Ertesi gün düne nazaran sağanak yağışlı ve oldukça serin bir gün olmuştu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı tarayarak düzelttim ve giysi odasına geçtim. Pazar günü olduğu için Karan yatağımızda hala uyuyordu. Seslere karşı duyarlı olması nedeniyle uyandırmamak için sessizce hareket ediyordum.İç çamaşırlarımı değiştirip krem renkli bir elbise giyindim. Aynı renkte olan çorapları dizime kadar çekince tatlı bir görüntü oluşmuştu. Oğluşumu sevmeyi unutmadan odadan çıktım. Elim karnımın üstünde salona indiğimde mutfaktan sesler duyunca o tarafa yöneldim. İlkay hanım masada oturmuş , Nur hanımla Sevinç teyze tezgahta bir şeyler hazırlıyorlardı.
-"Herkese günaydın." dediğimde iki gülen yüzün dışında İlkay hanım tepkisiz kalmış öyle günaydın demişti.
Kahve makinesinin başına geçip aylardır olduğu gibi yapmaktan büyük zevk aldığım kahveyi yaptım. Kahve bardağıyla yukarı çıkarken beni fazkasıyla yoran oğlumla içimden sohbet halindeydim. Yatak odasına girdiğimde Karan'ın sırt üstü döndüğünü ve tavanı izleyerek yattığını fark ettim.
-"Günaydın." diyip yanına ilerledim. Kahveyi komodine koyduktan sonra bacağımı kırarak yatağın kenarına oturdum. Gözünü ovuşturarak yatakta kıpırdanırken diğer elini karnıma getirdi.
-"Neden yanımdan kalktın ?" O uyanmadan yanından kalkmazdım. Ama bugün durum farklı.
Eğilip dudağına öpücük kondurdum.
-"Çünkü misafirlerimize ayıp olurdu."Kısa bir öpüşmenin ardından kalkıp benim gibi oturdu. Ne kadar dinlenirsem dinleneyim kendimi hep yorgun hissediyorum.
Karan kahvesine uzanınca ona baktım. Bir gram yağ olmayan yarı çıplak vücuduyla ilk gün ki gibi heyecanlandırıyor beni.
-"Kahvaltı yapıcak mısın ?" diye sordum. Biraz daha ona yaklaşıp başımı omzuna yasladım.
-"İşim var. Giyinip çıkacağım."
Oflamamak için zor dururken başımı kaldırdım ve sıkıntıyla gözlerimi başka yere çevirdim. Her gün ondan uzak kalmak ciddi anlamda sinir bozucu.
-"Bari bugün evde dursaydın." Hem beni çıkartmıyor hem kendisi de durmuyor. Ne yapacağım bu evde delireyim mi ?!
-"İşim var dedim Alin. Aç durma gidip yemeye başla hadi."
Gözlerim dolu dolu yataktan kalktım. Ona bakmadan kapıya ilerlerken sesimi düz tutmaya çabalayıp konuşmuştum.
-"Tek düşündüğün oğlun. Beni düşünen yok ki."
Alt kata inene kadar bir iki damla süzülen yaşlarımı silmiş öyle mutfağa geçmiştim. Hazırlığının sonuna gelen kahvaltı masasına ilk oturan ben oldum. İlkay ve Nur hanımda oturunca Sevinç teyze çayları doldurdu.
-"Oğlum gelmiyor mu ?"
İlkay hanıma bakmadan bala uzanırken cevapladım.
-"Hayır işi varmış." dedim.-"Pazar pazar ne işiymiş bu ?" diyince içimi dökesim geldi ama yapmadım.
-"Bilmiyorum İlkay hanım."
Biraz sonra adım sesleri duyulunca merdivene bakma gereği duymadım. Kim olduğu belli sonuçta.
-"Ben çıkıyorum." dediğinde oturduğum yere kadar gelmişti. Başımın üstünü öpünce biraz yumuşayacak gibi oldum ama pas vermedim.
-"Oğlum yesene bir şey."
-"Zamanım yok şimdi. Sende dikkat et." dedi bana ve evden çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B U Z K A L P
RomanceSeni defalarca kırsa da dönüp dolaşıp ona varıyorsun çünkü başına yıkılsa da o senin evin.