Tıkırtılar ruhumu uykudan sıyırırken kapının tıklanma sesi geldi. Henüz gözlerimi açabilecek kadar uyanmamıştım ama kapının açılmasını duydum.-"Gir dedim mi Oğuz ?! Çık dışarı."
Karan'ın sesi mi bu ?
İnanamıyorum !!
Odada mıymış ?!! Gelmiş ve uyandırmamış mı ?!! Tanrım yanında uyuyorum !!
Kapıdan tekrar ses geldiği sırada yeni uyanmış gibi gözlerimi araladım. Masanın önünde ayakta duruyordu ve benim bitirdiğim dosyalara bakıyordu. Nasıl uyuduysam hala o pozisyonundaymışım. Başımı koltuğun kolundan kaldırıp dikleştim. Belim feci tutulmuş.
-"Karan bey ?..Ben uyuya kalmışım özür dilerim." diye uykulu sesimle mırıldanıp ayağa kalktım. Tam gözümü ovuşturacaktım ki makyajım aklıma gelince sadece saçımı düzeltip elimi indirdim.
-"Sorun yok."
Dosyalardan ayrılıp tekli koltuğa oturdu. Oturduğu yerde ceketinin olduğunu fark ettim.
Orada ben uyurken oturmuş olma ihtimali var mı ?
-"Ben bitirdim , umarım bir problem yoktur. Baktınız mı ?" dedim tekrardan konuşarak.
Ceketinin cebinden çıkarttığı sigarayı yakıp dudaklarının arasına koydu. Geriye yaslanıp ayağını dizine yerleştirdi.
İnanılmaz bir görüntü varmış gibi sessizce iç çektim. Yakışıklılığı dizlerimi titretmişti.
-"Olmuş. İçerden viski getirsene bana orada tezgahın üstünde." Başıyla işaret ettiği yere bakınca masanın yanında kalan kapıyı göstermişti. Orayı ilk fark edince merak etmiştim ama özel olabilir düşüncesiyle girmemiştim.
-"Getiririm hemen." Ceketsiz yanında yarı çıplak hissiyatı rahatsızlık vermişti. Hatta ona arkamı dönüp dediği yere yürürken delici bakışlarını sırtımda çok iyi hissetim.
Girdiğim odanın bir köşesinde küçük iki kapalı mutfak gibi yer vardı. Karşısında camla çevrili duş başlığı ve açık askılarda yer alan takım elbiseler. Bekletmemek için incelemek yerine tezgahta görünen viski şişesine yaklaştım. Açıp bulduğum bardağa yavaşça döktüm. Şişeyi yeniden kapattıktan sonra bardağı alacakken arkamdan uzanan elin bardağı benden öteye itmesi bir oldu.
-"Aay !! " dedim refleksle bağırıp.
Sırtıma vurduğu nefesi yüzünden kalbim hızla çarpmaya başladı. Göğsümden çıkacak gibi atıyordu ve o sırada bir milim daha yaklaştığını hissettim. Çünkü gömleği tenime değmişti.
Farkında olmadan tuttuğum nefesimi usulca üfledim.
-"Ne yapacağız senin bu korkmalarını ?" Kulağımın dibinde fısıldayınca içki kokan nefesi vurdu.
-"Y-yaklaşmasanız ?"
Yoksa en sonunda bayılacağım demek isterdim.
Parmağını sırt dekoltesinin başladığı yere bastırıp yukarıya sürüklemeye başlayınca titreyen kirpiklerim kapandı. Değdiği her yer hem canımı yakıyor hemde kalbimi avucuna almış gibi sıkıyordu.
Saçlarımı sol omzuma doğru ittirdiğinde bir sonraki hamlesini diken üstünde bekleyişe geçtim. Sesimi çıkarmamak için dudağımı o kadar sert ısırmıştım ki canım acıyordu. Sağ kulağımın aşağısında saç diplerimin olduğu noktaya dudağını bastırmasıyla dudaklarım aralandı. Yere yığılmamak için hızla elimi tezgaha sabitledim. Aynı anda sanki o da hissetmiş gibi elini karnıma koyup beni tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B U Z K A L P
RomanceSeni defalarca kırsa da dönüp dolaşıp ona varıyorsun çünkü başına yıkılsa da o senin evin.