BÖLÜM-39

1.3K 57 7
                                    

Dışarıda başlayan yağmurun cama çarpışı, Nehir'in kulaklarında bir uğultu ve karşısında gözlerine aşkla bakan bir adam... Dünyaları ona veren bir çift göze hapsolmuş sürükleniyordu. Karşı koymak haşa... Sonunda onda boğulmak olsa da o buna razıydı. Kaç dakika geçti gözlerinde, bilmiyordu. Emir'in endişeli sesi onu kendine getirmişti.

"Nehir?"

"E-efendim?" diyebilmişti sadece. Yanakları ısınmaya başlamıştı. Endişe ile yüzüne bakan adamın ne düşündüğünü anlasa da cevap veremedi.

"Bak biliyorum. Çok şey yaşadık ve belkide şuan evliliğe hazır değilsin. Her şey çok hızlı gelişti ama ben kendimden eminim ve senin yanında olmak, işten çıkınca sizin olduğunuz eve gelmek istiyorum. Arada oğlumla uyumak, sabahları senin ellerinle hazırladığın kahvaltıyla güne başlamak istiyorum. Belki diyeceksin böyle de birlikteyiz ama ben bunu istemiyorum. Böyle değil... Benim yuvam sizin olduğunuz yer evet ama arada da olsa o boş eve gitmek zor geliyor. Sensiz, soğuk, ruhsuz, huzurdan mahrum kalmış bir mahsen gibi. Ben artık benim soyadımı al benim her makamda karım ol istiyorum. Hem belki sen ve Uras da eğer bir gün isterseniz, yani hazır olduğunuzda bir çocuğumuz daha olsun istiyorum. Uras'ın kardeşi olsun istiyorum. Ben seni istiyorum. Sizi istiyorum..." durdu. Acı çeker gibi "Sen tabi hazır değilsen ben yine beklerim seni-" diye devam ederken karşısında ne diyeceğini şaşırmış adama daha fazla dayanamamış kollarını boynuna dolayarak dudaklarını ait olduğu dudaklarla buluşturarak susturmuştu. Deli miydi bu adam? Ondan emin olduğunu, onu gerçekten çok sevdiğini göremiyor muydu?"

Öpücüğü anında karşılık bulsada çok sürmeden Emir onu kendinden uzaklaştırıp bekledi. Nehir onu seviyordu ve bunu görebilse de merak ediyordu. Ne istiyor? Ne düşünüyordu? Gelecekle ilgili planları neydi?

"Her şey çok hızlı gelişti ama her şey olması gerektiği için oldu. Bunun farkındayım. Sorun hazır olmamak değil, sorun sadece sen daha babanın acısını dahi yaşayamadan başka şeyler yüzünden acı çekmek zorunda kaldın." Emir duyduğu şeyden hoşnut kalmamış ve araya girme ihtiyacı bulmuştu kendinde...

"Ne demek başka şeyler Nehir? Başka şeylerden kastın senin ölümden dönmüş olman mı? Yoksa kendini öldürmeye çalışman mı?" Nehir bu konunun hala kapanmadığını bildiği için sevgiyle öfkelenen Emir'in yanağını okşadı.

"Bunun için özür dilemiştim ama..." diyerek mahcup bir şekilde gözlerinin içine baktı. Yaptığı çok kötüydü. Bunu daha sonraki süreçte Emir'in değişen ruh hali ile anlamıştı ama cezası bitmiş gibi değildi.

"Özür dilemen o anda ki acılarımı, endişelerimi geçirmiyor Nehir. Tekrar böyle bir şey yapmandan korkuyorum. O it herif benim kendi evime gittiğimde tekrar sana zarar verme ihtimali olmasından korkuyorum."

"Bu yüzden mi evlenmek istiyorsun? Ulaş yüzünden mi?"

"Asla... Nehir seni ne kadar süredir sevdiğimi, beklediğimi unutuyorsun sanırım? Kızım ben seni kendimi bildim bileli seviyorum. O okulun bahçesinde arkadaşlarınla bankta gülüşürken, o parkta tek başına oturup yıldızına konuşurken, Ulaş ile sevgiliyken, o seni terk ettiğinde, tek başına beni 2 kere terk etmiş olsan da farkında olmadan ben seni her zaman her koşulda sevdim. Biz çok geç kavuştuk ve ben artık sensiz bir dakikam bile geçsin istemiyorum. Sana korkmadan dokunmak istiyorum." derken parmak uçları omzundan aşağıya doğru gezindi.

"İstediğim her an da seni öpmek..." diyerek usulca yaklaşıp dudaklarına şehvet dolu bir öpücük bıraktı omzuna. "Her gece yatağında, yatağımda ol. Kollarımın arasında uykuya dal istiyorum. Saçların uyku sersemi dağılmış ve yastığımda izleri kalsın istiyorum. Bak, biliyorum. Çok şey istiyorum."

VazgeçişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin