'Hayır, bu gerçek olamaz.'
"Aa, Nehir bu ne güzel tesadüf. Nehir'di değil mi?" Berrak, yapmacık gülümsemesi ile sıkıca tuttuğu Ulaş'ın elini bırakmadan bana doğru yürümeye başladığında, Ulaş Berrak'ın aksine elini bırakarak olduğu yerde durmuştu. Ulaş da benim kadar şaşkındı. Berrak alaycı gülümsemesi ile bana sarılarak "Ya Emre Bey'in bahsettiği Nehir sen miydin?" dediğinde Emre Bey'e kiminle görüşeceğimi sorduğumda onun adını söylendiğinden emindim.
"Emre bey Ece hanım ile görüşeceğimi şöylemişti." dediğinde mahçup bir şekilde gülerek saçıyla oynadı.
"Ece benim nadir kullandığım ikinci ismim." dedi.
"Sen danışmanlık mı yapıyorsun?" diye sordu Ulaş. Kendimi toparlamaya çalışmam bir kaç saniyemi aldı ve boğazımı temizleyerek "Evet, geldiğinize göre size ilk ev ile ilgili bilgileri vereyim, daha sonra evi gezmeye başlayabiliriz." diyerek yönlendirmeye başladım.
"Öncelikle size binanın yeni yapıldığını ve ilk sahiplerinin anlaşma olursa siz olacağını söyleyebilirim. Burası tam olarak 3 katlı, 750 metrekarelik mülk. 6 odası ve 2 adet de salonu olup, 6 tane banyosu bulunmakta. Görüldüğü üzere de boğaz manzaralı. 150 metrekarelik bir spor salonu, saunası, açık yüzme havuzu ve otoparkı bulunmakta." Ulaş'ın gözlerindeki özlemi görebiliyordum. Gözlerimi ondan kaçırarak Berrak'ın gözlerinde gördüğüm kin duygusuna odaklandım. Bu kadın gerçekten de iyi değildi. "Herhangi bir sorunuz yoksa evi gezmeye başlayabiliriz." diyerek elimi uzatıp yönlendirmeye başladım. "Burası oturma odası olarak kullanabileceğiniz büyüklükteki salon. Arka taraftaki havuzun bulunduğu alana açılan kapısı var." diyerek sürgülü camekan kapıyı çekerek arka tarafa çıktım. "Havuz derinliği?"
"Yetişkin havuzu 1,70 cm , çocuk havuzu 45 cm."
"Çocuk havuzu fazla derin değil mi?" Berrak konuşurken, Ulaş sessiz kalmayı ister gibiydi. O da benim gibi fazlasıyla şaşırmıştı karşılaşmamıza fakat Berrak'ın oyununun farkında olduğum için kendime gelmem daha kolay olmuştu.
"Boyu gayet normal Berrak. Standartlarına uygun işte." Benim yerime cevap verdiğinde ona dönüp baktım. Çok garip bakıyordu ve benim bu bakışa kapılmamam gerekiyordu.
"Mutfağa geçelim o halde." diyerek içeri girip mutfağa doğru yürümeye başladım. Mutfağa girdiğimiz de Berrak etrafı incelerken bu anın çabuk geçmesi için dua etmeye başladım. Bu ev hayallerimin eviydi. Bu eve onlar değil biz gelmeliydik bakmaya. Biz tutup, içini biz döşemeliydik. Ben bilgileri onlara anlatırken aklımda sadece Uras vardı. Bir an önce bu cehennemden çıkıp, oğluma gitmek istiyordum. Diğer odalarında gösterimi bittikten sonra Berrak Ulaş'ın bir zamanlar benim tuttuğum elini sıkıca tutarak gülümsedi.
"Aşkım ben burayı çok beğendim. Burası kesinlikle bizim olmalı."
'Bakma Nehir, ona bakma. Ona bakarsan daha fazla tutamazsın kendini.' Boş odanın içinde yankılanan telefon sesi ile Berrak'a döndüm.
"Pardon, bunu açmam gerekiyor." Telefonu açıp kulağına götürürken odadan çıkıp uzaklaştı. Odada onunla yalnız kalmak iyi olmamıştı. Berrak'ın peşinden odadan çıkacağım sırada bileğimde hissettiğim sıcaklık içimi yakıp kavurmaya başladı.
"Nehir?" Sakin kalmalıydım. Yanmaya devam etsemde o bunu hissetmemeliydi.
"Efendim Ulaş Bey?" Ona bey dememden rahatsız olduğunun farkındaydım fakat bu mesafeyi unutmamak için her fırsatta bey kelimesini dillendirmekte kararlıydım.
"Ben burada olduğunu inan bilmiyordum." Berrak'ın oyunu oynadığını farkedemeyecek kadar kör müydü diye merak etmeye başladım.
"Sorun değil Ulaş Bey." Sevdiğim adamın konuşması bir zamanlar içimde bir şeylere can verirken şimdi öldürüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçiş
Ficção Geral"Burada olmamalısın. Karının ve doğacak bebeğinin yanında olmalısın." sesim o kadar ruhsuz çıkmıştı ki, kendi sesim bana bir o kadar yabancı gelmişti şimdi. "Onun yerinde sen olabilirdin! Neden yaptın bunu bize? Neden onu bizden aldın?" dedi. O kada...