Sınavlarım sonunda bitti... fakat yeni bölüm yazmaya vaktim olmadı... O okul, bu okul derken koşturup durdum ve ayaklarım sızlıyor resmen.
Bu bölümde özel bölüm olarak gelsin. İlk özel bölümde 10. bölüme kadar olan Hayat ve Ömer sahneleri vardı. Bu da devamı olsun.
Multimedia da Ömer var. ;)
İyi okumalar. :)
****************
Eylül 2003
Bütün gün boyunca her öğretmene kendimi tanıtmaktan ve insanların kendisini tanıtmasını dinlemekten sıkılmıştım. Çıkış zili çaldığında derin bir nefes alarak sıramdan kaktım ve hızla sınıftan çıktığımda merdivenlerin önünde biriyle çarpıştım. Başımı kaldırdığımda gözlerim tanıdık bir çift kahverengi gözle buluştu.
‘‘Hayat! Aynı okulda olduğumuza inanamıyorum.’’
Ömer kocaman bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
‘‘Nasılsın? Birkaç gündür seni göremedim ve seni çok merak ettim.’’ Ömer’in yüzündeki gülümseme azaldığında ‘‘En son gördüğümden daha iyi görünüyorsun.’’ dedi.
Ömer’le en son hastanede görüşmüştük ve ondan sonraki bi kaç gün içerisinde onunla görüşmemiştik.
‘‘İyiyim.’’
Ömer’e elimle merdivenlerden inmek için işaret yaptığımda birlikte merdivenlerden inmeye başladık.
‘‘Sana her gün gül verebileceğimi ya da sana gülümseyebileceğimi söylemiştim fakat seni göremedim. Rıhtıma gelirsin diye bekledim ama rıhtıma da gelmedin. Güllerin ben de kaldı.’’
Şaşkınlıkla Ömer’e bakarken ‘‘Bana gül mü aldın?’’ dedim.
Ömer gülümseyerek ‘‘Evet.’’ dedi.
‘‘Neden?’’ diye sorduğumda ‘‘Çünkü sana her gün gül verebileceğimi söylemiştim. Söylediğim şeyleri yaparım.’’
Bahçe kapısından çıktığımızda ‘‘Bu gece sahil kenarına gelebilir misin?’’ diye sorduğunda ben yine ona anlamamış gözlerle bakmış olmalıyım ki ‘‘Seni gökyüzünü seyrederken seyretmeyi özledim.’’ diye açıkladı. Yüzüme ateş bastığını hissettiğimde başımı çevirdim.
‘‘Utanabilmen hoşuma gidiyor.’’ Ömer’in sözleri üzerine ne diyeceğimi, nereye bakacağımı bilememdim. ‘‘Hala utanabilen birileri olduğunu bilmek ne güzel…’’
‘‘Hayat! Ömer!’’
Birinin bana seslendiğini fark ettiğimde, daha doğrusu birinin bize seslendiğini fark ettiğimizde başımızı arkaya çevirdik. Berk hızlı adımlarla yanımıza gelmişti.
‘‘Çıkışta lavaboya kadar gitmiştim. O ara çıkmışsı…’’
Berk bir anda durup önce bana sonra da Ömer’e baktı.
‘‘Siz tanışıyor musunuz?’’ dediğinde Ömer ‘‘Asıl siz nereden tanışıyorsunuz?’’ diye sordu. İkisi de şaşkın bakışlarla bana baktığında Berk’e bakarak ‘‘Ömer’le sahil kenarında tanıştık.’’ dedim.
‘‘Öyle mi?’’ diyerek Berk, Ömer’e baktığında, Ömer ‘‘Evet.’’ diye mırıldandı ve gözlerini gözlerime dikerek ciddi bir ifadeyle ‘‘Erkek arkadaşın Berk miydi?’’ diye sordu. Şaşkınlıkla ‘‘Erkek arkadaşım mı?’’ dediğimde ‘‘Rıhtımda bana erkek arkadaşın olduğunu söylemiştin. Erkek arkadaşın Berk mi?’’ diye yeniden sorduğunda Berk elini omzuma attı ve ‘‘Güzelim ne diyor bu?’’ diye hesap sorarcasına sordu. Ömer, Berk’in bu tavrından dolayı onu erkek arkadaşım sanmıştı ve buna o kadar çok bozulmuştu ki yüz ifadesi son derece berbattı. Ömer arkasını dönüp, sinirle ilerlerken Berk’e ters bir bakış attım. ‘‘Ne yapıyorsun sen? Seni erkek arkadaşım zannetti.’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Aléatoire''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...