❤♾14

366 26 4
                                    

Multi:Bizimkiler(Favorim sondaki şahıs olur xhdhhd)

Playlist:Onur Can Özcan-Hüzün Hoşgeldin(Yine efkarlıyızzzz)

🍯🍯🦉🦉

"Gözlerimizle gerçekleri göremezdik bazen.Görmek istemezdik belkide."

Hayatta hep istediklerimiz olamayabilirdi.
Bazen insan layık görmediği şeyler yaşardı. Bazen hak etmediği olaylara ortak olurdu. Bazen ufacık adımlar kala zirveye ulaşamazdı. Bazen mutlu olması gereken şeylerde mutluluğu bulamazdı. Zaten mutluluk aranıp bulunacak birşey veya görülecek birşey değildi.

Mutluluk ancak hissedilirdi. Eğer mutlu olduğunuzu hissetmiyorsanız bu mutluluk değil, zorunluluk olurdu. Mutlu olmaya bile zorunlu olmak.

Bazı zamanlarda ruh gibi dolaşırdım. Hiçbir şey yapmaz, hiçbir şey hissetmezdim. Hiç kimseye tahammül etmez, ilgilenmezdim. İşte eğer böyleysem kesinlikle içime kapanmışım demektir. Duygularımı en kuytu köşelere gizlerdim. Ama yinede maske niyetine kullandığım gülümsememi takınır başkalarından duygularımı gizlerdim...

Güneşin batışını izlemeyi hiç denememiştim. Bu kadar güzel olacağını bilseydim kesinlikle önceden denerdim. Annem babamla tanıştıkları günde tam güneş batıyormuş. Kumsalda kumların üzerine uzanmış bir şekilde izlemişler bu eşsiz manzarayı. İlk defa izlemiş o manzarayı hemde sevdiği adamla tanışmaları böyle bir manzarada olucakmış. Galiba adımı Kumsal koymalarının nedeni de kumsalda güneşin batışında tanışmaları. Bense İlk güneş batışını izlediğim yer bir uçurumun kenarı olucağından habersizdim...Belkide bir işarettir bu !?

Dizlerime sardığım kollarım donmuş vaziyetteydi. Kızarmış Burnumu tekrar çektim. Sürekli böyle olurdu. Üşüdüğüm zaman burnum kızarır ellerim renk değiştirir ve dudaklarım titrerdi. Gözyaşlarım bile donmuştu.

Gözyaşlarımın neden aktığını inanın bilmiyorum. Neden burdayım ona hiçbir cevabım yoktu. Kafamı dinlemek istediğim yer daha çok bir kütüphane veya çizim yapabileceğim bir atölyeydi. Ama ne bir kütüphane vardı, ne de bir atölye. Ayaklarımın yönlendirmesiyle kendimi burda ağlarken bulmuştum.

İçimi en çok acıtan hayatımda en değer verdiklerimin beni yanlış anlayıp, duygu karmaşasına girmesiydi. Belkide bana söylediklerini çözümleyemiyordum. Tamam onlara dediğim son şeyler fazla acımasızdı ama üzerime fazla gelindiğindendi bu sert çıkışım. Sadece önemli olmayan bir yanlış hastalığı onlardan sakladığım için böyle yaparlarken, diğerini nasıl söyleyeceğim düşüncesi beynimi fazlasıyla yoruyordu. Ondan öyle davrandım zaten. Bana fazla değer veriyorlardı. Bana birşey olsa ne kadar üzüleceklerini de biliyordum.

Artık ne yapcağımı şaşırdım. Bir yandan İkizlerle kavga ettim. Belkide tamamen bitti. Diğer yanda Doktor beni unutmuştu. O durumda beni fazlasıyla üzüyordu. Yıllardır beraber yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen çocukluğum beni aramaz sormaz olmuştu. Nasıl bir hikmetse unutamadığım diğer olayda Bulut vakasıydı. Beni ölümle tehdit edip zorla kardeşine bakıcılık yapmamı sağladı. Bundan hiç şikayetçi olmadım. Zaten nasıl olunabilirdi ki? Melek gibi bir kızdan rahatsız olamazdım. Ama onun bana hakaretleri, bağırmaları, emirleri, zarar vermesi, kalbimi kırması ve defalarca avucunda ufalaması.......ardından bir anda değişen hareketleri, bakışları, sözleri...

Anlayamıyordum. Hayatımdaki en büyük sorunda o ne yaparsa yapsın ona karşı savunmasız olup herzaman onu düşünmeden affetmem. Yanıma yaklaştığında heyecanlanmam, sözleriyle kalbimin kanatlanması, bakışlarıyla yanaklarımın kızarması, küçücük bir şeyle bile beni hemde mutlu edip hemde yerle bir edebilmesi. Aklıma kakaolu pudingimin sözleri geldi.

Mavi Çiçek SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin