JJ artık yapımı bitmiş kendi evinde olduğunun haberini gece vermişti. Sabah ise ikimiz sessiz sakin kahvaltımızı yapmış köşelere çekilmiştik. Gitmeden önce son kez şarj aletimle kulaklığımı çantama atmıştım.
Saçımı yukarıdan at kuyruğu yapıp yüzüme bir şey sürmedim. Üzerime rahat edeceğim ince kumaşlı beyaz badi , açık renk pantolon ve spor ayakkabı giyindim.
Geldiğimiz havaalanında bineceğimiz uçağın üzerinde kalın harflerle Black yazısını gördüğümden beri kendime gelmiş sayılmam. Baya baya adamın özel uçağı var.-"Selamlar." Yerime otururken uçağa el ele giren Vera ile Jabari yüzümü güldürmüştü.
-"Merhaba." dedim ve arkama yaslandım. Onlar da karşımıza oturdular. En son Karan girip yanıma yerleşti. Vera onu görünce çekingen bakışlarına geri dönmüş başını eğmişti.
-"Ne içersiniz efendim ?" Uçak havada yolunu almışken resmi giyimli hostes geldi.
Jabari ile Karan istedikleri içkiyi söylerken biz sessiz kaldık. Koltuğun yanına koyulmuş dergilerden birini aldım. Ekonomiyle ilgili şeyler hiç de ilgi çekici gelmeyince geri yerine koydum.
Yan gözle çaktırmadan Karan'a baktım. Sessizce yere bakıyordu. JJ ilk başta dost olmadıklarını söylemişti. Pek inandırıcı gelmemişti çünkü beraber bir şeyler yapıyorlardı. En önemlisi evinde kalıyordu ama gerçekten arkadaş değillerdi. Oturup doğru düzgün sohbet ettiklerini hiç görmedim.
Öğlede bindiğimiz uçak yaklaşık dört beş saat sonra Dubai'nin havalimanında uçaktan indik. Yüzüme çarpan sıcak hava karşısında neye uğradığımı şaşırdım. O kadar sıcaktı ki.
Oyalanmadan seri hareketlerle bizi karşılayan adamların yönlendirdiği arabalara binmiş nefes alamadan yeniden yola girmiştik. Doğrusu bu sıcakta nefeste alınmıyordu. Son derece lüks arabanın önünde durduğu otele baktım. Otel demeye bin şahit ister. Bildiğiniz saray burası.
Vera ile birbirimize aynı anda bakınca kıkırdayıp kol kola girdik.
-"Kendimi kraliçe gibi hissettim." diye fısıldadı kulağıma.
Önden ilerleyen Karan ve JJ'in arkasından bu büyülü otele girmiştik.
-"Sorma bende aynısı." dedim hayranlık dolu sesimle.
Dışı gibi içeriside manyak derecede etkileyiciydi. Burayı anlatacak kelime hazinem cidden sınırlı. Biz büyülenirken uzun beyaz giyinmiş bir grup adam önümüzde durdu. Baya büyük selamlaşma ve güler yüzleriyle Karan'la tokalaştılar. Arapça konuştukları için bir şey tabiki anlamıyordum. Dikkatimi çeken Karan'ın da oldukça iyi derecede arapça konuşuyor olmasıydı.
Orada beş dakika kadar konuştular. Adamlar bize yalnızca başıyla selam verip önümüzden çekildiler. Otelde çalıştığı belli olan çalışan topluluğu hem bavulları hemde bizi asansörle yukarıya bilmem kaçıncı kata çıkarttılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B U Z K A L P
RomanceSeni defalarca kırsa da dönüp dolaşıp ona varıyorsun çünkü başına yıkılsa da o senin evin.