Ertesi sabah yatakta uyurken beni uykumdan uyandıran güzel kokuyla kalkmıştım. Hemen giyinip indiğimde Nur hanımın mis kokulu poğaçalarıyla karşılaşmıştım. Fırından yeni çıkmış olmasına rağmen dayanamayıp bir tane ağzıma keyifle attım.İlkay hanım daha kalkmamıştı ve Nur hanım en erken kalkan olarak kahvaltı masası hazırlamıştı.
-"Bu da tamamdır !" dedim ve ocağın altını kapattım.
-"Nerede benim kahvem ?!" diyerek mutfağa sinirli giren Karan'a kaydı gözüm.
Çatık kaşlarıyla üzerime yürüyünce bir adım geri gittim.
-"Sanada günaydın teyzecim. Kahvaltı hazır bırak kahveyi. "
-"Bizi yalnız bırak teyze." dediği an zorlukla yutkundum.
-"Hayır !" diye karşı çıktım.
Gözlerinden öfke saçarak baktı. Git gide kararan göz bebekleri beni her an parçalayacak gibi bakıyordu.
-"Korkutuyorsun kızı yapma şöyle !" dedi teyzesi de aramıza girmeye çalışıp ama Karan kolunu tutup izin vermeden bağırdı.
-"Teyze !!" Gözlerini gözlerimden ayırmadan öyle bir bağırdı ki sanki eşyalar yerinden oynadı.
-"Aman tamam bağırma gidiyorum." diyip istemeye istemeye mutfaktan çıktı.
Çıkmasıyla koluma yapışıp canımı acıtması bir oldu. Bir gün bileğimi kıracak diye korkuyorum.
-"Bak kızım afra tafra sevmem ! Bu evde ben ne diyorsam ne istiyorsam o olur ! Canımı sıkmaya başladın !" Sesi git gide daha fazla yükselmeye meyilliyken geri çekilmeye hiç mi hiç niyetim yoktu.
-"Canınızı sıkıyorsam bırakın gidiyim." dedim kaşımı kaldırıp. Bu tepkimi beklemiyor gibiydi. Afalladı.
-"Bok gidersin ! Hadi görelim bakalım gidebiliyor musun ?!" Kemikli parmaklarıyla çenemi kavrayıp yanaklarıma baskı uyguladı. Sıkarken acıttığını görmüyor mu bu adam ?
-"Seni bana bırakıp gittiyse söz hakkına ben sahibim senin isteklerin değil ! Ve sen... benim yanımdan asla ayrılmayacaksın sok bunu kafana !" Bollaşan elinden kurtulan çenem fazlasıyla ağırırken var gücümle göğsünden ittim. İtmeye çalıştım diyelim.
-"Ya neden neden ?! Söylesene neden !!" diye bağırdım. Belirsizlikler içerisinde yaşamaktan oldum olası nefret etmişimdir.
Boynundaki damarlarını belli edecek derecede kendini sıkıyordu. Gıcırdattığı dişlerini duydum diyebilirim.
-"Sesini alçalt. Kendimi zor tutuyorum elimden bir kaza çıkacak. Öfkemin sınırlarını görmek istemezsin sakinleştiğin zaman konuşalım." Dönüp giderken sırtını izledim. Hala ondan nefret edemiyorum.
Ayağımı yere vurup arkasından duyacağı yükseklikte ofladım.
-"Oflama çay dök."
Ona ultra ultra sinirli olmama rağmen dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım.
Seksi pislik.
-"Sana da tabak koydum sende otur." dedi Nur hanım herkes masaya oturduğunda.
-"Evet otur." diyen İlkay hanımdan böyle bir söz beklemiyordum.
Sesimi çıkarmadan ikisinin karşısına oturdum. Baş köşede her zamanki gibi Karan sinir bozucu ifadesiz yüzüyle oturuyordu. Kahvaltının ortalarında telefonu çaldı.
-"Telefonumu getir."
Gözlerimi devirip kalktım.
-"Oyarım gözlerini." Bu adam da güvenlik kamerası gibi herşeyi görüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B U Z K A L P
RomanceSeni defalarca kırsa da dönüp dolaşıp ona varıyorsun çünkü başına yıkılsa da o senin evin.