°•○●TANITIM●○•°
Yağmur yağmıştı bütün gece. Bir şey olmayacağını biliyordum, çok iyi biliyordum ama yinede bekliyordum işte. Sanki bir gün çıkıp gelebilecekmiş gibi. Alışamadım hala yokluğuna, onsuzluğa, hayatım boyunca beni saran o kolların bir daha beni saramayacak olmasına... Alışamadım bir türlü gerçeklere... Alışamadım işte.
İnadına yağmur yağıyordu bu gece. Sanki her şey bana inattı. Sanki her şey bana onu hatırlatıyordu. İçim acıyordu. Sanki birileri kalbimi yerinden sökmüştü ve içimde kocaman bir boşluk oluşmuştu. Dolmuyordu, dolduramıyordum o boşluğu. Hiçbir zaman da dolduramayacağımı düşünüyordum. Sonsuza kadar acı çekecektim. Acı çekecektim ve tek başıma yalnız ölecektim.
Her yağmur damlası camıma çarptığımda onu hatırlıyordum: Onu, gülüşünü, bakışını ve yanağındaki gamzesini... Gözlerimin içine baktığı o geceyi. Galata'yı, rıhtımı...
''Ne yazık!'' demişti. ''Ne yazık ki hiç sevgi yok gözlerinde.''
''Boş ver!'' demiştim. ''Boş ver, aldırma!''
Başımı yukarıya doğru kaldırıp gözlerimi yıldızlara dikmiştim. Bana baktığını hissedebiliyordum, umursamamıştım. Umursamamıştım ve yıldızları seyretmeye devam etmiştim.
''Sen benim evleneceğim kızsın.'' diye mırıldanmıştı.
Yıldızları seyretmeye devam etmiştim. Hiç aldırış etmemiştim sözlerine.
''Göreceksin!'' demişti kendinden emin bir tavırla. ''Bir gün benim kadınım olacaksın.''
Histerikçe gülümsemiştim. Tepki vermem hoşuna gitmişti. Gülümsemişti.
Gök gürültüsüyle bir anda kendime geldim. Ayaklarımı hala yere çarptığımı fark ettiğimde şaşırdım. Yavaşça kapıya doğru ilerledim. Portmantodaki yağmurluğumu üzerime geçirip, kendimi sokağa attım bir anda. Şemsiyemi almadım. Almadım çünkü ıslanmayı seviyordum. Rıhtıma vardığımda yağmurluğumun şapkasını başımdan kaydırdım. Saçımdaki tokayı hızla çekip, kahverengi, uzun saçlarımı özgür bıraktım. Hızla nefes alıp veriyordum. Başımı gökyüzüne diktim ve yüzümün her zerresinde her bir damlayı hissettim. Ne kadar süredir burada olduğumu bilmiyordum. Ayakta dikilmekten yorulmuştum. Güçsüz düştüğümde dizlerimin üzerine çöktüm ve buz gibi betona oturdum. Gözyaşlarım yağmura karıştı. Ben ağladım, ben ağladıkça yağmur daha da çoğaldı sanki... Sanki kaybolup gitmiştim milyonlarca damlanın içerisinde. Sanki bitmiştim.
''Ağlama!'' demişti bana. ''Sakın ağlama sen.''
Gözlerimin içine uzunca bakmıştı. Gözlerindeki acıyı görmüştüm.
''Gözlerinden akan her bir damla, bir hançer gibi saplanır kalbime. Ağlama!''
Usulca yaklaşmıştı bana. Yüzümü ellerinin arasına almıştı ve parmaklarıyla gözyaşlarıma dokunmuştu. Kahverengi gözlerimi, kahve gözlerinden ayırmamıştım o anda. Hissetmiştim. İlk defa içimde hissetmiştim onu.
Bir ses, bir anda kendine getirdi beni. Kadifemsi, güzel bir ses.
''İyi misiniz?''
Sağ omzumun üzerinden arkama doğru baktığımda, ıslak gözlerim kocaman açıldı bir anda.
***
''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.''
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Okuyucuya not: Ruhunla Sar Beni (RSB), içerisinde geri dönüşleri bolca barındıran bir hikaye. Ana karakterim, dünyaya gelirken annesini kaybetmiş, on yaşındayken de kanser nedeniyle babasını kaybedip, hayatımın dört yılını yetimhane de geçirmiş biri.
Hayat, hayatın toz pembe olmadığını çok iyi biliyor. Üstelik tüm sevdiklerini teker teker kaybederek sürekli bunu hatırlıyor.
Hikayem, üç farklı dönem arasında geçiyor. İlki Hayat'ın çocukluğu ki bu dönem zorlu bir dönem. Bu dönem ana karakterim Hayat'a eşlik eden diğer ana karakterim Semih. İkinci dönem ise yeni bir hayata başlangıç ve bu dönem de ana karakterim Hayat'a eşlik eden diğer ana karakterim Ömer. Üçüncü dönem ise Hayat'ın her şeyini kaybettiğini inandığı bir dönem ve bu dönem de tekrar Semih ana erkek karakter olarak ortaya çıkıyor. Tanıtımdaki kısım ise üçüncü dönemi, bugünü, anlatıyor.
Hikaye yazmak emek ve zaman gerektiren bir iş. Waatpad'de kitap yazan herkes bunu çok iyi bilir. Herkes ister ki hikayem okunsun, bol vote alayım, güzel yorumlar yazılsın. Evet, ben de isterim bunu. Fakat eleştirilmekte isterim.
Bu sayfayı açmış ve bu kısmı okumakta olan kişi, evet sen, lütfen beni iyi ya da kötü eleştir. Hikayem hakında bir şeyler yaz ve beğendiysen vote vermeyi de unutma. ;) :)
Şimdiden herkese çok teşekkür ederim. :)
RSB'yi sevmeniz umudu ile...
meruguana
22.08.2014 Cuma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Random''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...