# 30

83.2K 2.9K 226
                                    

Karan'ı almaya gelen evdeki arabalardan birine binmiş yola girmiştik. Onun iyi olmasına çok mutluydum fakat her geçen gün daha fazla strese giriyordum.

Karan'dan hamileyim cümlesine bile henüz alışamamışken ona nasıl söyleyecektim ? Öyle yada böyle bir yolunu bulup artık söylemeliyim. Karşılığında nasıl bir tepki alacağımı bilmesem de onun öğrenme zamanı gelmişti.

Bunu onunla öğrenmeyi çok isterdim. Sadece bu olay yüzünden toprağa gömdüğüm o kötü günü geride bıraktım. Ne olursa olsun o benim herşeyimdi. Kaybetme korkusu yaşadığım adama küs kalamazdım.

-"Güzelim neyin var senin ? Hala endişeleniyorsan eğer gördüğün gibi sağlamım." Kolumdan çekerek beni göğsüne yatırınca itiraz etmeden orasına kıvrıldım.

-"Sarsıldım ya biraz atlatamadım henüz." dedim aklıma ilk geleni söyleyerek.

-"Emin misin başka bir şey varmış gibi geliyor bana ?"

Sessiz kalmayı tercih ettim. Burnumu boynuna sürtüp gözlerimi sıkıca yumdum. Ne var ki Karan'ın inanmadığını biliyordum.

Eve varan uzun yolda göğsünde uyumak çok keyifliydi. Beni yalnızca arabadan indirirken kucağına alırken uyandırmıştı. Mayışmış halde boynuna sarılmış bir kaç dakika içerisinde yumuşak yatakla birleşmiştim. Gözlerim yeniden kapanırken dudaklarıma uygulanan baskı ile başımı yastıklara bastırdım. Usul usul öperken uykuyla uyanıklık arasında çok zevk vermişti. Aynı anda pantolonumun düğmesini açıp bacaklarımdan sıyırdı. Dudaklarımdan ayrılınca gözlerimi bilerek açmadım. Pantolonla beraber iç çamaşırımı da bir çırpıda çıkarttı. Yeniden dudaklarımı tutkuyla öpüp ısırırken tişörtün altından göğüslerimi bastırarak okşuyordu. Elimi ensesine atıp kendime yaklaştırdım. Islanmam için en ufak dokunuşu yeterken beklemesine gerek kalmadan zevkle haykırarak sıcaklığıyla içime gömüldü.

Onun olmaya asla doymayacaktım.

'

Banyodan çıktıktan sonra yine elleriyle saçımı kurutmuş üzerimi giyinmem için odama göndermişti. Ben giyinirken o sadece iç çamaşırıyla gelip yatağıma girdi. Altıma külot üzerime tişört geçirip saçlarımı topladım ve yatakta yanına yattım. Uzun sevişmelerimizin sonrasında biraz uyuduğumuz için şuan uykum yoktu. Hava kararmıştı ve odanın içi tamamen karanlıktı. Açık pencereden vuran ay ışığı ile yüzünü görebiliyordum.

Ben sırt üstü yatarken o kırdığı kolunun üstüne doğru yan uzanmış beni seyrediyordu. Stresten dudaklarımı ısırırken baş parmağıyla dudağımı dişlerimin arasından çekti. Ellerimi karnımda birleştirip tavana baktım. İçimden kendime güven verecek sözler sayıklıyordum.

-"Sana söylemem gereken bir konu var." diyerek giriş yaptım. Pişman olur muydum orasını bilmiyorum.

Yüzümde gezinen eli durdu.
-"Dinliyorum."

Sertçe yutkundum. Kalp atışlarım hızlanmıştı.
-"Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Söylemeye hazır değilim ama artık öğrenmen gerekiyor."

Yüzüne bakmaya cesaretim yokken yattığı yerde bana doğru biraz daha yaklaşıp sıkıca sarıldı. Göğsüne gömülen başımı oradan çekmek istemedim. Eliyle sırtımı okşayarak rahatlatmaya çalıştığını biliyordum.

-"Bana her şeyi anlatabilirsin. Eğer kızacağım bir şey yaptıysan sonra niye kızıyorsun deme. " Dalgaya vurmuş olsa da hiç gülecek havada değildim.

İstemeyerek göğsünden çekildim. Yatakta doğrulup bağdaş kurarak oturduktan sonra yatak başlığına yaslandım. Karan da olayın ciddiyetini kavrayınca benim gibi başlığa yaslanarak oturmuştu.

B U Z K A L PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin