BÖLÜM-38

1.7K 81 2
                                    

"Hayır!!!" Haykırışım odaya hüküm sürerken nefes alamıyordum ve bu daha çok panik yapmama neden oluyordu.

"Şişttt... Ben buradayım. Sakin ol sevgilim. Nefes al." Gözlerim pencereden içeri sızan ışık süzmelerinin el verdiğince gördüğüm adamın kahvelikleri biraz olsun sakinleşmemi sağlamıştı. Derin nefes alarak ciğerlerimi rahatlatmaya çalıştım.

"Buradasın." Gülümseyerek yaşlarla ıslanmış yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Buradayım. Ait olduğum yerde. İyiyiz..." Rahatlamıştım. Uyandığımda yanımda olmayacağını kabullenmeye başlamıştım. O kadar huzurluymuş ki kabustan sonra onun kollarının arasında olmak, o olmadığı zaman sanki kabuslarım can buluyordu. Fakat bugün kabuslarım sadece basit bir bilinç altı görüntüsü olarak kalmıştı.

"Uyandığımda seni görmek o kadar güzel ki." Islanmış saçlarıma doğru kayan elleri öylesine yumuşak ve sıcaktı ki kedi gibi sokulmak istedim ona. Oda bunu hissetmiş gibi kolunu başımın altına sokarak beni göğsüne doğru bastırdı. "Kokunu, sıcaklığını o kadar özlemişim ki beni buradan mahrum ettiğin için sana ceza vermem gerekiyor." Kahkahası odada yankılandığında ona daha fazla sarıldım.

"Çok güzelsin."Midemde oluşan o his beni bu anın büyüsünden koparırken ikimizinde çıplak olduğunu fark etmem utanmama neden oldu. "Seni herkesten, herşeyden saklamak istemem normal mi?" Nefesim hızlanırken kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. "Heyecanlanıp böylesine güzel atan kalbin bir daha asla durmasın. Benim için, oğlumuz için seni yaşatmaya devam etsin." Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktığımda koyulaşan kahvelikleri beni esiri altına almıştı.

"Başka bir nedeni yok atması için. Sen ve oğlumuz için her şeye inat böyle atacak bu kalp." Sağ eli önüme doğru düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı önce. Sonra yanağımda gezinen parmak uçları boynuma doğru ilerlerken nefesim kesildi. Öylesine kibar ve öylesine kadifemsi bir dokunuşu vardı ki içim ürpermişti. Bağımlılık yapacak tarzdaydı dokunuşları. Köprücük kemiğimde oyalanırken nefesim titrek çıktı.

"Bana, bize aitsin." derken eli kalbimin hemen üstüne geldiğinde sıcacık elinin göğsüme dokunuşu ile gözlerim kapanmış ve dudaklarımdan bir inleyiş dökülmüştü. "Biz hayattayken bizi bırakamazsın. Bir daha olmaz." Emir sanki kazadan sonra söylemek isteyip de söyleyemediği ne varsa şimdi hepsini söylemek istiyor gibiydi. Bu yüzden sustum ve anın büyüsünü bozmak istemedim. "Sana bir daha dokunamama düşüncesi mahvetti beni be kadın. Bana daha yeni gelmişken, sana daha yeni sahip olmuşken beni nasıl bırakırsın." Üzerime doğru gelmesi ile refleks olarak bacaklarımı ayırarak arasındaki yerini almasına izin verdim. "Değil o pislik, bir başkası bile beni bu aşktan bu aileden mahrum bırakamaz. Beni sizden kimse ayıramaz. Kimse..."

Dokunuşları merhem gibiydi ve ben bu merheme ömür boyu muhtaçtım.

***

"Uras, teyzem dur açma kapıyı hemen." Dışarıdan duyulan Tuğçe'nin sesi ile kapının açılması bir olmuştu. Hemen ardından üzerime atılan Uras ile kollarım hemen açılmış gün geçtikçe büyüyen bedenini hemen sarmıştı.

"Anne."

"Oğlum, Uras'ım." Özlediğini belli eden öpücükleri buruk bir gülümseme oluşturdu yüzümde. Son zamanlarda olanlar bizim kadar onu da çok etkilemişti.

"Teyzem ya başkası gelmiş olsaydı. Kapıyı öyle hemen herkese açma."

Kucağıma alıp içeri girerken sarılmaya devam ediyordum. "Teyzen haklı annem. Bir daha öyle kim olduğunu bilmeden kapıyı açmak yok."

"Ben sizin geldiğinizi göymüştüm ki. Babam bana el salladı." diyerek benden ayrılıp kollarını Emir'e doğru uzattı. Hiç beklemeden Uras'a karşılık verip kendine çekerek sıkıca sarıldı oğluna. Onunda aynı şekilde onu özlediğini görmek çok güzeldi. Tam anlamıyla aileydik biz ve bunu kimse değiştiremezdi.

VazgeçişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin