°•○●9●○•°

459 27 17
                                    

Bu bölümde Turgut Uyar'ın 'Göğe Bakma Durağı' adlı şiirini okuyacağız hep beraber.

Video'da da 'Göğe Bakma Durağı'' adlı şiirin Osman Sonat tarafından yorumlanmış versiyonu var.

Hikaye içerisinde şiir kısmına geldiğinizde lütfen videodaki şiiri açın ve dinleyin. ;)

Ayrıca multimediada da Hayat var.

Hayatın bugünkü hali (2004).

Bu bölüm Hayat ve Semih ağırlıklıdır.

10. bölümden sonra 2003 yılına tam dönüş yapıyoruz ve Hayat'ın, Ömerli yıllarını 4, 5 bölüm boyunca okuyoruz.

Herkes Hayat'ın Ömer'i sevdiğini ve onun ölümünden çok etkilendiğini biliyor fakat bu çift neler yaşadı tam olarak bilinmiyor. O yüzden bu kısıma değinmek istiyorum artık.

Ama önce Semihtioner'lar için güzel bir bölüm var.

Geçen bölümde sırf 9 Eylül'ü yani Hayat'ın doğduğu, annesinin öldüğü günü anlatmıştım. Bu bölümdede 9 Eylül var. ;)

İthaf mrsinekasbey için. ;)

RSBistlere iyi okumalar diliyorum. :)

**************************************************************

°•○●9●○•°

9 Eylül 2014

Korkmuyorum artık karanlıktan. Korkmuyorum artık geceden. Korktuğum yalnızlık. Canımı acıtan yalnızlık...

Sevdiğim insanları birer birer kaybederken, hayatıma yeni insanlar sokmaktan bile korktum ben. Korktum çünkü... Çünkü onları da seversem, onlara da alışırsam belki bir gün onlarda gidebilir diye düşündüm.

Hayatıma en kolay giren insanlar İpekçigiller olmuştu. Ender anne ve Hakan baba beni hayatlarına sokmaya karar verdiklerinde bu beni heyecanlandırmıştı fakat yinede onlarla yeni bir hayata başlamak çok da kolay değildi. Evet, onlar çok ilgili insanlardı belki ama insanın anne ve babasının yerine birilerini koymaya çalışması hiçte kolay değildi. Yinede onları sevmiştim. Gerçek manada onları sevmiştim ve onlara değer veriyordum. Şimdi onlara bir şey olacak olsa ben yine parçalanırdım. Gerçi ben zaten paramparçaydım ya. Daha ne kadar parçalanabilirim, daha ne kadar parçalanacağım bilmiyorum. Bilmiyorum ama korkuyorum.

Ben hayatıma Ömer'i sokmadan öncesinde de korktum. Korktum çünkü ondan da bir gün ayrı kalabilirdim ve ben ondan da ayrı kaldım. Hem de çok acı bir şekilde.

Ben babamla birlikte yaşadığım acıları Ömer'le tekrar yaşadım. Aynı illet hastalık, aynı zorluklar... Kanser bir illetti. Kanser bir tahta kurdu gibiydi ve kanser insanı yiyip bitirirdi. Bitirdi. Kanser hem babamın hem de kocamın hayatını bitirdi. Geriye ise gönlünde bin ton yük taşıyan beni bıraktı.

Hayat Zorlu. Hayat İpekçigil. Hayat Çağlayan. Hayat İpekçigil.

Soyadım defalarca kez değişti belki ama kaderim asla değişmedi. Benim kaderimde acı çekmek vardı ve ben iliklerime kadar acı çekiyordum.

---

Zil defalarca kez çalmıştı fakat ben saatlerdir oturduğum köşemden kalkmak istemiyordum. Kendimi bu köşeye hapsetmiştim ve bu köşede sonsuza dek acı çekebilirdim.

''Hayat içeride olduğunu biliyorum lütfen kapıyı açar mısın?''

Bu tanıdık ses üzerine şaşırdım. Bu saatte neden gelmişti ki?

Ruhunla Sar BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin