Gökşin Derin_ Yaran Kadar🕸
"Sadece mutlu olmak istedim fakat evren mutlu olmama epey tersti..."Bazen her şey üst üste geliyordu. O kadar yoruluyordum ki kalbimin hasta olmasına bile hak veriyordum. Artık neredeyse hiçbir şeye yetişemiyordum. Bayan Ses, uzun zaman bana emekler vermesine rağmen onunla iletişim kurmaya vaktim olmuyordu. Simge'nin annesi ve babasıyla o malum konuyu konuşacaktım ama ne zaman? Elif konusunu Erdem'e anlatacaktım. Işıl ile daha fazla vakit geçirecektim. Sevmeye bile vaktim yokken aklımdaki tek soruya cevap bulacaktım.
O kimi seviyor?
İşte hayatım bunlarla doluydu. Fakat ben yoruluyordum. Hiçbir şeye yetişemiyor, yaşamaktan bıkıyordum. Belki bunları yapmak zorunda değildim. Evet ama öyle hissediyordum. Bir insan kendinden bile yorulur muydu? Öyle de oluyormuş.
Belki artık burada olmamın bile anlamı yoktu. Eski ben değildim ki. O gülümsemeyi seven, tuvalini boyalarla boyamaktan zevk alan, çocuklara baktıkça mutlu olan ben kayboluyordum. Belki içten içe bunları hala hissediyordum ama artık dışa vuramazdım.
Elimdeki cam şişeden ufak yudum su alarak kuruyan boğazımı ıslattım. Gözümden damlayan birkaç yaşı elimin tersiyle sildim ve çantamı omzuma takarak kötü haber aldığım yerden ayrıldım.
Kötü şeyler bana bağlanmıştı zaten...
Gölge yere park edilen arabadan inmiş değişik hareketler yapan Berkay beni görmesiyle koşarak yanıma geldi.
"Kız beklemekten ağaç oldum. Gelmeseydin meyve verip, çiçekler açacaktım. Ayol yine güzel olurdum"
Berkay'ın gıcık hareketlerine karşılık vermeden arabaya yaklaştım. Moralim maalesef yoktu. Ön koltuktaki İmge hızla yanıma gelerek kollarını boynuma doladı. Yavaşça karşılık verdim.
"Oh sonunda bal"
Ondan ayrılıp çarpıkça gülen Batu'ya tebessüm ettim.
"Hoşgeldin kanka. Kuşlar güzel şeyler duyacağımızı söyledi" diyerek elini omzuma attı.
"O kuş ben oluyorum şekerler. Batuşum benim hıh"
Gözlerimi devirerek "Artık arabaya binebilir miyiz?" Dedim ve arka koltuğa Berkay ile oturdum. Hareket eden arabayla bir süre sessizlik oldu.
"Kız sen gelene kadar öndeki uzaylı Batuşuma çirkefleşti. Iyyy zevksiz."
Sessizliği mahveden kaykay direk İmge'ye sallamıştı. İmge zaten hep böyleydi. Çoğu kişiyle iyi anlaşmazdı. Batu'dan da hiç hoşlanmamıştı. Ama ikisini yan yana görmek beni mutlu ediyordu. Bu konulara hiç girmeyecektim.
"Sus duyacak" diyerek azarladım kaykayı.
"Duydum bile."
Berkay'ın laf sokmalarıyla İmge'nin tartışmayı uzatmasını Batu kesti. O da olmasa yol boyu kavga olacaktı desenize.
"İyi haberleri yolla bakalım"
Batu'nun aynadan bana bakarak sorduğu soruya düz bir şekilde baktım. Ne tepki versem yalanlardım ki duyduklarımı. Aslında acaba bir yalan daha söylemeyi göze alabilecek miydim? Çünkü nerdeyse hayatım yalandan oluşuyordu.
"Sizleri seviyorum"
Aynadan gülümsedi fakat başka bir şey söylememi bekliyordu. İmge dönerek bana baktı.
"Bunu biliyoruz zaten. Sen bize güzel haberi söyle. Mesela tedavin nasıl gidiyormuş"
Bir soru canınızı hiç bu kadar yakar mıydı? İçimdeki burukluk hissi yüzüme yayılınca kafamı cama yasladım. Şuan konuşmak istemiyordum. Şuan hiçbir şey istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Çiçek Senfonisi
Teen FictionKüçük bir kız çocuğu bir aşkın başlamasına neden oldu. Biri kardeşi için biri ise çocukları sevdiği için bu yola başladı. Kapılar hala açık. Ya sürekli açık olacak. Ya da tamamen kapanacak. Bunu zaman gösterecek... Mavi onların rengi.💎 Mavi onların...