# 12

89.2K 3.5K 244
                                    


Akşam yemeği masası bu sefer kalabalık olacaktı. Şuan da herkes koltukta oturuyordu ve bende masaya son tabağı bırakmıştım.

-"Masa hazır buyrun." diye seslendim.

En asık yüzlü geçirdiğim günlerden bir tanesi daha. Sebebi belli. Tek iyi yanı Karan'ın bütün gün evde olmamasıydı. Az önce gelmişti.

-"Ne güzel görünüyor." dedi Nazlı'nın annesi Emine hanım.

-"Afiyet olsun." dedim.

Bu akşam için İlkay hanım onları davet etmişti. Nazlı , Halit amca ve eşi.

Baş köşeye Karan oturdu. Masanın iki yanına da diğerleri geçti. Sona koyduğum çorbayı herkesin kaselerine tek tek döküp boşalan büyük kaseyi aldım.

-"Sen yemiyor musun Alin ?" Nur hanım çatık kaşıyla sormuştu bunu.

-"Tokum ben size afiyet olsun." dedim gözlerimi kimseye değdirmeden. Ardından direk mutfağa geçip elimdekini yıkadım. Kahvaltıda atıştırdığım şeylerle durmama rağmen iştahsızdım. Zaten ezelinden beri çok yiyen birisi olmamıştım.

Çorbalarını bitirme sürelerini beklerken camın önüne geçtim. Kararmış etrafı dikkatle inceledim. Hiç bir kıpırtı yoktu. Beş dakika sonra dikdörtgen tepsiyle içeriye gittim. Biten kaselerle beraber yemek tabaklarını topladım.

-"Kızım bana az koy."

-"Tamam Halit amca." dedim yapamadığım tebessümle.

Bir bir yemeklerini koydum. Yemeklerin hepsini yine Nur hanım yapmıştı. Çok lezzetli görünüyordu ama işte yiyesim yoktu.

-"Masayı ben toplasaydım bari."

-"Lütfen Nur hanım. Siz oturun." Bugün halimi fark ettikleri için İlkay hanım bile bana ilişmemişti.

Onu oturtunca masayı toplamaya başladım. Hızlı davranınca kısa sürede bitmişti ama mutfağa dağ gibi bulaşık yığıldı. Yılmadım. Kafam dağılsın diye çok iyi başardım. Sadece ellerim buruş buruş olmuştu. Bu duruma dudaklarımı bükerek baktım.

-"Kahve yapmaya geldim." Başımı çevirip Nazlı'ya baktım.

-"Yapardım ben zahmet etme sen." dedim isteksizce.

-"Olur mu öyle şey benim elimden içmek istediler." Hah. Sinir.

-"İyi yap." dedim ters ters.

Salona uğramadan yukarıya çıktım. Sonuçta daha yapacak bir iş kalmadı. Yatağıma oturduğum sırada artık varlığını unuttuğum telefonum komodinin üzerinde iken çalmaya başladı. Uzanıp aldığımda bir numara arıyordu. İlk açmak istemedim ama sonra dayanamayıp açtım.

-"Alo ?" dedim tedirginlikle.

-"Canım , Alin benim."

Ah Ünal amcam.

-"Ünal amca ? Numaranı mı değiştirdin çok özledim seni arayamadım bir türlü özür dilerim." diye sıraladım cümleleri.

-"Bende çok özledim güzelim. Nasılsın iyi misin ?" dedi sesinden eksik olmayan baba şefkati ile.

-"İyiyim. Yani idare ediyorum diyelim keşke sende burada olsan." Sesim çoktan titremeye başlamıştı.

Bunun nedeni buradan biraz uzaklaşmaya ihtiyacım olduğundandı. Ama gidecek hiç bir yerim yoktu.

-"Ters giden bir şeyler mi var yoksa doğru söyle Alin. Bir süredir Karan'ı da aramadım soramadım. Niye böyle kırılmış gibi geliyor sesin bana ?"

B U Z K A L PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin