Merhaba. :)
RSB, 10. bölümüyle sizlerle ve bu bölümde sadece 2003 yılı var. 4-5 bölümlüğüne 2003 yılına ağılık vereceğim. Bu dönemde Hayat, liseye başlıyor ve hikayeye yeni karakterler de dahil oluyor.
Bu bölüm diğer bölümlerden biraz farklı oldu ama neyse...
Keyifli okumalar. :)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
°•○●10●○•°
Eylül 2003
Martı sesleri ve suyun maviliği benim huzurumdu. Karaköy sahili, rıhtım benim huzurumdu. Evet, buralar kesinlikle huzuru içinde barındırıyordu.
Yeni hayatım Karaköy’deydi. Burada İpekçigiller’le yeni bir hayata başlamıştık ve onlar yeni başlangıcımızı gerçekten de önemsiyordu. Beni gerçekten de önemsiyorlardı. Sağlığım, eğitimim… Benimle ilgili her şey onlar için önemliydi ve bu beni gerçek manada mutlu ediyordu. İpekçigiller ile mutlu bir hayat yaşayabilirdim. Onlarla Bodrumdaki bir aylık tatilimizde gülümsemiştim, eğlenmiştim. Biz ilk mutlu resmimizi Bodrumdaki yazlık, beyaz evimizin önünde çekilmiştik. Evimizin… Onlar hep bizli cümleler kuruyorlardı ve bu benim adıma güzel bir şeydi. Hiçbir zaman bana sen demediler. Benimle başladıkları bu yeni hayatlarında bir olmayı temel ilke saydılar. Biz birdik.
Lise hayatıma burada, Karaköy de, başlıyordum. Benim için güzel bir okul seçtiklerini söylediklerinde okulun eğitim düzeni aklıma gelmişti ki zaten bahsettikleriydi buydu. Fakat okulu gördüğümde yapıya da konumuna da hayran kalmıştım. Sahile sıfır bir bahçe içerisindeki yeni okulum, Karaköy Koleji, kesinlikle harikaydı ve normal bir ailenin çocuğunu okutamayacağı kadar lüks ve pahalı bir okuldu.
---
‘‘Hayat.’’
Çatalımla oynadığım peynirimden gözlerimi ayırıp, bakışlarımı masanın başında oturan Hakan Bey’e çevirdim.
‘‘Efendim.’’ dediğimde dirseklerini masaya dayadı ve ellerini birleştirerek, ‘‘Hayatçım bir abim olduğundan daha öncesinde bahsetmiştim.’’ dedi. ‘‘Evet.’’ diyerek dediğini onayladığımda ‘‘Abim ve ailesi yaz boyunca Amerika’daydı. Dün itibariyle Türkiye’ye döndüler ve bu akşam hep birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.’’ dedi.
Ender Hanım, ‘‘Adnan abi ve Berna’nın çocuğu da Karaköy Kolejinde okuyor.’’ dediğinde Hakan Bey ağzındakileri yutup, ‘‘Evet, Berk bir üst sınıfında.’’ diye ekledi.
Tebessüm edip, portakal suyumdan yudumladım.
‘‘Berk’le anlaşabilmen bizi mutlu eder.’’ dediğinde bakışlarımı yeniden Hakan Bey’e çevirdim ve ‘‘Anlaşabilmeye çalışırım.’’ diye mırıldandım.
---
Adnan İpekçigil ve ailesi akşam sekiz civarında yemeğe gelmişti. Kısa bir tanışmadan sonra yemeğe geçtiğimizde, kırklı yaşlarındaki Adnan Bey beni daha iyi tanıyabilmek için sorular soruyordu. İnsanlarla konuşmaya alışık olmadığımdan olabildiğince kısa cevaplar vermeye çalışıyordum. Bir ara Berna Hanım, ‘‘Adnancım izin ver de Hayat’ta yemeğini yesin.’’ dediğinde ona doğru bir bakış attım ve hafifçe tebessüm ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Random''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...