Bölüm-20

26.8K 1.2K 353
                                    

Selam ballarım,

Biliyorum bölümü çok uzun zamandır bekliyorsunuz fakat hayatımın bir tarafında çok güzel şeyler olurken, bir diğer tarafinda işler yolunda gitmiyor. Bölümü 2. yazışım ve hala içime sinmiyor diyebilirim fakat sizi de daha fazla bekleterek merakta da bırakmak istemiyorum.

Iyi ki varsınız

Keyifli okumalar dilerim❤

_________________________________________

İhtimaller her zaman can yakardı. Bu yüzden ihtimaller düşünmek yerine hayırlısını dileyerek Uras'ın mutluluğu için böylesine özel bir günü babası ile geçirmesine izin vermiştim. Belki de o bebeğe, tanımadığı bir çocuğa anlatacak kadar değer vermesini beklememiştim.

Ne yapacağımı bilemez halde Emir'lerin gelmesini bekliyordum. Böylesine büyük bir hatayı nasıl telafi edebilirdim, ona bunu nasıl unutturabilirdim bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu akşam sabaha  zor çıkacaktı.

Çalan kapı ile yerimden kalkıp ürkek adımlarla kapının önüne geldim. Ağlama sesleri duyulmuyordu. Titreyen ellerimle açtığım kapının ardında gördüğüm manzara gözlerimin dolmasına neden oldu.

Uras başını Emir'in boyun girintisine sokmuş kollarını ona dolarken, Emir özür dilercesine bakıyordu.

"Uras, anneciğim bana bakar mısın?" Sesimi duyması ile başını kaldırıp kızaran gözleri ile bana döndü.

"Anne bak sana söz veymiştim ya hani ağlamıcam diye, ağlamadım ben. Hep güldüm." Ben ne yapmıştım böyle?

Ellerini bana uzatarak gelmek istediğinde düşünmeden kollarımı ona dolayarak onu kendime çektim.

"Gözlerin ağlamak istiyorsa ağlayabilirsin bebeğim. Annen yanında olacak." Umutla bana bakarak dudağı saniyeler geçtikçe daha çok büzülmeye başladı. Ben yatak odasına doğru ilerlerken Uras arkamda bir yere doğru bakıp elini uzattı.

"Amcamda olsun ama." dediğinde arkamı dönüp tedirgin bir şekilde yanımıza gelen Emir'i gördüm.

"Amcan her zaman senin yanında aslanım. Sen git diyene kadar gitmem." diyerek tebessüm ederek Uras'ın bir az olsun rahatlaması için ona destek olmak istercesine bekledi.

"Sende bizimle uyu o zaman." dediğinde ikimiz de birbirimize bakmaya başladık. Emir'e mahçup bir şekilde bakarken Uras'a bunu yapamayacağımızı söylemeyi düşünürken bana olan bakışları yüzünden sustum. Emir'e döndüğüm zaman benden izin ister gibi başını salladığı zaman başımı sallayarak gelmesini istedim.

Uras üzerini değiştirirken de yatağa yatırırkende sessiz kalmış ve ağlamamıştı. Emir yatağın kenarında oturmuş beklerken Uras'ı kollarımın arasına alarak kendime doğru çektim. Konuya nereden gireceğimi bilmiyordum.

"Amca sende gel." Uras'a inanamazcasına bakarken ne diyeceğimi bilemedim.

"Anne amcam da bizimle uyusun, lütfen." Yutkundum. İçimde tarif edilemez bir duygu ile Emir'e döndüğüm de göz göze geldik. Mahçup bir şekilde ona bakarken, izin ister gibi yerinden kalkıp bir adım attığında göz kapaklarımla izin vermiştim. Emir yatağa girerken pikeyi kaldırmadan üzerine uzanıp elini Uras'ın omzuna koydu.

"Amca hiç gitme oluy mu?" Sesindeki o kırıklık ve titrek çıkan kelimeler anneliğimi sorgulatıyordu bana. Benden ayrılıp Emir'e sarılıp ağlamaya başlaması ile içimde ayakta kalmak adına dizdiğim tüm duvarları yerle bir etmişti. Ben hata yapmıştım. Ulaş oğlunu bilmeliydi. Böyle bir şey yapmak yerine ona gerçekleri anlatmalıydım.

VazgeçişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin