdı babamdan başka kimsenin kullanmasına izin vermediğim adım bana ailemden kalan en özel miras adımdı Hayal ve bende bunu yaşatacaktım ama kendi içimde çünkü hayatımda daha bana Hayal demesine izin vereceğim biri yoktu.
Odamın kapısı çalınca oraya yöneldim kapıyı açınca Deniz'i görmek nedense beni pek şaşırtmamıştı.
"Merhaba Melis umarım Mete ile iyi..." cümlesi yüzüme bakmasıyla son bulmuştu "Me Melis sen iyimisin yani berbat durumdasın ne oldu yoksa Mete mi..." onun adını duymamla sinirim arttı Deniz e kızgındım çünkü acaba beni Mete ile o odaya gönderirken aklından ne geçiyordu arkadışını tanımıyormuydu ki ben tanıdığına eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirler Arasında
VampireKalbim deli gibi hızlanırken korkuyla geriye adımladım , kaçmalıydım bu çocuğu görmeye dayanamıyordum. "Dur" göğsüm derin nefeslerim yüzünden inip kalkarken kafamı olumsuzca salladım. "Sakın kaçmaya kalkışma" demesiyle eğdiği kafasını yavaşça kald...