Merhabalar,
Evet biliyorum, bölüm gelmeyeli uzun zaman oldu. Bunun için üzgünüm fakat gerekli sebeplerim vardı. Bu sebeplerden en önemlisi hayatımdaki bazı altı çizili olarak gösterdiğim insanlardan vazgeçme eşiğine gelmemdi. Bu bir dost, bir arkadaş hatta aile dediğim insanlardı. Tanıdığınızı sandığınız, size her zaman değer verdiğini hatta sizi sevdiğinden emin olduğunuz insanlar tarafından aslında nasıl yok olduğunuz görmek... İşte sizi vazgeçme eşiğine getiren ve sizi o eşikten geçmeniz için nedenler veren insanlar yüzünden geldiğiniz o nokta da size iyi gelecek en iyi şey yalnızlıktır. Bölümü 1 buçuk ay öncesinde yarılasamda o an ki ruh halim ile yazıp hayatımı hikayeye yansıtmak istemediğim için bölümü bir türlü tamamlayamadım. Bu süreçte sizi de beklettigim için üzgünüm. Sizi, Nehir'i, Uras'ımı ve Emir'ciğimi çok özledim. Bölümde kopukluk veya yazım hatası varsa eğer affınıza sığınıyorum. Beni hiç yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim.
Sizi seviyorum 💕
Keyifli okumalar dilerim,
*************************************
Huzur...
Ne güzel bir histir öyle. İnsanı yaşama hevesi ile dolduran, insana bir rüyadaymış gibi hissettiren... Hele ki huzurla uyuyup, huzurla uyandığı zaman işte der insan, işte nefes alıyorum artık...Artık nefes aldığımı hissediyorum. Artık yaşamak için çok güzel nedenlerim var. Gerçekleştirmek için sıraladığım hayallerim, korkmadan güvenebileceğim bir adam ve yaşayacağım umutlarla dolu yarınlarım var. Tanıdığımı sandığım adamın aslında hiç bilmediğim yönlerini keşfettiğim ve keşfetmeye devam edeceğim güzel bir geleceğim var. Bir zamanlar babalığın çok yakışacağını düşündüğüm adam gözlerimin önünde oğluma baba oluyordu. Uras öyle çok alışmıştı ki ona, hiç gitmemesi için dün gece ettiği dua, farkında bile olmadan benim de duam haline gelmişti. Şimdi girdiğimiz bir pastanenin tezgahının önüne geçmiş ne alacaklarına karar vermeye çalışıyordu ve ikisine de gülmeden edemiyordum. Uras hangisini yiyeceğine karar veremezken, Emir annemlerin hangisini seveceklerine karar veremediği için kara kara düşünüyordu.
"Hadi ama karar verin artık." Sesim fazlasıyla keyifli çıktığı için Emir kaşlarını çatıp kısa bir bakış attıktan sonra tekrar tatlılara ve kurabiyelere döndü.
"Anlaşılan baba oğul birbirlerine fazla benziyorlar. İkisi de bir türlü karar veremiyorlar." Orta yaşlarda olan tezgahtar bayanın söylediği ile Uras ve Emir arasında gözlerim gidip geldi.
"Geyçekten benziyoy muyuz?" Uras ışıl ışıl olan gözleri ile bana dönüp heyecanla cevap vermemi beklerken Emir'in bakışları da bana dönmüştü.
Nefesimi tutup 'Evet.' demek istedim fakat Emir'i de zor duruma sokmak istemediğim için sessizce ona bakmaya devam ettim.
"Valla buraya çok müşteri geliyor ufaklık. Babalarının zıttı olan çok çocuk oluyor ama sen annenden çok babana benziyorsun. Bakışlar aynı, karar vermeye çalışırken çatılan kaşlar bile aynı... Neyi seçeceğinize karar verememenizi katmıyorum bile." derken kahkaha atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçiş
General Fiction"Burada olmamalısın. Karının ve doğacak bebeğinin yanında olmalısın." sesim o kadar ruhsuz çıkmıştı ki, kendi sesim bana bir o kadar yabancı gelmişti şimdi. "Onun yerinde sen olabilirdin! Neden yaptın bunu bize? Neden onu bizden aldın?" dedi. O kada...