Bölüm-5

31.1K 1.1K 123
                                    


"Hadi anneciğim, dün izin verdim ama bu gün gitmek zorundasın kreşe." Uykulu gözleri ile ayaklarını sürüyerek kapıya doğru gitmeye başladı. Çantamı koluma takarak peşinden bende evden çıkıp onu ilk önce kreşe bıraktım. Oradan da müşterime göstereceğim eve geçtim. Ev dubleks bir daireydi. Müşterim orta yaşlarda saçları ağırlaşmaya başlamış göbekli bir aile babasıydı. Okuyan bir kızı ve çalışan bir de oğlu varmış. Evi gezdirirken yüzünde memnun olmuş bir ifade olsada fiyat biraz pahalı gelmişti.

"Ev sahibi ile konuşur, kira konusunda size yardımcı olmaya çalışacağım." diyerek düşünmesi için ona zaman vermiştim. Daha sonra da portföyümü büyütmek amaçlı bu güne bıraktığım mahallede araştırma yaparken çalan telefonumu cebimden çıkardım. Rehberimde kayıtlı olmayan bir numara olunca müşterilerden biri diyerek telefona cevap verdim.

"Efendim?"

"Nehir." kulağımı dolduran ses kalbimin göğüs kafesimi zorlamasına neden olmuştu. Nefes alışverişlerim hızlanırken girdiğim dükkandan kendimi dışarıya zor attım.

"Numaramı nereden buldun?"

"Çalıştığın yere geldim ama dışarıda olduğunu söylediler." Ürperten ve içimi titreten korkumun sesime yansımasına engel olmak için kötü şeyler düşünmeliydim. Onun beni terk edişini...

"Neden geldiniz peki?" Bir süre sessiz kaldıktan sonra arama amacını söyledi.

"Görüşmemiz lazım."

"Anlamadım, niye?" Adımlarımı yavaşlatıp kaldırımda yürümeye başladım. Telefonun diğer ucundan bir kaç ses duyulunca arabasına bindiğini anladım.

"Ev ile ilgili bir kaç sorum var." Bahanesi fazlasıyla gülünçtü.

"Telefondan da sorabilirsiniz. "

"Saçmalama Nehir. Neredesin şöyle de geleyim." Bir süre bekleyip etrafıma bakındım. Şeytan diyordu yanlış yerin adresini ver diye ama büyük ihtimalle Emre bey bu gün hangi mahallede olacağımı söylemiştir.

"Konum atarım." diyerek cevabını beklemeden aramayı sonlandırdım. Yakınlardaki bir kafeye girip Whatsapp' uygulamasından konumu gönderdim. Girdiğim kafenin havası oldukça kasvetliydi. İçeride belli başlı insanlar vardı ve çoğunluğu erkekti.
Cam kenarında gözüme kestirdiğim masaya doğru giderken aynı anda yanına gelen garsonun bana uzattığı menüye göz gezdirdim. O gelmeden sipariş vermek en iyisiydi ki geldiğinde sipariş için zaman harcamak yerine erkenden gidebilirdim.

"Espresso." diyerek menüyü uzatıp sipariş ile beraber Ulaş'ı beklemeye başladım. Kahvem gelmiş ve yudumlamaya başlamışken dışarıda hafif çiselemeye başlayan yağmur ile kafenin önünde takım elbisesi giymiş ve oldukça yakışıklı görünen Ulaş giriş alanına girdi. Yıllar ona fazlasıyla bonkör davranmıştı. Benden bir çok şeyi alırken o aynı, hatta daha güçlü görünen bedeni ve üzerini saran takım elbisesi ile eskisinden daha yakışıklı görünüyordu. Kapıyı açıp içeri girdi. Fazla kalabalık olmayan kafede gözlerini gezdirirken gözlerimiz çok geçmeden buluştu.

"Seni asla bırakmayacağım. Sen herşeyinle benimsin. Kadınımsın." diyerek boynuna gömülen sevdiği adamın kendine has kokusu içini doldurmaya başlamıştı. Vücud ısıları birbirine karışırken hissettiği baskı ile dudaklarının arasından kısık bir inilti koptu. Bu gece sadece sevdiği adama ait olduğu gece değildi. Bu gece tanıştıkları gündü, bu gece ana rahmine bir mucize düşecekti.

VazgeçişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin