❤♾19

331 19 52
                                    

Multi: KumBul❤

Playlist:
Derya Yıldırım_ Alev Alev
Alper Ayyıldız_ Ağustos sırılsıklam
LP_ Lost On You
(Okurken dinlesek mi acaba?)

***

"Gökyüzünden bir bulut indi yüreğimin üzerine. Bir gül koydu kalbimin üzerine. İlk başta kokusu bayram ettirdi ciğerlerimi, sonra dikenleri battı kalbime..."

Aşk sizce neydi?Kalbinin hızlı atması mı? Yoksa acı çekmek mi? Ve yahut onun yanında olmak istemek mi?

Bana göre bunlardan az da olsa vardı.
Ama bence aşk, hasta kalbimin onu her defasında tekrar seçeceği kadar bağlanmasıydı. Acı çekeceğini, kırılacağını bile bile onsuz yapamamasıydı. Onun kokusuyla huzur dolmasıydı. Onun gözlerinde gökyüzünü bulmasıydı.

Elime aldığım hapı su yardımıyla yuttum.
Son anda yetişmiştim neyseki. Böyle krizlere gireceğimi bilmek insanı huzursuz ediyordu. Nefesimin düzene girmesiyle yatağımın üzerine oturdum. Kalbimin hala sancıması doğaldı galiba. Sonuçta krizden daha yeni çıkmıştım. Neden krize girdiğim konusunu ise hatırlamak dahi istemiyordum. Ama o sözler bir türlü aklımdan gitmiyordu.

"Aşığım. Kalbime ansızın düşen bir güzelliğe aşığım."

Gözümden düşen bir damla yaşın elimin üzerine düşmesine izin verdim. Suç bendeydi. Belki de beni yoran bu hasta kalbimdeydi. O kadar zaman vardı, o kadar kişi vardı neden imkansızı seçmek için o kadar bekledi. Neden benim için en son olacak seçeneği tek ve sonsuz yaptı ki

Düşüncelerimi yarıda bölen telefonumun sesiyle yatağımın ortasındaki ekrana baktım. Bayan ses arıyor...

Yüzümde oluşan buruk tebessümle telefonu açtım. Özlem ve pişmanlıkla nasıl cevap vericeğimi bilemedim. Bayan Sesi resmen unutmuştum. Uzun zamandır konuşmuyorduk da. Hastalığımdan sonra hayata olan bakış açım değişmişti sanki Bunların etkisiyle de o da arada kaynamıştı.

"Alo" dedim kısık sesimle

"Ah Kumsal. Sonunda konuşabildik. Özlemişim sesini."

Benim kısık sesimin aksine heyecanlı ve enerjili bir sesi vardı. O da hastaydı. Belki durumu benden kötüydü ama hayatı dolu dolu yaşayabilecek kadar bilinçliydi. Ben ise ufak şeyde bile hayatı silip atacak kadar bıkkındım.

"Bende öyle Bayan Ses. Kusura bakma seni aramayı ihmal ettim."

"Olur öyle şeyler ama ben aramasam arayacağın, soracağın yok"

Dolu gözlerim ve boğazımda oluşan yumruyla birkaç saniye birşey diyemedim. Biliyordum sesim titrerse bile anlardı. O benim ikinci annemdi. Ve bu hep sonsuz olarak kalıcaktı aynı aileme hissettiklerim gibi.

"Kafam karışıktı, yoğundum da biraz. Ondan arayamadım. Özür dilerim seni aksattığım için."

"Kafanın karışıklığı o yakışıklı yüzündense özür dileme. " dedi kıkırdayarak.

Dolu gözlerimden akmak için çabalayan yaşlarım isyan ederek akmaya başladı. Gözlerimde bıkmıştı artık. Her an sulanmaya yatkındılar. Sanki tetikteydiler ve bunu bekliyorlardı.

Gözümden akan yaşları durdukmak için büyük çaba harcıyordum ama durmuyorlardı. Neden ağlıyordum ki ben?
Ağlamamalıyım. Kumsal ağlamamalı.

"Kumsal iyi misin?" Bayan Sesin endişeli sesiyle sesim titrese de konuşmam gerektiğini anladım.

"Bayan Ses b_ben seni son_ra arasam olur mu? Kendine i_iyi bak"

Mavi Çiçek SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin