°•○●5●○•°

543 46 28
                                    

Not: Multimedia da Hayat İpekçigil'in odası var. ;)

Bölüm ithafı GizemliOlan'a. ;)

**********************************************************************************************************

°•○●5●○•°

26 Haziran 2003

Genç bir kız... Sadece on dört yaşında genç bir kızdım.

Yaşımın aksine omuzlarımda bir ton hüzün taşıyordum ve ruhum artık tükenmek üzereydi. Tükeniyordum. Gün geçtikçe tükeniyordum ve tam düşmek üzereyken İpekçigiller elimden tuttu.

Yetimhaneden ayrılalı tam beş gün olmuştu ve ben, o yetimhaneyi asla özlemiyordum. Benim özlediğim sadece Semihti. Semihle ayrılmıştık ve bir daha da asla birleşemeyecektik. Biz artık Semihle aynı gökyüzüne bakan iki insandık. Sadece bu kadardık ve bu... Bu benim canımı acıtıyordu.

Yetimhaneden ayrıldığım sırada, arabanın içindeyken onun sesini duyduğumda, kalbim yerinden çıkacak gibiydi ve ben hemen arabayı durdurtmuştum. Arabadan indiğimde bana öyle bir sarılmıştı ki sanki kaburgalarım onun kaburgalarıyla birleşecekti. Öyle bir sarmıştı ki sanki bedenen yanımda olmasa bile ebediyen beni ruhuyla saracaktı.

''Özür dilerim. Çok özür dilerim. Beni affet.''

Kulağıma fısıldadığı kelimeler boğazımda düğümlenmişti. Yutkunmaya çalıştığımda her bir düğümcük kalbime inmişti.

''Eğer o gün beni dinleseydin...'' Kahve gözlerimi onun masmavi gözleriyle buluşturdum. ''... Bugün gitmezdim. Sen beni dinlemeden bana bitti dedin ve inan o an ben de bittim.''

Semihin masmavi gözlerinden yaşlar boşalıyordu.

''Özür dilerim. Çok özür dilerim. Beni affet.''

''Dileme. Özür dileme.''

Sesim gittikçe inceliyordu ve ben de gözyaşlarımın yüzünü ıslatmasına izin vermiştim.

''Seni affettim. Affettim.''

Alnını alnıma dayamıştı.

''Mutlu ol. Çok mutlu ol ve beni... Beni unutma.''

Burnunu burnuma sürterek başını hafifçe kaldırıp, dudaklarını alnıma bastırmıştı.

''Se... Semih!''

Sırılsıklam olan yüzümü boynuna gömüp, kokusunu ciğerlerime doldurdum.

''Seni asla unutmayacağım.'' deyip başımı kaldırdığımda, yüzümü avuçlarının içine aldı ve başparmaklarıyla gözyaşlarımı silip, başparmaklarının üzerine öpücükler kondurdu. Gözyaşlarımı öpmüştü. Semih, gözyaşlarımı öpen ilk ve tek insandı.

''Şimdi gitmen lazım...''

Hafifçe başımı sallamıştım.

''Onlara sizinle yeni bir hayata başlayacağım dedim. Sen bitti demiştim ve ben...'' Hafifçe yutkunmuştum. ''Ben sen bitti deyince, sen de gideceksin diye...''

Cümlemi tamamlayamadan kollarımı Semih'in boynuna dolayıp, kokusunu tekrardan ciğerlerime doldurmuştum. Semihte kollarını belime dolayıp, başını kahverengi, uzun örgülü saçlarıma gömmüştü. Saçlarıma defalarca kez öpücükler kondurup, defalarca kez ''Seni seviyorum.'' demişti. ''Seni seviyorum ve seni hep seveceğim.''

İkimizde geri çekildiğimizde ellerimiz birbirimizin ellerindeydi ve birer birer geriye doğru adım atmıştık. O yetimhaneye, bense arabaya doğru... Yavaş yavaş uzaklaşıyorduk ve ellerimiz, ellerimizden kayıyordu. Ellerimiz birbirinden ayrıldığında son bir kez gözlerimizin içine bakmıştık ve yavaşça arkamıza dönüp, ters yönlerde ilerlemeye başlamıştık. Başımı son kez çevirip baktığımda o ilerliyordu ve tam başımı çevirecekken o da başını çevirip bana bakmıştı. Gözyaşlarım yüzümü sırılsıklam yaparken arabaya binmiştim ve şoför arabayı çalıştırdığında arkama bakmamak için kendimle savaşıyordum.

Ruhunla Sar BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin