18 Ekim 2014
"Kolları olmayan bir adam, acılı bir kadının yaralarını saramaz. "
Semihin ağzından çıkan kelimeler bir ok gibi yüreğime saplanıyordu. Olduğum yerde çakılmış kalmıştım.
"Kolları olmayan bir adam ve acılı bir kadın." diye mırıldandım öylece dikildiğim yerde. Uzunca bir süre kafamdan geçenleri tarttım ve düşüncelerimi toparlayarak mutfaktan çıktım. Semih'in gitmiş olduğunu fark ettiğimde nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim ve portmantodaki montumu, çantamı ve Semih'in montunu alıp, dışarı çıktım.
Karaköy sahiline vardığımda Semih’in banklardan birinde oturduğunu fark ettim. Arkasından yaklaşıp, montunu omuzlarına koyduğumda başını hızla çevirdi. Gelenin ben olduğumu gördüğünde hiçbir şey demeden başını tekrar öne çevirdi. Onun yaptığı gibi ben de hiçbir şey söylemedim ve önüne geçip, az önce omuzlarına koyduğum montunu fermuarını çekip, yanına oturdum.
Uzun bir sessizliğin ardından konuşan ben oldum.
"Benim yaralarım ruhumda."
Gözlerini bana çevirdiğinde devam ettim.
"Kolları olmayan bir adam, acılı bir kadının yaralarını saramaz dedin. Doğru. Eğer bedensel bir yaram olsaydı sen benim yaramı saramazdın. "
Derince bir iç çektiğinde, gözlerimi gözleriyle buluşturdum. Denizi andıran o masmavi uçsuz bucaksız huzur veren bakışlarıyla...
"Beni yıllar sonra burada bulduğun gecenin ertesi sabahında, hastahanede, gözlerimi açtığımda bana ne dediğini hatırlıyor musun? "
Yutkunarak başını salladığında hafifçe tebessüm ettim.
"O zaman öyle yap. "
29 Haziran 2014 (Hastane - 4. Bölüm)
''Şişt!'' dedi hafifçe bana sokulurken. ''Yaslan bana. Başını göğsüme yasla.''
Başımı Semih'in göğsüne dayayıp, hıçkıra hıçkıra ağladım. Ağladım ve onunda ağladığını hissediyordum. Yüzünü dağınık, kahve saçlarıma gömdü ve mırıldanmaya başladı.
''Güçlü kollarım yok belki ama ruhumla sararım ben seni.''
18 Ekim 2014
Semih'in omuzundaki başımı hafifçe yukarıya doğru kaldırdım. O esnada Semih başını hafifçe eğdiğinde nefesi yüzüme çarptı. Gözlerimiz birbirini bulduğunda dudaklarımdan bir cümle çıktı.
"Ruhunla Sar Beni. "
Başımı eğip, Semih'in omzuna yeniden yaslandığımda başını saçlarıma gömdü ve derin bir nefes aldı. Dudakları kıpırdanmaya başladığında o cümleyi yeniden söyledi.
"Güçlü kollarım yok belki ama ruhumla sararım ben seni. "
9 Eylül 2014 (Hayat'ın doğum gününün gecesi)
''İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım.
Şu kaçamak ışıklardan, şu şeker kamışlarından,
Bebe dişlerinden, güneşlerden, yaban otlarından,
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar.
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut.
Bu evleri atla bu evleri de bunları da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhunla Sar Beni
Random''Güçlü kollarım yok belki ama...'' derin bir nefes aldı ve mavi gözleri ile kahverengi gözlerimin içine baktı. ''...ruhumla sararım ben seni.'' ...