Bu bölüm,
''Ömer'e hayranlığım her geçen bölümde daha da artıyor.Var mıdır Ömer gibi insanlar?''
diye soran GizemliOlan'a ithafen gelsin.
Ömer Çağlayan benim hayal dünyamda ama onun gibi, hatta daha da iyileri vardır diye düşünüyorum. ;)
*************************************************************
°•○●13●○•°
Ramazan Bayramı
26 Kasım 2003
Gözlerimin içine bakan bir çift kahverengi göz, derinliklerimi öyle bir sarıyordu ki…
‘‘Hayatım.’’
Yeniden kulağıma mırıldandığında, ilk defa bu kadar yakınlaştığımızı fark ettim. Kendime gelmeye çalışarak, hızla oturmuş olduğum banktan kalktığımda Ömer’de hızlı bir biçimde kolumu tuttu. Afalladığımda beni kendisine doğru çekerek az önce kalkmış olduğum banka yeniden oturttu.
‘‘Eve gitmek istiyorum.’’ diye mırıldandığımda, ‘‘Gitme.’’ dedi gözlerimin içine bakarak. Gözlerimi ondan kaçırıp, gökyüzüne baktığımda ‘‘Yanımda olmanı istiyorum.’’ dedi yalvarırcasına. ‘‘Sana ihtiyacım var. Lütfen yanımda ol.’’
Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladığında kendime sinir oldum. Ne vardı ki şimdi ağlayacak? Neden bu kadar zayıftım ki ben?
Sol eliyle çenemi kavrayıp, nazikçe başımı kendisine doğru çevirdiğinde yeniden gözlerimin içine baktı. Yüzümü avuçlarının içine alıp, başparmaklarıyla gözyaşlarımı sildirirken, ‘‘Ağlama.’’ dedi. ‘‘Sakın ağlama sen.’’
‘‘Eve gitmek istiyorum.’’ diye yeniden mırıldandığımda, ‘‘Neden?’’ diye sordu. ‘‘Çünkü eve gitmek istiyorum.’’ dedim zayıf bir ses tonuyla.
Ömer, ellerini yüzümden omzuma indirdiğinde, ‘‘Titriyorsun.’’ dedi şaşırarak. Titriyor muydum? Ne zaman titremeye başlamıştım ki ben?
‘‘Eve gitmek istiyorum.’’ diye yeniden mırıldandığımda, ellerini omzumdan çektiği gibi banktan kalktım ve arkama bakmadan koşarak eve ilerledim.
Ramazan Bayramı
27 Kasım 2003
Odamın kapısı iki kez tıklatıldığında, ‘‘Girin.’’ diye seslendim. Ender anne, elindeki mavi gülle odaya girdiğinde şaşkınlıkla elindeki güle baktım.
‘‘Günaydın Hayatçım.’’ dediğinde bakışlarımı gülden çekip, Ender annenin yüzüne baktığımda, ‘‘Günaydın.’’ diye karşılık verdim.
‘‘Senin şu Ömer, çok hoş çocuk ve bu sabah kapımıza senin için mavi bir gül bırakmış.’’ dediğinde elindeki mavi gülü bana uzattı. Mavi gülü elime aldığımda, ‘‘Birinden hoşlanabilmen çok normal bir şey Hayat.’’ dedi Ender anne. ‘‘Bundan çekinmene ya da utanmana gerek yok. Dün Hakan baban gülleri gördüğünde şaşırdı ve bu yüzden tavır sergiledi ama biz böyle şeyleri konuşamayacak bir aile değiliz.’’
‘‘Hakan baba dün Ömer’le konuşmuş.’’ dediğimde, ‘‘Bunu biliyorum Hayatçım. Hakan dün gece bana bundan bahsetti. Ayrıca Ömer’in cesaretine hayran kaldığını da söyledi.’’ Gözlerimi Ender annenin gözleriyle buluşturduğunda, ‘‘Senin çok farklı ve güzel olduğunu düşünüyor ve bunu açıkça Hakan babana söyleyebiliyor.’’ dedi. Dünü hatırladığımda Ömer’in bana, Hakan babaya bu cümleleri söylemiş olduğunu söylediğini hatırladım. Elimdeki mavi güle bakıp, gülümsediğimde Ender anne, ‘‘Ömer’e ondan hoşlanmadığını mı söyledin?’’ diye sorunca, ‘‘Dün size de ondan hoşlanmadığımı söylemiştim.’’ diye hatırlattım. Ender anne kapıya doğru yönelip, ‘‘İstediğin zaman konuşabiliriz ama şimdi kahvaltıya insek iyi olacak.’’ deyip odadan çıktığında yatağımın kenarına oturdum ve elimdeki mavi güle bakmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Random''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...