İlk om bölüm her Salı sizlerleydi. Bundan sonraki bölümler Pazartesi ve Cuma akşamları olacak. Derslerden dolayı tek bölüm yazmam gerekirse de Cuma akşamları yayımlarım.
Keyifli okumalar. :)
Not: Multimedia da Ömer Çağlayan var!
----------------------------------------------------------------------------------
°•○●12●○•°
Ekim 2003
İnsanın ağzından çıkanı kulağı duyması lazım derler. Aslında birçok kez olduğu gibi atalarımız bu sözü söylerken de haklıymışlar.
Bir ay öncesinde sinirle Ömer’in arkasından bağırırken ağzımdan çıkanı kulağım duymamıştı.
‘‘O yüzden mi nerede olduğunu bilmediğin babanı beklemekten vazgeçmedin?’’ dediğimde hem sinirli hem de sırrını bildiğim için şaşkındı. Bana o gün öyle bir bakmıştı ki, ölsem de unutmazdım o bakışı.
Sonrasında Berk’le olan dostluklarını sonlandırmıştı. Çocukluklarından beri birlikte olan iki insanın arası sırf benim sinir anında söylediğim bir sözden dolayı bozulmuştu ve bu nedenle Berk’le de aramız bozulmuştu. Okul hayatıma gelirsek o da pek iç acıcı değildi ne yazık ki. Okuldaki insanlarla konuşmuyordum ve bu da benim dışlanmamı sağlamıştı. Teneffüslerde pencerenin önümdeki sırada oturmaya devam edip, denizi seyrediyordum. Öğretmenler soru sorduğunda cevap veriyor, onun haricinde hiçbir eylemde bulunmuyordum. İyi olan sadece ev hayatımdı. Ender anne ve Hakan babayla her hafta sonu düzenli olarak sinemaya gidiyorduk ve haftanın iki günü dışarı da birlikte yemek yiyorduk.
‘‘Hayat.’’
Gözlerimi tabağımdaki peynirimden çekip Ender anne’ye baktığımda ‘‘İyi misin kızım?’’ diye sordu. Başımı hafifçe sallayıp, sandalyemden doğrulurken ‘‘Afiyet olsun.’’ dedim.
‘‘Hayatçım canının sıkkın olduğunu görebiliyorum.’’
Ender anneye doğru dönüp, ‘‘Berk ve Ömer’le aramın bozuk olduğunu biliyorsunuz.’’ dedim. ‘‘Benimle konuşmamaları sorun değil de, ikisinin birbiriyle konuşmaması canımı sıkıyor.’’
Ender anne sandalyesinden kalkıp yanıma geldiğinde ‘‘Berk’le konuşabilirim.’’ dedi.
‘‘Teşekkür ederim ama bu sorunu kendim halletmeye çalışmalıyım.’’ dediğimde, ‘‘Peki,’’ dedi. ‘‘Yalnız şunu unutma ki istediğin zaman sana yardımcı olabilirim.’’
‘‘Teşekkür ederim.’’
---
Okul bahçesinden içeriye girdiğimde Berk’in, Ömer’in önüne geçip onu durdurduğunu gördüm. Ona bir şeyler söylüyordu fakat ben uzaklarında olduğum için hiçbir şey anlamıyordum. Oflayarak onlara doğru ilerlediğimde Ömer, Berk’e ters bir bakış attı ve okul binasına doğru ilerlemeye başladı. Berk’in yanına vardığımda ‘‘Günaydın.’’ diye mırıldandım. Az önce Ömer’in kendisine yaptığı gibi Berk’te bana ters bir bakış attı ve okul binasına doğru ilerledi.
Herkesin beni günah keçisi ilan etmesinden sıkılmıştım artık. Sanki ben demiştim Berk’e, Ömer’in sırrını bana ver diye. Ömer’le tartışırken ağzımdan çıkanı kulağım duymamıştı ama Ömer’in ağzından çıkanı da kulağı duymamıştı. Bana Semih hakkında ters laf etmeseydi ben asla ona öyle bir şey demezdim. Gerçi ne olursa olsun bunu dememi doğru bulmuyordum ama biraz abartmamışlar mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Random''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...