°•○●17●○•°

239 20 4
                                    

Multimediada Ömertioner'lar için Ömer var.  Ömer'e bi selam deyin. ;)

Ruhunla Sar Beni (RSB), 27 Kasım 2014 21:59 itibariyle 5.5K okuyucuya ulaştı.

Teşekkürler! ^_^

**************************************************************

°•○●17●○•°

Kurban Bayramı

5 Ekim 2014

Ömer’in kollarında ahenkle süzülürken dünyanın en mutlu insanı bendim. Sol elini havaya kaldırıp, beni hafifçe kendi etrafımda döndürüp, yeniden kollarını belime sardığında, ‘‘Seni seviyorum.’’ dedi. ‘‘Seni çok seviyorum.’’

Gülümsemem yüzüme yayıldığında başımı göğsüne yasladım ve o şekilde dans etmeye devam ettim. Huzur vericiydi bu: Onun kalbinin ritmini dinleyerek onunla dans edebilmek… Başını saçlarıma gömdüğünde, saçlarımın arasına defalarca kez öpücükler bıraktı. Dudağını kulağıma doğru kaydırıp, kulağımın arkasına öpücük bıraktıktan sonra dudağını kulağıma sürttü ve ‘‘Karıcım.’’ dedi. Başımı göğsünden çekip yüzüne baktığımda Ömer de gülümsüyordu. Burnunu burnuma sürtüp, alnıma öpücük kondurduktan sonra sımsıkı sardı beni. Bende ellerimi sıkıca boynuna doladığımda, ‘‘Kocacım.’’ dedim. Ellerini yavaşça gevşetip, geri çekildiğinde şaşırdım. Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda, ‘‘Gitmem gerek.’’ dedi. Ben şaşkınlıkla bakmaya devam ederken Ömer geriye doğru ilerliyordu. Yüzü bana dönüktü ama adım adım geri gidiyordu.

‘‘Ömer.’’ diye seslendiğimde, ‘‘Ben artık gidiyorum.’’ dedi. Ona doğru ilerlemeye başladığımda etraf gittikçe kararıyordu. Her bir adımda daha da karanlık oluyordu.

‘‘Ömer!’’ diye haykırdığımda, ‘‘Hoşça kal.’’ dedi ve gittikçe artan karanlığın içerisinde kayboldu.

‘‘Ömer!!!’’

‘‘Ömer!’’ diye haykırarak yataktan fırladığımda hızla nefes alıp vermeye başladım. ‘‘Ömer.’’ diye yeniden inlediğimde, yatağın kenarındaki çerçeveye takıldı gözüm. Uyumadan önce baktığım çerçeveye. Sol elimle çerçeveyi kavradığımda dikkatlice baktım fotoğrafımıza. Siyah damatlık içerisindeki adamıma…

İçim yanıyordu. Üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin içim yanıyordu ve ne kadar ağlarsam ağlayayım gözümden akan yaşlar yanan içimi söndüremiyordu. Sönmüyordu. Söndüremiyordum içimdeki yangını.

Sağ elimin parmaklarını derin içler çeke çeke fotoğraftaki Ömer’in üzerinde gezdirdim. Bir zamanlar onun tenine değen bu parmakların şimdi sadece bir fotoğrafa değiyor olması canımı acıtıyordu. Canım çok acıyordu. Çok…

---

Adım adım yaklaşırken, hafiften yağmur çilemeye başladı. Hafifçe dudak kıvırdığımda, ‘‘Gökyüzü bile halime ağlıyor.’’ diye mırıldandım. Siyah paltomun kuşağını bağlayıp, başımdaki örtüyü düzelttim.

Mezarın önünde durduğumda derince bir iç çektim ve dolu dolu olmuş gözlerimle mezara bakıp, ‘‘Ben geldim.’’ dedim. Dudaklarımı acıyla birbirine bastırıp, olduğum yere çömeldim. Sağ elimi mezardaki toprağın üzerinde gezdirirken uzun zamandır buraya gelmediğim için kendime içten içe kızdım. En son Ömer’in ikinci ölüm yıldönümünün olduğu gün buraya gelmiştim. Akşamında da ağlamaktan fenalaşıp, Semih’in yardımıyla hastaneye kaldırılmıştım.

Ruhunla Sar BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin