Multimediada Hayat İpekçigil var.
Kaldığımız yerden devam ediyoruz. ;)
Bu arada toplam okunma sayımız 4573 oldu. Ayrıca tanıtım bölümü de 101 voteye ulaştı.
Bu bölümde bol bol uzun uzun yorum istiyorum.
Sınavlarıma çok az kaldı ve ben yorumlarınızla kendimi motive etmek istiyorum. Lütfen yorumlarınızı benden eksik etmeyin. ;)
******************************************************
°•○●15●○•°
Ramazan Bayramı
27 Kasım 2003
Acının koynunda boğulan insanlar vardı.
Acıdan ne kadar kaçmaya çalışsak da, ne kadar sığınmaya çalışsak da, acı bizimle geliyordu.
Kollarım sıkıca Ömer’i sararken ikimizin gözlerinden de yaşlar süzülüyordu. Ömer başını saçlarıma gömerek hıçkırarak ağlıyordu. Ömer ağlıyordu. Sürekli güler yüzle görmeye alıştığım Ömer, kollarımın arasında ağlıyordu.
Bir süre sonra kendimi geri çektiğimde ıslak gözlerimle Ömer’in ıslak kahveliklerine baktım. Bana olduğun gibisin diyen o buğulu gözlere baktım.
Ben olduğum gibiydim. Sahte gülücükler saçmıyordum etrafa ve sahte olan hiçbir şeyde yapmak istemiyordum. Ömer bana hayatının kapılarını açmışken, ailesini, sırlarını benimle paylaşmışken ben hayatımdan eksik bir şekilde bahsetmiştim ona.
‘‘Ömer.’’ dedim titrek bir ses tonuyla. ‘‘Sana bir şey söyleyeceğim. Bir sır.’’ dediğimde bakışlarında şaşkınlık vardı.
‘‘Ben hiç kimseyle arkadaşlık etmeyip yetimhaneye giden zengin kız çocuğu değilim. Sana yetimhaneye gittiğimi söyledim ama ziyarete gittiğimi söylemedim.’’ dediğimde bakışlarındaki şaşkınlık artmıştı. ‘‘Bana bu zamana kadar neredeydin dedin ya, bende Bursa’daydım dedim.’’ Gözlerini gözlerime kenetlediğinde derin bir nefes aldım ve ‘‘Yetimhanedeydim.’’ dedim acıyla.
Ömer hiç kıpırdamadan kocaman açılmış gözleriyle bana bakıyordu. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildirdiğimde, ‘‘Başıma nadir gelebilecek bir şey geldi. İpekçigiller on dört yaşındaki bir kız çocuğunu, beni, evlatlık almak istediklerini söyledi. Aldılar da.’’
Derince bir iç çektiğinde, az önce benim ona yaptığım gibi şimdi o da benim boynuma kollarını dolamıştı.
‘‘Beş ay bir gün.’’ diye mırıldandım. ‘‘Beş ay bir gündür İpekçigilim.’’
Sol eliyle saçlarımı okşarken sağ eliyle de belimi sardı.
‘‘Yaralısın.’’ dedi. ‘‘Sende benim gibi yaralısın.’’
‘‘Yaralıyım.’’ dedim. ‘‘Bende senin gibi yaralıyım.’’
Başımı Ömer’in göğsüne yasladığımda, ‘‘Sen babanı hiç tanımamışsın ya, ben de annemi hiç tanımadım. Beni doğururken ölmüş.’’ dediğimde boğazıma bir yumru oturdu. Nefes almaya çalıştığımda, ‘‘Babam annemi de beni de terk etti Hayat. Bizi değil, başka bir kadını tercih etmiş.’’ dediğinde Ömer’in sesi titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Random''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...