❤♾27

125 11 0
                                    

Teoman _aşk kırıntıları
Fısıltı_Hemsaye

Duyduğum ses ve o anlamlı cümleyle olduğum yerde asılı kaldım. Tahmin ettiğim şey olamazdı. Olabilir miydi?

Olabilirdi..

Bana sarılan kolların çekilmesiyle arkamı döndüm ve miniğin dolu gözlerine tezat bir şekilde tebessümü vardı dudaklarında. Bende ise hoş bir şaşkınlık benliğimi ele geçirmişti. Ne konuşabiliyor ne de tepki verebiliyordum.

"Balım burda kal!"

Hayal sandığım şeyi doğrulayan miniğe bakan kahvelerim hızla doldu. O...o konuşmuştu. Konuşuyordu. O başarmıştı. Tüm yaşadıklarına rağmen yapmıştı. Sesini duyurmuştu bana. Dolan gözlerimle miniği sardım kollarımla. O da bundan memnunmuşçasına karşılık verdi bana. Mutlu olan halimi zorlaştıran düzensiz kalp ritimlerimle canım yansa da boşverdim. Burda ölsem bile değerdi.

Dolu gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. Ve mavilerinden yaşlar akan koca adamın tepkisizce bizi izlediğini gördüm. Ona ağlamakla karışık bir şekilde gülümsedim. Ve minikten yavaşça ayrıldım. Ayağa kalktım ve birkaç saniye derin nefes aldım.

Şimdi ben arafta kalmış bir ruhtum.

Hayatım ise araftan ibaretti...

"Güzelim. Abicim sen konuştun mu?" Dedi Bulut kuruyan yaşlarının arasından kardeşine bakarak.

"Evet" dedi Işıl fısıltı şeklinde.

Hıçkırdım ve gözümden damlayan yaşlara izin verdim. Ben şimdi ne yapacaktım? Bir miniği bırakıp gidecek miydim? Hayatıma devam edebilecek miydim?

"Balım gitme" bir kere daha ısrar eden miniğe sarılmak istedim fakat yapamadım. Bulut'un bana dönen mavileri istekle bakıyordu. Öyle bakma.

Bana öyle bakma, sevgilim...

"Gitme" dedi sessizce. O sessiz fısıltı yüreğime saplandı...

"Kumsal hadisene artık" diye seslendi arabadan çıkan Erdem.

"T_tamam g_geliyor_um" dedim titreyen sesimle. Ardından Bulut'a döndüm. Çatılan kaşlarıyla bana bakıyordu.

Anlamıştı...

"Balım benim yanımda kal"

Dizimin üstünde çöktüm ve eğildim.
"Minik arkadaşım...seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" Kafasını salladı.

"Birbirini seven insanlar ayrılsa da sevgileri aynı kalır." Duraksadım ve Bulut'a döndüm. "Seviyorsan eğer mesafeler sorun olmaz." "Hatta daha çok seversin o kişiyi. Çünkü özlemişsindir. Sonra mavişe baktım. "Şimdi ben gitsem de geri geleceğim ve seni eskisinden daha çok seveceğim." Gözleri doldu ve dudakları düştü.

"Söz versene"

"Söz" dedim kendimi sıkı tutarak.

Ardından maviş kollarını karnıma doladı ve sarıldı sıkıca bana. Ben ise sadece saçlarını okşadım dolan gözlerimle. Çünkü sarılırsam bırakamazdım.

"Işıl, güzelim hadi sen içeri geç" dedi kollarını benden yavaşça ayıran mavişe bakan Bulut.

Işıl üzgün bir ifadeyle son kez bana baktı. "Geri gel tamam mı?" Dedi ve arkasına bile bakmadan içeri girdi.

Bulut ise bana döndü kasılan yüz ifadesiyle. Gitmemi istemiyordu. Ama ben benimkilere söz vermiştim. Tamam demişken nasıl geri dönerdim.

Belki iyileşirdim...

Mavi Çiçek SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin